Medya
22 Mar 2010 16:57 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:10

REKLAMCI GENEL YAYIN YÖNETMENİNİ TEHDİT EDEBİLİR Mİ?

Kim bu reklam ajansı? Hangi gazeteyi tehdit etti? Neden?

Reklamcı, yayın yönetmenini tehdit edebilir mi?

Anlatacaklarıma inanamayacaksınız. Ben de ilk duyduğumda kulaklarıma inanamamıştım. Ne var ki konuyu araştırınca ortada vahim bir durum olduğunu müşahede ettim. Bunu sizlerle paylaşacağım. Çünkü hem okurun, hem basının hem de reklam verenlerin nasıl bir dolap döndüğünü görmesinde fayda var. Özellikle reklam verenlerin reklam ajanslarına ’Bu bütçeyi al, en etkili mecralarda reklamımı kullan’ diye emaneten verdiği paraların bazen nasıl çarçur edildiğinin artık konuşulması gerekiyor. Bu, sadece reklam verenlerin meselesi de değil üstelik. Medyanın bağımsız kalması için kurulacak baskının da bertaraf edilmesi şart.

Olay şu: Bir medya ajansının önemli bir yetkilisi bir gazetenin genel yayın yönetmenine pervasızca ve saygısızca bir mesaj gönderiyor ve diyor ki: ’O yayınlara devam ettiği sürece ona reklam yok. Tirajı ne olursa olsun X gazetesi kadar bile reklam göndermeyeceğim ona.’ O yayınlar dediği, Ergenekon terör örgütü ile ilgili ortaya çıkan gerçekler; o gazete dediği de, onlarca yıldır kendini yenileyemeyen, fevkalade tutucu olduğu için kitleler arasındaki köprüleri yıkmakla maruf bir gazetemiz.

Bu bir tehdittir. Şantajdır. Ahlâksız bir tekliftir. Bahsi geçen gazete şayet benim yönettiğim bu gazete olsaydı, ne pahasına olursa olsun bu cüretkâr tavrı en ince ayrıntısına kadar anlatır, gönderilen mesajı kamuoyu huzurunda tartışmaya açardım. Ancak bu duruş, şahsî bir mesele gibi algılanabilir, bir gazete ile bir reklamcı arasında yaşanan bir husumet sanılabilirdi. Büyük bir ihtimalle suskun kalan yönetici arkadaş da bu algı hatasına yol açmamak için sabretti. Yani, meslektaşımın sabrı efendiliğinden kaynaklanıyor; endişeden değil. Ancak durum endişe verici. Adı Ergenekon davasında geçen bir reklam ajansı üst düzey yetkilisi, Ergenekon haberi yer alıyor diye bir gazetenin hak ettiği reklamı kesebilir mi? Reklam veren şirket sahipleri reklam ajanslarına böyle bir yetki veriyor mu? Neyse ki bu tarz haksızlığı reklam dünyasının büyük çoğunluğu da tasvip etmiyor.

Bir dönem korkunç bir tartışmaya şahit olmuştu medyamız. Bir medya grubu, reklamcıları tehdit etmiş, şayet reklam verilmezse aleyhlerinde yayın yapacaklarını bildirmiş, bunun üzerine ilginç bir tartışma başlamıştı. Bir medya grubunun bir sponsorluk olayındaki menfi yayınları ise o medya grubuna o firmanın reklam vermemesi ile açıklanmıştı. Doğru muydu, değil miydi bilemem; ancak tartışma yerindeydi ve mutlaka bu söylentiyle yüz yüze gelinmeliydi. Hiçbir medya yöneticisi, elindeki yayın imkânını kendisine reklam vermeyenler için kullanamaz. Bu utanç verici bir durumdur. Aynen öyle, hiçbir reklamcı da gazetelerin yayın politikasını bahane ederek militanlık yapamaz. Bu tür tehditlerin takipçisi olmak ve hesabını sormak, geleceğin özgür medyası için hayatî önem taşıyor. Reklamın hakperest dağıtılması için herkese görev düşüyor; medyaya, reklamcılara, reklamverenlere...

Ekrem Dumanlı/Zaman