Gündem
04 Nis 2024 09:14 Son Güncelleme: 04 Nis 2024 10:00

O iddianameye Medyaradar ulaştı! Annesini Cumhurbaşkanı basın müşaviri olarak tanıtmıştı

İstanbul’da annesini cumhurbaşkanlığında basın müşaviri, arkadaşını ise koruma müdürü olarak tanıtan Berke Meşe, yurtdışından uygun fiyata araç getirdiklerini ileri sürerek komşusunu milyonlarca liralık vurgun yaptı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı 21 milyon liralık dolandırıcılıkla ilgili iddianameyi tamamladı. O iddianameye MedyaRadar ulaştı.

MedyaRadar’dan Ercan Öztürk’ün haberine göre, Annesini Cumhurbaşkanı Basın Müşaviri olarak tanıtan Berke Meşe ile babasını Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü olarak tanıtan Latif Çetintaş, yurt dışından ucuz yollu araba getireceklerini söyleyerek iş insanı Mehmet Ekti’den 21 milyon lira aldılar. Paranın bir bölümüyle borçlarını kapatan Meşe, geri kalanını da altın ve kripto paraya yatırdı. Dolandırılan iş insanı soluğu poliste aldı. İstanbul Asayiş Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Meşe ve Çetintaş tutuklanırken anne Nilgün Meşe ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

ANNEMİ CUMHURBAŞKANI BASIN MÜŞAVİRİ OLARAK TANITMADIM

Berke Meşe, hem polis hem de savcılık ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Meşe, "Mehmet Ekti ile oturduğumuz siteden tanışırız. Kendisi ile pandemi döneminde medikal malzemeler alım satımı yapmıştık. Daha sonra kendisi araç alım satımı yapmak istediğini benim çevremden dolayı benimle çalışmak istediğini söyledi. Kendi firması üzerinden iş yapamayacağını, benim şirketimi kullanmak istediğini söyledi. Bu şekilde anlaşarak araç alım satımı yapmak istedik. Kendisinin istediği marka model araçları bularak bende bu işten kar edecektim. 1 adet Audi A6 model araç bulup satın aldık. Parasını Mehmet Ekti ödedi. Bunun dışında araç satın almam için hesabıma 21.100.000 TL para gönderdi. Aramızdaki konuşmada 7 adet Audi A6 model araç almak için anlaşmıştık. Tanesini 3.000.000 TL'den hesapladık. Bu miktarda parayı da hesabıma gönderdi. Bende bu parayı Kocaeli ilinden tanıdığım şahıslara gönderdim. Onlar araçları alıp bana teslim edeceklerdi. Bende araçları Mehmet Ekti’nin üzerine kayıtlı şekilde teslim edecektim. Ancak Eren ve Demir'in bana teslim etmemesi sebebi ile bende kendisine araç teslim edemedim. Eren ve Demir'e ulaşamıyorum. Kendileri ile herhangi bir samimiyetim yoktur. Ben şahsın parasını ödemek istiyorum. Şu Anda ödeme yapacak maddi bir gücüm yok. Latif Çetintaş’ın olaylar bir ilgisi yoktur. Kendisini herhangi bir şekilde ortağım diye tanıştırmadım. Annem Nilgün Meşe’yi Cumhurbaşkanlığı Basın Müdürü olarak tanıttığım iddiası da yalandır’ şeklinde ifade verdi.

CUMHURBAŞKANLIĞINDA DEĞİL İBB’DE BASIN DANIŞMANIYDIM!

