Gündem
28 Ara 2018 10:28 Son Güncelleme: 17 Oca 2019 12:19

Salona hükmedemezseniz sinema yapamazsınız!

BKM Mutfak Genel Müdürü Ferat Bilgin, sinema ve dizi sektöründe gelinen son durumu Medyaradar okurları için kaleme aldı.

Dünyada kültür emperyalizmi ve dolayısıyla algı yönetimi yapma amacında iseniz bir piramidiniz olur. Bu piramidin en üstünde kurguyu yapan akıl vardır, aşağıda bölgesel akımları yönlendirebileceğiniz ülkeler en altta ise local etki merkezleri.

‘Hollywood Hollywood'dan ibaret olmamalı sözü aslında dünya Amerika’dan ibaret olmamalı söylemiyle beraber doğdu. Bunu söyleyenler dünya ekonomi kurgusuna yön veren, dolar üzerinde en büyük hak sahibi olan aile ve şirketlerdir. Artık fikir de, para da batıdan değil doğudan gelecek diyebiliriz. Dolar, rezerv para, ekonomi kurgu noktasında blockchain teknolojisi ile beraber büyük bir değişime gidildiği apaçık ortada. Suudi Arabistan Merkez Bankası’nın Ripple kullanması, dolar için beka meselesi olan bir noktadan çıkan bu durumun değişimin önemli bir kanıtıdır ve bu şekilde onlarca kanıt sıralayabileceğimiz gelişmeler özellikle yeni kayıt teknolojileri yani blockchain alanında görülüyor.

Ekonomi kurgusunun değişiminde başarı olmanın yolu sosyal kurgu ve algı yönetiminin de eş zamanlı ve aynı başarıda sürdürülebilmesidir. Dolayısıyla bu akımı temsil eden algı merkezlerinin oluşması için yol haritasındaki en önemli aşamalardan birisi algı yönetiminin de piramidin ikinci bölgelerinden yönetilmesidir. Kısacası sinemaya, diziye, içeriğe yani algıya hükmetmektir.

Türkiye Neden Önemli?

Rizeli bir arkadaşım geçenlerde bana; “Adım “Kadir” Arapçadır, köyümün adı Maşer Rumcadır, ben Türk’üm” dedi. Kültürün bu kadar çeşitlendiği özümsendiği bir toplum tüm kültürlere hitap edebilir. Dolayısıyla özellikle dizilerdeki başarımızın temel nedeni budur. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafyasına baktığımızda kültürümüzü görebilirsiniz yani bu coğrafyalarda doğrudan sosyal etki yaratabilecek içeriklerin üreticisi ve tasarlayıcısı olmanın doğal ve doğrudan adayıyız.

Türkiye’de Neler Oluyor?

Dünyada film sektörünü kontrol etmeniz için iki kanalı kontrol etmeniz gerekir. Gayrimenkul ve İnternet.

Netflix geldi. Kuvvetle muhtemel Türkiye’de global oynamak için BluTv gibi bir şirketi satın da alırlar. İnternet kanalları artık teslim edildi diyebiliriz. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Netflix yönetiminde olması çok da tesadüf olmaz sanırım.

Gelelim gayrimenkule, yani fiziki mecralara. Türkiye’nin en önemli sinema salonları Samsung’un torunlarından ve Spielberg ortaklarından Güney Koreli bir gruba ait. Salona hükmedemezseniz sinema yapamazsınız.

Bu iki atardamarın kontrol altında olması, film üreticileri açısından ciddi sonuçlar doğuruyor. Zira üretimi yapan şirketlerin hayatta kalıp kalmamasını belirleyecek olan karar, internet ve fiziki satış noktalarının sahiplerinin iki dudağının arasındaki kararlardır. Aksi halde gösterilmezsiniz gösterilmezseniz batarsınız. Batmazsanız dayanma gücünüzün son noktasına kadar maliyetlerinizi arttırıcı sizi bitirince hamleler peşi sıra devam eder. Nitekim şu anki oyun mevcut yapımcıların ekonomik olarak dayanamayacakları noktaya getirilerek akabinde satın alınması süreci olacak. İnternet ve fiziki şartlara hükmeden yabancı patronlar, içerik üreticilerini de satın alarak sadece Türkiye’ye değil, tüm bölgeye istediği formatı atabilecek sosyal dizayn aracının yegane sahibi olurlar. Osmanlı İmparatorluğu ve devamındaki cumhuriyetimizin bölgedeki bu tarihi gücünün hem yönetimde hem de sosyal değişimde kullanılması şu an yaşadığımız acı gerçekliktir.