Gündem
23 Eki 2011 12:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:55

NEDİR BUNUN ALTINDAKİ ÇAPANOĞLU? NEDİM ŞENER'DEN ZOR SORULAR!

Şener, 'Oda TV'ye dahil edildiği tarihle, hakkındaki dinleme kararları ve kayıtların tape edildiği tarihlere dikkat çekerek ciddi sorular yöneltiyor.

Oda TV soruşturması nedeniyle tutuklu bulunan gazeteci Nedim Şener, hakkındaki dinleme kararları ve dinleme kayıtlarının deşifre edildiği tarihler arasındaki çelişkiye ilişkin Radikal'de yayınlanan haber üzerine bir mektup gönderdi.

Şener, eksik kalan bazı detaylara dikkat çekerken, soruşturma kapsamındaki telefon dinlemeleriyle ilgili soru işaretlerinin de daha büyük olduğunu ortaya koymuş.

Şener'in altını çizdiği ilk ayrıntı, hakkındaki dinleme kararına gerekçe olan ihbar mektubunun gittiği adresle ilgili. Çünkü ihbar mail'i Şener'in "Hrant Dink cinayetinde polisin ihmal ve kusurlarını ortaya çıkardım" dediği polislere gönderilmiş.
Şener'in dosyasından çıkarıp paylaştığı veriler, hakkında üç ayrı soruşturma olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla dinleme kararları uzatma değil, ayrı soruşturmalar kapsamında alınmış kararlar. Tarihleri şöyle: 22 Mayıs 2009 (Soruşturma no: 2008/1692), 22 Ağustos 2009 (üç aylık, no: 2008/1756), 24 Şubat 2011 (Oda TV- 2010/857). Son dinlemenin gerekçesi, 14 Şubat'ta Oda TV baskınında bir bilgisayarda ele geçen word belgeleri. Aynı kapsamda Ahmet Şık ve Kaşif Kozinoğlu da dinlenmiş. İlk iki dinleme 22 Kasım 2009'da sona ermiş ama dosyada dinlemelerin kesildiğine dair bir belge yok. Son dinleme 3 Mart 2011'de Şener tutuklanınca bitmiş.

Kozinoğlu belgesi yok

Şener, buradan yola çıkarak 2010 yılında hakkında herhangi bir yasal dinleme yapılmadığı sonucunu çıkarsa da, önemli bir detaya daha dikkat çekiyor: Şener hakkındaki 20 Ağustos 2009 tarihli ikinci dinleme kararını kapsayan soruşturma kapsamında MİT'çi Kaşif Kozinoğlu da dinlenmiş.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi 11 Ocak 2010 tarihinde Kozinoğlu için 5. kez uzatma istemiş ve savcılar reddetmiş. 'Ret' kararının belgesini de paylaşan Şener, "Ne hikmetse bu belge iddianame eklerinde yer almıyor" diyor.

Deşifreler baskından önce

Şener, Oda TV soruşturmasına dahil edildiği tarih ile 2009'daki telefon kayıtlarının deşifre edildiği tarih arasındaki ilişki konusunda şu soruları yöneltiyor:

"Oda TV baskınında bulunan word dokümanı gerekçe gösterilerek 2010/857 sayılı soruşturmaya dahil edileceksem bunun (Baskının yapıldığı) 14 Şubat 2011'den sonra olması gerekir. 2009'da yapılmış telefon kayıtlarım kâğıda dökülecekse 14 Şubat 2011'den sonra tape edilmesi gerekirdi. Oysa 250 konuşma kaydı 6 Ocak 2011'den başlayarak ocak ayı sonuna kadar gece gündüz kâğıda dökülmüş. Ocak ayında tape edilmişse neden 14 Şubat 2011'de yapılan Oda TV baskını beklenmiş. İşte kritik soru şimdi anlam kazanıyor: Acaba Oda TV baskınını yapanlar, oradaki bilgisayarlarda o word dokümanlarının olduğunu biliyorlar mıydı?

Telefon kayıtları dönem dönem tape edilip dosyasına konulmuş olsa ve daha sonra da 2010/857 sayılı Oda TV soruşturmasıyla birleştirilmiş olsa böyle bir sorunun önemi olmazdı. Ancak Ergenekon'un propaganda biriminde görevli ve bir cinayet planı yapan gruba bağlı diye dinlemeye alınan kişinin telefonları nedense 1.5 yıl sonra kâğıda dökülüyor. Oda TV baskınından önce bu tapelerin yapılması ise bu soruyu meşru kılıyor. Nedir bunun altındaki çapanoğlu?"