CineRadar
30 Ağu 2013 13:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:37

ÖLMÜŞ KOMŞULARINIZIN KİM OLDUĞUNU MUTLAKA ÖĞRENİN!

Lanetli ruhlar evlere sinmiş, köpekbalıkları market müşterilerini parçalıyor! Haftanın filmleri Murat Tolga Şen'in hazırladığı CİNERADAR'da...

Amityville’den önce, Harrisville vardı! Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanan, “The Conjuring/Korku Seansı” dünyaca tanınmış doğaüstü olay araştırmacıları Ed ve Lorraine Warren’in, gözlerden uzak bir çiftlik evinde karanlık varlıklar tarafından dehşete sürüklenen bir aileye yardım etme çabalarını konu alıyor. Güçlü bir şeytani varlıkla yüzleşmek zorunda kalan Warren çifti kendilerini hayatlarının en korkutucu vakasıyla karşı karşıya buluyorlar.

James Wan’ın yönettiği ve Vera Farmiga, Patrick Wilson, Ron Livingston ile Lili Taylor’un oynadığı Korku Seansı (The Conjuring), Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: İtiraf edeyim; Stir of Echoes’dan beri hiçbir filmden bu kadar korkmadım! Evet, yeni bir şey yok, bu ve benzeri konuları daha önce defalarca kez izledik ancak artık iyiden iyiye bir pazarlama tuzağına dönüşmüş olan “yaşanmış olaylardan uyarlanmıştır” ibaresi bu filmde sahici bir anlam kazanıyor. Elbette her zaman olduğu gibi pek çok ekleme-çıkarma yapılarak... Tabi bizim ilgimizi çeken gerçeğin ne olduğu değil, kurmacanın ne kadar iyi olduğu… James Wan ürkünç bir film çekmeye çalışmış ve bunu başarmış. The Conjuring yeni nesil korku filmi meraklıları için gerçek bir ödül, asla ıskalanmaması gereken bir film. Geçtiğimiz aylarda gösterilen “en korkunç film” olarak lanse edilen Evil Dead yeniden çevriminden çok daha iyi ve bunu yaparken her tarafı kan içinde bırakmıyor.

Kimler gitsin: Korku filmi meraklıları kaçırmasın!

Sinemada izlemeli mi: Evet, büyük perde bu filmin etkileyiciğine çok şey katıyor.



GENÇLİK FANTASTİKLERİ TAM GAZ! ÖLÜMCÜL OYUNLAR: KEMİKLER ŞEHRİ

Brooklyn’de sessiz sakin hayatına devam eden Clarissa Fray (Lily Collins)’in hayatı bir gün şaşırtıcı ve olağanüstü şeyler görmeye başladığında değişir. Annesi (Lene Headey)’in de bir anda ortadan kaybolması, Clary’nin endişelerini arttırır. Clary ve yakın arkadaşı Simon (Robert Sheehan) annesini bir süre ararlar. Bir gece klübünde cinayeti gören tek kişi olan Claire’in yaşadıkları, onu Gölge Avcıları’nın saklı dünyasındaki karanlık sırları keşfetmesine, yarı insan yarı melek savaşçılarının yüzyıllardır insanları şeytanlardan koruduklarını öğrenmesine neden olur. İblisler, büyücüler, vampirler, kurt adamlar ve bir çok doğaüstü sakinle çevrili Gölge Avcıları’nın dünyasında Clary, genç gölge avcılarına katılır. Jace (Jamie Campbell Bower), Isabelle (Jemima Batı) ve Alec (Kevin Zegers)’le güçlerini birleştirip annesinin geleceğine ahahtar tutarlar.

Cassandra Clare’in kaleme aldığı tüm dünyada satış rekorları kıran fantastik serinin ilk kitabının uyarlaması “Ölümcül Oyuncaklar – Kemikler Şehri” filmi sinemalarda!

Murat Tolga’nın notu: Twilight ile başlayan ve fantastikmiş gibi yapan gençlik filmlerinin son örneklerinden biri… Gençlik yıllarımızda The Lost Boys, Fright Night gibi benzeri filmleri izlerdik ancak bu filmlerin hiçbirinde 80’ler eğlence sinemasının lezzetini bulmak mümkün değil. Roman uyarlaması olmasına rağmen kötü bir senaryodan çekilmiş gibi duran Kemikler Şehri’ni ancak iflah olmaz Twilight fanatiklerine önerebilirim.

Kimler gitsin: Romantizmi filmlerden keşfeden ergenler.

Sinemada izlemeli mi: Hiç izlemeseniz bile olur.



ABD’DE LANETSİZ EV KALMADI! DAİRE 1303

Janet Slate özgürlüğüne kavuşabilmek için kız kardeşi ve annesinden ayrılarak bir apartman dairesi kiralar. Tek istediği sakin ve huzurlu bir hayata kurmaktır. Bulduğu daire, serseri ve garip görünümlü apartman görevlisi, garip davranışlı komşuları ve duvarlardan gelen garip seslerle huzur vericiden çok ürkütücü yeni bir yaşam vaad etmektedir.

Michael Taverna’nın yönettiği ve Mischa Barton, Rebecca De Mornay, Julianne Michelle ile John Diehl’in oynadığı Daire 1303 (Apartment 1303), Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: Bir başka tekinsiz ev hikayesi daha ancak epey modern bir set dizayn edilmiş. Tekinsiz ev hikayeleri daha gotik mekanlara yakışıyor diye düşünüyorum. Sıradan bir örnek.

Kimler gitsin: Korku filmi olsun, çamurdan olsun diyenler.

Sinemada izlemeli mi: Karar sizin, DVD baskısı da beklenebilir.



LATİN İŞİ CİNAYET ENTRİKASI: CİNAYET TEZİ

Roberto Bermudez bir hukuk fakültesinde profesörlük yapan eski bir ceza avukatıdır. Bir gün ders verdiği fakültenin önünde bir cinayet işlenir. Katil, Roberto’yu bu tehlikeli oyuna çekmek istercesine bazı izler ve ipuçları bırakmıştır. Roberto Bermudez, cinayet üzerine kendisiyle sürekli teorik tartışmalar yapan zeki öğrencisi Gonzalo’dan şüphelenmeye başlar.

Hernan Goldfrid’in yönettiği ve Ricardo Darin, Alberto Ammann, Calu Rivero ile Arturo Puig’in oynadığı Cinayet Tezi (Thesis On a Homicide), Tiglon Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: İspanyollar gerçekten çok iyi gerilim filmleri çekiyorlar. Hikaye anlatıcılığı ve atmosfer sağlama açısından Hollywood’u aştıkları bile söylenebilir. Eski usul bir öykü olmasına rağmen Cinayet Tezi bilet paranızın hakkını veren oldukça meraklı bir seyirlik.

Kimler gitsin: Gizem öykülerini seven herkes…

Sinemada izlemeli mi: Evet, bir atmosfer filmini sinemada izlemek en iyi seçenek olur.



TERÖR SAVAŞI BEYAZPERDEDE: KAPALI DEVRE

Bir sabah Londra’da meydana gelen patlama sonrasında sadece bir terörist sağ kalmayı başarır. Terörist Farroukh Erdogan patlamanın hemen ardından yakalanır ve hapse atılır. Kendisine en ağır cezanın verilebilmesi için araştırmalar ve hazırlıklar başlamıştır. Teröristi yargılamak için, hükümetin elinde gizli bir kanıt vardır. Ancak bundan ne Farroukh Erdogan ne de avukatları haberdardır.

John Crowley’in yönettiği ve Eric Bana, Rebecca Hall, Ciaran Hinds ile Riz Ahmed’in oynadığı Kapalı Devre (Closed Circuit), UIP Filmcilik dağıtımıyla D Productions tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: Filmi göremediğimden bir şey yazamıyorum ama içinde Eric Bana olan bir film ne kadar kötü olabilir ki?