Cumhurbaşkanlığında basın müşaviri olmadığını söyleyen anne Nilgün Meşe ifadesinde "İstanbul Büyükşehir Belediyesinde basın danışmanı olarak çalışırken 2022 yılında emekli oldum. Berke MEŞE oğlum olur. Mehmet Ekti’yi oturduğumuz siteden tanırım ancak herhangi bir görüşmüşlüğümüz yoktu. Pandemi sürecinde Berke medikal malzemeler, maske, ıslak mendil gibi ürünler alıp satardı. Mehmet Ekti’de aynı sektörde çalıştığından birlikte birkaç iş yapmışlar. Oğlum adına kendisi şirket kartviziti çıkarıp vermiş. 2023 yılı yaz aylarında oturduğumuz sitenin girişinde karşılaştığım Mehmet EKTİ bana Berke ile araç alım satımı yaptığını söyledi. Bende Berke'nin bu tip işlerden para kazanamadığını söyleyerek bu işleri yapmamasını istediğimi söyledim. Mehmet Ekti’nin Berke'ye düzenli ödeme yapmaması sebebi ile ticaret yapmalarını istemedim. Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde Ak Parti İl binasında bir süre çalıştım. Ancak aracımda İETT amblemi gözükmektedir. Herkes İETT'de çalıştığımı bilmektedir. Berke ve Latif'in hesabına gelen paranın akıbeti konusunda bilgim yoktur. Bu paradan herhangi bir menfaat elde etmedim. Berke ve Latif arasında arkadaşlık dışında bir ilişki olmadığını biliyorum. Bunun dışındaki iddiaları kabul etmiyorum. Olaylara ilişkin başka bir bilgim yoktur" dedi.

GÜVEN DUYGUSUNDAN FAYDALANDILAR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökhan Destegüloğlu, 21 milyon liralık dolandırıcılıkla ilgili iddianamesini tamamladı. Mahkemeye gönderilen iddianamenin değerlendirme bölümünde şu ifadelere yer verildi:

‘’Tanık beyanları ile uyumlu anlatımı ve bankacılık işlemleri birlikte değerlendirildiğinde; Nilgün Meşe’nin kendisini Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavirliğinde çalışan kamu görevlisi ve Cumhurbaşkanı ile araç alım konusunu bizzat görüşen biri olarak tanıtıp müşteki nezdinde güven oluşturduğu, şüpheli Latif Çetinbaş’ın babasının yine Cumhurbaşkanlığı Koruma Şube Başkanlığında müdür olduğunu beyan edip müşteki nezdinde güven oluşturduğu, şüphelilerin bir fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket edip müştekiye güven duygusunu aşıladıkları, Nilgün Meşe’nin müştekinin anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, unvanı belirli bir kişiyi Cumhurbaşkanını tanıdığını, hatırının sayıldığını söyleyerek müştekiyi ikna ettiği, Berke Meşe’nin annesinin kamu görevlisi olduğunu, ortağının babasının kamu görevlisi olduğunu tanıkların huzurunda söyleyerek müştekinin güven duygusundan faydalanıp piyasa koşullarından daha uygun fiyattan araç satın alacağı vaadinde bulunarak müştekiden para talep ettiği, müştekinin de bu şekilde toplam 21.100.000,00 TL ödeme yaptığı, şüpheli Berke'nin parayı aldığını ikrar ettiği, bu parayı aralarındaki ticari ilişki nedeni ile aldığını, kendisinin otomobil temin etmeye çalıştığını ancak temin edemediğini beyan ettiği, şüphelilerin müştekiden aynı eylemin icrası kapsamında birden çok kez farklı tarihlerde menfaat temin ettikleri, alınan savunmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, para alışverişinin savunmalarında belirtilen ticari amaca uygun kullanılmaması hususunun açıklanamadığı, kendilerine ödenen paranın neden iade edilmediği konusunda hayatın olağan akışına uygun cevap verilmediği, bu hali ile savunmaların suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır’’

AĞIR CEZADA YARGILANACAKLAR

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede suçlama ise ‘Kamu Görevlileri ile İlişkisi Olduğundan Bahisle Bir İşin Gördürüleceği Vaadiyle Dolandırıcılık, Kişinin, kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ oldu. Sanıklar bu suçlamayla birlikte Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaklar.