Televizyon
01 Nis 2010 23:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12

"ÖZKÖK VE ARMAN BENİM İDEOLOJİK DÜŞMANIM! ÜLKENİN ÖNÜNDE ENGELLER!"

Perihan Mağden CNN Türk'te yayınlanan 5N 1K programına konuk oldu. Mağden özellikle Ertuğrul Özkök ve Ayşe Arman'la ilgili çarpıcı görüşler ileri sürdü. İşte Mağden'in açıklamaları...

Cüneyt Özdemir: Perihan, tam 4 kez bıraktın köşe yazarlığını. 5. kez dönüş yapacak mısın? Teklif var mı?

Perihan Mağden: Umarım yeniden dönüş yapmam. Hayır teklif yok, ısrar da yok!

Cüneyt Özdemir: Sen dönmesen de köşe yazarları seni bırakmıyorlar. Akşam'dan Nagehan Alçı, Hürriyet'ten Ayşe Arman. Arman özellikle çok sert yazdı. Avukatlarına açıklama yaptırdın. Sen kızdın mı, dava açacak mısın?

Perihan Mağden: Ayşe Arman'ın benim nazarımda kaç para ettiğini tanımlayacak bir rakam keşfedilmedi henüz. Avukatlara vermemin sebebine gelince... Ben daha önce çok hakaretvari yazı yazdım. Bunu inkâr edecek değilim. Şizofren değilim sonuçta. Ben ceza davalarına karşıyım. Fakat tazminat davası, tekzip diye de bir şey var sonuçta. Tam o sırada bir köşe yazarından tazminat kazandım. O parayı sokak köpeklerine bağışlayacağım. Bir kısmını da taş atan çocuklara bağışlayacağım. Ayşe Arman'dan kazanacağım parayı da sokak köpeklerine bağışlayacağım. Tamamen para için yani, maddi bir şey. Fakat avukatlarımın metninin benim yazım olarak yansıtılmasını esefle karşılıyorum.

Cüneyt Özdemir: Ayşe Arman senin açıklaman için 'zayıf bir yazıydı' dedi.

Perihan Mağden: Bir avukat metniyle Perihan Mağden'in yazısını ayırt edemeyecek bir IQ için ne yapabilirim ki. Bu tazminatlardan alınan para harcanamaz bence, bağışlayacaksın.


"90 YAŞINA KADAR KÖŞE YAZARLIĞI MI YAPILIR?"

Cüneyt Özdemir: Bu enerjiyle yazmadan nasıl duruyorsun?

Perihan Mağden: Zıplıyorum. Yazınca rahatlamıyorsunuz zaten. Köşe yazarlarının çoğunu çok 'hım hım' buluyorum. Çoğu da çok cahil, kültürsüz. 90 yaş ortalaması var zaten, mesela Milliyet. İngilizce'de 'beyaz pislik' derler.

Cüneyt Özdemir: Maşallah formunu korumuşsun. Peki bu kadar eleştiriyorsun ama neden 4 kere geri döndün köşe yazarlığına.

Perihan Mağden: Ya kardeşim 'tövbekârlık' diye bir şey var. Bir kere geçimimi temin ediyordum. Bir de psikolojik bağımlılık, vampirlik dönemi var. Bırakırken de samimiydim hep. Kimse bırakmıyor bir de köşe yazarlığını. 90 yaşına kadar devam ediyorlar, 'hım hım' diye. Unforgiven filmine benziyor. Kimse köşe yazarlığının bırakılacak bir şey olduğunu düşünmüyor. Ben istifa mektuplarımın fotokopilerini saklarım hâlâ.

"ÖZKÖK VE ARMAN BENİM İDEOLOJİK DÜŞMANIM! ÜLKENİN ÖNÜNDE ENGELLER!"

Cüneyt Özdemir: Pişman olduğun yazılar yazdın mı? Özkök için yazdıkların mesela.

Perihan Mağden: Özkök için bir veda yazısı yazmak isterdim. O'nu bir uğurlamak isterdim. Bazen kaşındığım oluyor. Çok ağır bir yazı yazmak isterdim. Ben onları ideolojik düşman olarak görüyorum (Özkök ve Arman için). Ülkemin önündeki engeller olarak görüyorum onları. O nedenle pişmanlık falan olmuyor.

Cüneyt Özdemir: Siz bir de kişi adı vererek yazıyorsunuz.

Perihan Mağden: Kişi adı vermeden yazmak çok kokoz, demode, alaturka geliyor bana. Öyle kişi adı vermeden, medyadan kulübüm anlasın, şiş kebap yazı mı olur. Delikanlı gibi adını vereceksin.

Cüneyt Özdemir: Başbakan seni kahvaltıya çağırdı mı? Çağırsa gider miydin?

Perihan Mağden: Köşe yazarlarıyla gitmezdim. O kadar küslük, polemik... Ama şarkıcılarla gitmek isterdim.

Cüneyt Özdemir: Balyoz'da adı geçen gazetecilerden biri olarak suç duyurusunda bulundun diğer bazı gazetecilerle. Sence biraz abartmadınız mı?

Perihan Mağden: Çok büyük bir arzuyla yaptım. Hiç pişman değilim. O imza ile olaya sahip çıkmadır.

TARAF'IN YAZARLIK TEKLİFİNE NE CEVAP VERDİ?

Cüneyt Özdemir: Taraf gazetesiyle ilgili ne düşünüyorsun. Biraz yakıştırıyorlar sizi birbirinize. Taraf'ta yazar mısın?

Perihan Mağden: Taraf'ın siyasi duruşuna yüzde bin beşyüz katılıyorum. Ölmek üzere olan medyaya nefes vermiştir. Ama Taraf'ın bana, benim Taraf'a ihtiyacım yok.

Cüneyt Özdemir: Peki Taraf'tan sana tekif geldi mi?

Perihan Mağden: Geldi.

Cüneyt Özdemir: Yazmadığına göre kabul etmedin.

Perihan Mağden: Evet...