Kimler gitsin: Bana hayranları…

Sinemada izlemeli mi: Ben de haftasonu sinemanın yolunu tutacağım, size de tavsiye ederim.



POPSTAR YARIŞMASINDAN ZİRVEYE GİDİŞİN HİKAYESİ! ONE DIRECTION: THIS IS US

One Direction: This Is Us filmi, grubun beş üyesinin hikâyelerini anlatan bir film olarak hazırlandı. Filmde grup üyelerinin tümünün, İngiltere’de düzenlenen X-Factor yarışmasına katılmalarının ardından, nasıl bir araya getirildikleri, aileleriyle olan ilişkileri, hayalleri ve ulaştıkları şöhretin nasıl bir his olduğu gözler önüne seriliyor. Dünya turuna çıkmak üzere olan grubun yol hikâyeleri görüntüleniyor.

Morgan Spurlock’un yönettiği ve Niall Hora, Zayn Malik, Liam Payne ile Harry Styles’in oynadığı 1D One Direction: This Is Us, Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: M. Jackson öldükten sonra gösterilen This is It’i sevmiştim çünkü M.J tartışmasız bir pop efsanesiydi. Şimdi benzer bir yapımla daha dün şarkı söylemeye başlamış bacaksızlara hayranlık pompalıyorlar. This is Us… Çok yaratıcı! Dinlemediğim bir müzik türüne ait vaktinden önce çekilmiş bir film. 2-3 yıl sonra bu çocukları kim hatırlayacak ve bu yapımın nasıl bir değeri olacak?

Kimler gitsin: Sadece 1D hayranları…

Sinemada izlemeli mi: 1D hayranları çığlıklar atarak izlesin, geri kalan herkes başka salona!



YİNE Mİ KÖPEKBALIĞI FİLMİ! YEM 3D

Sakin bir Avustralya sahil kasabasında yaşayan yerli halk, tüm şehri yerle bir eden bir tsunami felaketi ile sarsılır. Kasabalarını yıkıma uğratan bu felaketin sonuçları hem maddi hem de manevi altından kalkılabilecek gibi değildir.  İlk devasa dalganın ardından hayatta kalan Josh (Xavier Samuel), Kyle (Lincoln Lewis), Heather (Cariba Heine), Jaimie (Phoebe Tonkin) ve Ryan (Alex Russell) kendilerini bir marketin içerisinde savunmasız bir halde bulur. Kendilerini tehdit eden şey ise marketin taşması riskidir. Ancak, mağdurları bekleyen asıl felaket dev dalgalar sonrasında ortaya çıkan ölümcül köpekbalıklarıdır. Grup üyeleri Josh’ın saldırıya uğramasının ardından bu felaketi alt etmek için takım olarak mücadele etmeleri gerektiğini anlamaları çok da uzun sürmeyecektir.

Kimble Rendall’ın yönettiği ve Xavier Samuel, Richard Brancatisano, Chris Betts ile Sharni Winson’un oynadığı Yem (Bait), Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.

Murat Tolga’nın notu: yüzlerce köpekbalığı filmi var ama ne zaman iyi bir köpekbalığı filmi izlemek istesem Jaws’dan başka hiçbir seçenek yok! Yem filmi de “kötü köpekbalığı filmleri” zincirine bir halka oluyor. Senaryonun mantığı fazlaca zorlanmış ama Sharknado, Sharktopus gibi filmleri izleyenlere saçma gelmeyebilir. Yine de ben “alışveriş merkezini basan köpekbalıkları” fikrine alışamadım. Açık denizin suyu mu çıktı?

Kimler gitsin: Yüzgeç varsa ben o filmi izlerim diyenler.

Sinemada izlemeli mi: DVD baskısı beklense de olur, ev sineması için daha uygun bir yapım.

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com