Gündem
28 Ara 2020 09:11 Son Güncelleme: 28 Ara 2020 14:18

RTÜK'ün 2020 karnesi ortaya çıktı! ATV'ye büyük kıyak!

Tartışmaların odağındaki RTÜK’ün 2020 karnesini açıklandı. ATV'ye yapılan kıyak ortaya çıktı. Hakkında 102 bin 500 şikâyet yapılan ATV'ye yalnızca 1 ceza kesilmiş.

CHP’li Üst Kurul Üyesi İlhan Taşcı, tartışmaların odağındaki RTÜK’ün 2020 karnesini açıkladı.

Taşcı’nın raporuna göre, 2020 yılı boyunca yandaş kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, muhalif kanallara bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi.

Hakkında 102 bin 500 şikayet yapılan ATV’ye yalnızca 1 idari para cezası verildi.

RTÜK, aynı dönemde muhalif kanallara 54 kez yaptırım kararı aldı. İlhan Taşcı, “Bu tablo Ebubekir Şahin’in eseridir. Şahin, sarayın ve iktidarın sesi olan kanalları korumayı, eleştirenleri de cezalandırmayı görev olarak görüyor” dedi.

Ekran karartmalar ve verdiği cezalar nedeniyle tartışmaların odağında yer alan RTÜK’ün CHP’li Üyesi İlhan Taşcı, kurulun 1 Ocak 2020 ile 25 Aralık 2020 tarihleri arasındaki eylem ve kararlarını mercek altına alarak raporlaştırdı.

RTÜK’ün koruyup kolladığı kanallar ile cezalandırılan muhalif kanallara ilişkin çarpıcı verilerin yer aldığı rapora göre, AKP’nin sesi olarak bilinen A Haber, Kanal 7, TV Net, TGRT Haber’le ilgili bir yıl boyunca hiçbir dosya görüşülmedi ve hiçbirine ceza verilmedi.

100 BİN ŞİKÂYET, 1 CEZA

Bir yıl boyunca 102 bin 500 şikayetle RTÜK’e en çok şikayet edilen kanal olan ATV hakkında ise Üst Kurul gündemine yalnızca 2 dosya alındı. Kurul, bu kanala bir kez “Türkçe’nin kaba kullanımından” uyarı yaptırımı, 1 kez de “ailenin korunması”na aykırılıktan idari para cezası verdi. Kanalla ilgili bunun dışında hiçbir dosya görüşülmedi. ATV’ye verilen para cezası, beyan ettiği reklam geliri üzerinden 400 bin lira olarak hesaplandı.  Türkiye’deki televizyonlar arasında en yüksek reklam gelirine sahip kanal olarak ATV kayıtlara geçti.

25 KAT PARA CEZASI

İlhan Taşcı’nın raporuna göre, aynı dönemde, Tele 1 hakkında 16 idari para cezası, 8 gün boyunca 2 program durdurma ve 1 kez de beş günlüğüne ekran karartma olmak üzere 19 ceza verildi.

Üst Kurul, Halk TV’ye 12 kez idari para cezası, 10 gün boyunca süren 2 program durdurma, bir kez de beş günlüğüne ekran karartma olmak üzere 15 yaptırım kararına imza attı.

Raporda, eleştirel yayıncılık yapan KRT’ye de bu dönemde 3 kez idari para cezası verildiği kaydedildi.

Dönem dönem yayınları nedeniyle iktidarın şimşeklerini üzerine çeken, yayınlarında farklı düşünce ve seslere yer veren Fox TV’ye RTÜK tarafından 9 kez idari para cezası verilirken, 1 kez de 3 Ana Haber bülteninin durdurulmasına hükmetti.

İktidarı sorgulayan, eleştiren muhalif çizgideki bu televizyon kanallarına kesilen idari cezaların parasal karşılığı ise kayıtlara yaklaşık 10 milyon lira olarak geçti.

İktidarın ve RTÜK’ün doğrudan hedefi dışındaki kanallardan ise 2020 yılında Habertürk en fazla cezalandırılan kanal oldu. Habertürk’e ise 1 kez uyarı, 5 kez idari para cezası, 1 kez de 5 günlüğüne program durdurma cezası verildi.

AKP’Yİ ELEŞTİRENİ YAŞATMAYIZ

CHP’li Üye İlhan Taşcı, ceza adaletsizliğinin yayıncıları, televizyonlardaki düşünsel çölleşmenin de izleyicileri bıktırdığını vurgulayarak, “Üç aşağı beş yukarı benzer içerikleri üreten yayıncılara nasıl olurda RTÜK 1 yıl içerisinde birine göstermelik, nazarlık niyetine 1 ceza keserken, ötekilerine 54 ceza keser. Bu kanallar arasındaki temel fark, sadece iktidarı haberlerinde övenler ile yerenler. Bu kadar açık ve net.  Bunun para cezası olarak karşılığı ise yayıncılar arasında 25 kat fark! RTÜK aracılığıyla verilen mesaj açık, ben seni yaşatmayacağım, halkın haber alma hakkına kulak tıkayacağım, iktidarı eleştireni yaşatmayacağım; sarayın ve iktidarın nefesi, sesi olanları da koruyup kollayacağım, reklamlara boğacağım. 2020, RTÜK açısından iktidarı eleştirmenin, sorgulamanın ekonomik bedelinin en ağır, haksız, adaletsiz şekilde ödetildiği bir yıl oldu” ifadelerini kullandı.

ŞİKAYETTE BİRİNCİ, CEZADA SONUNCU

RTÜK’ün 2020 karnesinin Türkiye yayıncılığı açısından karanlık bir tabloyu ortaya koyduğuna dikkat çeken İlhan Taşcı, şunları söyledi:

 “Somut veriler her şeyi anlatıyor; RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 1 yıl boyunca sadece ama sadece sarayı ve iktidarı, onun medyasını koruyup kollamaya çalışmıştır. Hedeflenen ise iktidara ses edilmesin, saraya kulak kesilsin, onların dediğinden, istediğinden, işaret ettiğinden ve belirlediğinden başka hiçbir ses televizyonlarda görünmesin, izlenmesin. Ama onlar da biliyor ki; verilen reklamlara, sağlanan imkanlara karşın, sarayın iktidarın kanalları değil, gerçekleri aktarmaya çalışan, özgün kanallar daha çok izleniyor.”

Taşçı, bu yıl RTÜK’e en çok şikayet edilen kanal sıralamasında ATV’nin birinci olduğunu açıklarken, bu kanalla ilgili yalnızca 2 dosyanın Üst Kurul’da görüşüldüğünü, onda da göstermelik 1 ceza verildiğini aktardı.

REYTİNGE DEĞİL, İKTİDARA GÖRE REKLAM

Şahin’in RTÜK Başkanlığından anladığının, iktidarın sesi olan kanalları koruyup, kollamak; iktidarı eleştirenleri de sudan sebeplerle cezalandırmak olduğunu aktaran İlhan Taşcı, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yayıncılar, RTÜK yönetiminin tasarlayarak, planlayarak belli kanalları koruyup kollamasından, onlara haksız kazanç sağlama yolunu açmasından ve rekabet ortamını iktidara yakın olanlar lehine bozmasından bıkıp usanmış durumdalar. Kanalların izlenme oranlarına göre reklam almaları gerekirken, reytingleri belli programlar dışında yerlerde sürünen kanallar bakıyorsunuz milyonlarca liralık reklam geliri elde ediyor. Özellikle de kamu kaynakları belli kanallar için seferber edilmiş durumda.”

RTÜK Başkanı Şahin’in aldığı bir “işaret fişeğiyle”  gece yarısı tivit atarak ön almaya çalıştığını, ama önüne gelen on binlerce şikayeti görmezden gelebildiğini vurgulayan Taşcı, “115 bin kez şikayet edilen kanala sadece 1 cezanın verildiği bir anlayışla ne basın özgürlüğü, ne de düşüncenin yayılması özgürlüğü sağlanabilir. Basın ve ifade özgürlüğünü ortamını sağlamakla görevli RTÜK artık, basın özgürlüğünün önünde bir engele dönüşmüştür. Üye yapısından, kurul gündeminin belirlenmesine kadar pek çok konuda reform zorunluluktur. Bu Türkiye yayıncılığının geleceği, Türkiye’nin uluslararası arenadaki saygınlığı açısından kaçınılmazdır” değerlendirmesini yaptı.