Polemik & Kulis
06 Oca 2016 11:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:16

Salih Tuna'dan Ahmet İnsel'e sert sözler: Lağımcı profesör

Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Ahmet İnsel'in 2012'de yazdığı ve Karakaya'nın ölümü ardından anımsattığı Lağımcı Gazetecilik tanımlamasına takıldı ve köşesinden sert bir yanıt verdi

Prof. Dr. Ahmet İnsel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisine katılan ve Medine'de geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayatını kaybeden Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya hakkında Birikim Haftalık'ta bir yazı kaleme almıştı.

2012'de Karakaya'nın gazeteciliğini 'lağımcı gazeteciliği' olarak tarif ettiğini hatırlatan İnsel, "Davutoğlu’nun belirttiği gibi, Hasan Karakaya 'cesur ve etkin bir kalemdi'. Cesaretine diyecek bir sözümüz yok. Etkinliğine gelince, lağımcı gazeteciliğinin olduğu türden bu etkinlik görünen o ki İslâmcı muhafazakârlığın etkinlik anlayışını yansıtıyor" ifadesini kullanmıştı.

Radikal gazetesinde 2012'de yayımlanan yazısında İnsel "Lağımcı gazeteciliği" şöyle tanımlıyordu:

"... Osmanlıcada lağımcı, kuşatma sırasında yeraltından tünel kazan askerlere verilen addır. Daha sonra askeriyede bu sınıfa istihkamcı dendi ve kelimenin sadece diğer anlamı kullanılır oldu.

Sanırım, Türkçede bazı gazetecilik faaliyetlerini tanımlamak için kullanabileceğimiz uygun iki anlamlı bir kelime bu: Lağımcı gazeteciliği.

Bu, on yıllardır bildiğimiz bir gazetecilik türü. Bunun en güçlü örnekleri, devletin apoletli ve apoletsiz istihbarat bürokrasisinin güdümünde yapılanlar.

Kara propaganda yöntemlerinin kullanıldığı, dönemine göre mecra değiştiren, yeraltından beslenen, kirli gazetecilik türü.

İşi açıkça tehdit etmeye kadar götürmekten sakınmıyor. Gizli ve yasadışı ortam dinlemeler ve benzeri her türlü lağımcılık yöntemlerinden elde edilenleri kullanıyor. (...)

Lağımcı gazeteciliğinin Türkiye’de aktif manipülasyon konusunda etkili olmasına karşı yasaklar mı koymak gerekir? Zannetmiyorum.

Demokrasinin temel direklerinden olan ifade özgürlüğü ilkelerine sadık kalarak, bunları yapanları teşhir etmek ve bu pis kokulu faaliyetlere aldırmadan, asli demokratik değerleri, dik durarak, sakin bir kararlılıkla savunmaya devam etmek yegâne çaredir.

Lağımcı gazeteciliği bir kesime özgü değildir. ... İslami basının bir parçası olan bu tür gazete ve internet sitelerini, ‘mahallemizin haylaz ve arsız çocukları’ muamelesi yaparak, sessiz biçimde geçiştiren, “Bir gün bir yerde lazım olur” düşüncesiyle arada başını okşamayı ihmal etmeyenlerin de bir sorumluluğu var bu cenahtaki lağımcı gazeteciliğinin gelişmesinden."

SALİH TUNA'DAN AHMET İNSEL'E KÜFÜRLÜ SALVO

Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Ahmet İnsel'in 2012'de yazdığı ve Karakaya'nın ölümü ardından anımsattığı Lağımcı Gazetecilik tanımlamasına takıldı ve köşesinden sert bir yanıt verdi:

Hasan Karakaya'nın vefatı bunlara artık nasıl koyduysa günler geçti hâlâ bitmek tükenmek bilmiyorlar.

Sosyal medyadaki linç kampanyalarına, o “Viagralı soysuzlar" da iftiralarına tam gaz devam ederken, kimi akademisyenler ve kimi köşe yazarları da kafalarını uzatmaya başladı.

Bunlardan biri, bir profesör, merhumun gazeteciliğine, “lağımcı gazeteciliği" demiş.

Efendim, Osmanlı'da “lağımcı" demek…

Lan?

Ona bakarsan, Azerice “pezevenk" demek de… Neyse, burdan gitmeyelim, bize yakışmaz.

Profesörün kendisine yakıştırdığından gidecek olursak da birçok örnek vererek, “bunların gazetecilik tarihi lağımdan ibaret" demek zorunda kacağız ki, bu da pek hoş sayılmaz.

İyisi mi bu “lağımcı profesöre" hiç dokunmamak…

ULAN NE DEĞİŞİK ADAMLARSINIZ...

Tuna, yazısını şöyle tamamladı:

Ulan ne “değişik" adamlarsınız…

Millet oy verir, kömür makarna için, dersiniz; taziye telefonu açar, terfi için dersiniz.

Kılıçdaroğlu da Akit gazetesine taziye telefonu açtı, söyle bakalım “a değişik" ne için; terfi için mi, makarna için mi?