Gündem
06 Nis 2012 14:46 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:30

RADİKAL SORDU, ÜNLÜLER CEVAPLADI: '12 EYLÜL DAVASINA NEDEN GİTMEDİK?'

Akif Beki'nin dünkü ‘Tarık Akan niye orada değil?' başlıklı yazısına ünlü isimlerden cevap var...

Kimi kandırıyorsunuz?
Gani Müjde
Bir söz var, “Erdal Eren’in yaşını büyütüp idam edenleri, Hrant Dink’in katilinin yaşını küçültenler yargılıyor” diye… Ben bunun bir şov olduğuna inanıyorum. Ve bu şovun bir parçası olmak istemedim. Tabii ki Kenan Evren’in yargılanması önemlidir, ama 12 Eylül’ün yargılanması başka şekilde olmalıydı. O darbeyi yapanlar hâlâ iktidarda. İnancımın eksikliği bundan. Bu sembolik bir dava, oysa sembolik olmamalıydı. 15 sene önce, 12 Eylül’ü yapanlar çatır çatır yargılanmalıydı. 12 Eylül anayasası hala dururken ‘Kimi kandırıyorsunuz?’ demek istiyorum.

Baskı döneminde neredeydiniz?
Vedat Özdemiroğlu:
Hem Uykusuz’da hem de Milliyet’teki yazılarımı ele alırsanız, kendimi Akif Beki’nin Evren’in yargılanmasıyla ilgili söylediklerinin dışında görüyorum. Ancak baskı dönemlerinde bu yetkili, kravatlı zevat ortalıkta görünmezken, 12 Eylül’e mizahçılar tepki gösteriyordu. 32 yıl sonra böyle bir çıkış yaparak, bizi eleştirmesi de çok saçma duruyor. Akif Beki, son dönemde mizaha ve mizahçılara çok kafa yoruyor. Her nereden kaynaklanıyorsa, kendisi bir anda mizah uzmanı oldu. Ancak mizahçılar siyasetten, onun mizahtan anladığından çok daha iyi anlıyor. Ülkede başka mevzu kalmamış gibi böyle bir eleştiriyle gelinmesi de saçma. Beki, Tayyip Bey’in gözdesi oldu diye kendine bir özgüven geldi. Mizahtan anlayan biri olsa, kedi çizimi yüzünden davalar açmaz, imzalatır, odasına asardı.

Akif’i sinir etmek için gitmedik
Bahadır Baruter
Valla doğrusunu söylemek gerekirse Akif’i sinir etmek için gitmedik. Aradım arkadaşları, Tarık’ı, Orhan’ı, İbrahim’i falan, dedim ki gelin gitmeyelim, sinir olsun Akif. “Akif benim sünnetimde neredeydi” dedim. “Madem ki o onca yıl sonra gelen mutluluğumda beni yalnız bıraktı, gelmedi, kirvem olup elimi tutmadı, gelin biz de onu onca yıl sonra gelen bu mutlu gününde desteklemeyelim” dedim. “Onu en hassas yerinden incitelim, gerçek bir 12 Eylül muhalifini, bir demokrasi ve özgürlük savaşçısını desteklemezmiş gibi yaparak, derin hassasiyetlerine ve yüce davasına kayıtsızmış gibi durarak gösterelim tavrımızı” dedim. Akif her fırsatta 12 Eylül rejimine karşı sesini yükseltmiş, 12 Eylül’ün sağladığı imkânlardan yararlanmayı kesinkes reddetmiş, yararlananlarla bile beraber yürümeyi ilkelerine sığdıramamış, bir zamanların işbirlikçilerinin bugünkü popülist ikiyüzlülüklerine zerre itibar etmeyen, ilerici, özgürlükçü, demokrat bir aydındır. Ve Akif çektiği onca eziyetin, dışlanmanın ardından gerçekleşmekte olan yüce adalet sayesinde nihayet bir nebze gün yüzü görebilecektir. Ama Akif benim sünnetime gelmedi!.. Sen o sünnete gelecektin akif!

Çekimim vardı gidemedim
Deniz Türkali:
Akif Beki’nin yazısını okumadım, ona yanıt vermek üzere değil ama kendi adıma söyleyeyim: Ben çok istiyordum mahkemeye gitmeyi ama çekimim vardı. Yoksa gerçekten müdahil olmayı çok istiyordum. 78’liler Vakfı’nın bir sloganı vardır: ‘Asmayalım, besleyelim, yargılayalım’ diye… Çok önemli buluyorum bu sloganı. Arjantin’de darbecilerin yaşadıkları yerin önüne insanlar birikir, “Burada işkenceci, darbeci yaşıyor” diye yüksek sesle duyurur. Bu tür cezaların verilmesini istiyorum. Sadece Tahsin Şahinkaya ya da Kenan Evren’in değil o dönemde işkence yapmış, zulmetmiş bütün insanların yargılanmasını istiyorum. Bence arkadaşlarımın her biri de mücbir sebeplerden, zorunluluktan dolayı orada olamamıştır.

(Radikal)