Kültür Sanat
18 Tem 2019 14:04 Son Güncelleme: 18 Tem 2019 14:51

Ödüllü isimler yönetecek! Cazın Sultanları belgesel film oluyor!

Ertegün kardeşlerin ırkçılığa karşı verdiği mücadele uzun metraj belgesel filme konu oluyor.

1930 ve 40’lı yıllarda ABD’de ırkçılığın en yaygın olduğu dönemde Ahmet Ertegün ve kardeşi Nasuhi Ertegün’ün siyah caz müzisyenlerini Washington DC’deki büyükelçilik konutuna davet ederek ırkçılara meydan okumasını anlatan Cazın Sultanları isimli belgesel filmi, ödüllü yapımlarıyla tanınan Ümran Safter ve Mesut Gengeç beyazperdeye aktarıyor.

1930’lu, 1940’lı yıllar… ABD’de ırkçılığın hayal edilemeyecek kadar katı olduğu, siyahların mekanlara arka kapıdan alındığı ve birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı yıllar…

Bu yıllarda genç Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği tabuları, önyargıları yıkıyor,  kapılarını siyah caz müzisyenlerine sonuna kadar açıyordu.  Müzisyenler provalarını büyükelçilikte yapıyor, caz geceleri düzenleniyordu. Misafirler edilen sanatçılar arasında Young, Carter, caz piyanisti Meade Lux Lewis, blues devi Leadbelly, ve Count Basie ve Ellington gruplarının üyeleri gibi isimler vardı.

 Türkiye'nin  Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Amerikalı senatörler ve politikacılardan aldıkları tepkilere, diplomatik notalara aldırış etmeden büyük bir cesaretle siyah sanatçılara kucak açarken,  Türkiye konukseverliği ve hoşgörüsüyle Amerikalı siyahların kalbinde önemli bir yer edinmeye başlıyordu.

 Uzun metraj belgesel film Washington Büyükelçiliği’nin siyah müzisyenleri rezidansa kabul etmesi ile birlikte başlayan ırk ayrımcılığına karşı verilen mücadeleyi anlatırken izleyicileri cazın tarihine doğru müzikal bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor.

 FİLMİN YÖNETMENLERİ ÖDÜLLÜ İSİMLER

Ekim Medya ve MG Yapım işbirliğinde çekimlerine başlanan belgeselin yönetmenliğini Ümran Safter ve Mesut Gengeç yapıyor.

 Ümran Safter, yaklaşık bir yıldır proje üzerinde çalıştıklarını anlatırken, “ ABD’de pek çok müzisyen ve araştırmacı ile öngörüşmeler yaptık. Filmin araştırmasını büyük oranda tamamladık ve çekimlerine başladık. Filmi sonbaharda bitirmeyi planlıyoruz” dedi. Mesut Gengeç te alanında uzman bir ekiple çalıştıklarını belirtirken amaçlarının filmi uluslararası film festivallerinde göstermek ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak olduğunu söyledi.

 Ümran Safter 2016’da yapımını üstlendiği Ara Güler’i anlatan İstanbul’un Gözü filmiyle Washington DC Bağımsız Film Festivali’nde en iyi film ödülünü almıştı. Yine,  Sevan Bıçakçı: İstanbul’u Mücevhere Sığdıran Usta filmi de TRT belgesel ödüllerinde geçtiğimiz yıl en iyi belgesel film ödülünü kazandı. Yıldız Sarayı fotoğraf koleksiyonunun hikayesini anlatan Saraydan Bakmak ve Nezihe Muhiddin’i anlatan Kadın Olmanın Günahı  isimli filminin de hali hazırda yurtdışı gösterimleri devam ediyor. 

 Filmin diğer yönetmeni Mesut Gengeç'in Ömer Halisdemir’i anlatan Ben Ömer filmi Antalya Film Festivalinde en iyi belgesel film ödülünü alırken,  Yusuf Kenan ve Uzun Yolculuk filmleri TRT Belgesel Ödülleri’nde finalist oldu. Her iki filmin festival yolculuğu sürüyor.

 Filmin proje koordinatörlüğünü Bülent Günal, görüntü yönetmenliğini Emrah Durmuş, kurgu yönetmenliğini Yılmaz  Aydın, proje danışmanlığını Işıl Acehan, genel sanat yönetmenliğini Nilüfer Çamurlu, müzik danışmanlığını Cem Tuncer, yönetmen yardımcılığını Ceyhun Şenkal,  araştırma editörlüğünü Zehra Yılmaz yapıyor.

 Filmin çekimleri Washington DC, New York, New Orleans ve İstanbul’da gerçekleştirilirken, pek çok müzisyen ve müzik tarihçisiyle röportajlar yapılıyor. Filmin sonbaharda bitirilmesi amaçlanıyor.