Röportaj
29 Mayıs 2020 15:57 Son Güncelleme: 29 Mayıs 2020 16:46

Meral Akşener Medyaradar'a konuştu: “Türkiye sahipsiz değil, memleket masası mutlaka oluşacak"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Medyaradar'ın çiçeği burnunda röportaj yazarı Figen Balcı'ya gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Efendim bu salgın dönemi hepimizi çok zorlayıp adeta sabrımızı test etse de güzel şeylere de vesile olduğunu söyleyebilirim kendi adıma. Ailesine çok düşkün biri olarak ailemle daha fazla vakit geçirme fırsatı en önemli kazanım oldu bu süreçte. Benim için salgın dönemindeki ikinci en önemli güzel gelişme ise bundan böyle her hafta farklı bir konukla sizlerle buluşacağım “Figen Balcı ile Medyanın Yıldızları” projesi oldu.

İlk konuğum İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener. Sayın Akşener’in İstanbul’da benim Ankara’da ikamet etmem ve en önemlisi sosyal ve fiziki mesafeye uyma zorunluluğu sebebi ile her ne kadar bu röportajı yan yana gelemeden yapsam da aldığım yanıtlar sosyal mesafeyi aradan kaldıracak samimiyette oldu, keyifle okumanız dileğiyle.

“TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİL, MEMLEKET MASASI MUTLAKA OLUŞACAK”

1.FB: Siyasi Parti Liderlerine yaptığınız memleket masası çağrınıza AKP Sözcüsü Ömer Çelik “ bizim böyle bir gündemimiz yok” yanıtını verdi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Diğer partilerden ne tür geri bildirimler aldınız?

1.MA: Böyle bir gündemimiz yok cevabı, bir cevap değil, bir durum tespiti.

Daha önce de vurguladım:

“Bu çağrıyı öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı yapmalıydı” dedim. Dolayısıyla kendilerinin öyle bir gündemleri olsaydı bu çağrıyı zaten ben yapıyor olmazdım. Türkiye’nin ortak aklı ortaya çıkarmaya ihtiyacı var. İstişare imkânına ihtiyacı var. Türkiye sahipsiz değil. Ülkemizin bir ihtiyacı varsa akıl ve sağduyu ile hareket eden biri çıkar ve çağrıyı yapar. Sayın Erdoğan bu ihtiyaca cevap vermediği için “Memleket Masası” çağırısını bizzat Anneler Günü’nde ben yaptım. Diğer partilerden olumlu dönüşler aldık. Türk siyaseti, uzunca bir süredir maalesef ortak akıldan yoksun ve Türkiye bunun eksikliğini ekonomiden dış politikaya kadar ülkemiz için hayati öneme sahip birçok alanda büyük sorunlarla boğuşmak zorunda kalarak ödüyor. İşte biz de bunu görmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Türk siyasetinde yeni bir dile ve görüş alışverişine ihtiyaç var. Ve siyaset bu tür ihtiyaçları er ya da geç mutlaka karşılar. O yüzden ‘Memleket Masası’nın mutlaka oluşacağına inanıyorum.

2.FB.: Mithat Sancar, “memleket masası” kurulması önerisi yaparken HDP’yi dışarıda tutmanıza tepki göstererek; “Derdiniz memleket masası değil de Saray’da oturacağınız bir masaysa bunun için muhalefeti alet etmeyin. Daha açık davranın” dedi. Bu suçlamaya cevabınız ne olacak? Bir gün AKP ile koalisyon yapma ortamı olsa bunu mevcut koşullarda değerlendirir misiniz yoksa yanıtınız peşinen “ HAYIR” mı olur?

2.MA: Bizim derdimiz bir Saray Masası kurmak değil, bir Memleket Masası kurmak. Saray Masası’nı kuran kurdu, kendilerinin söylediği gibi oturanlar çoktan oturdu. Görülüyor ki keyifleri de ziyadesiyle yerinde… Ama onlar keyiflenirken Türkiye türlü zorluklarla uğraşıyor. Vatandaşlarımız geçim darlığıyla, işsizlikle mücadele ediyor. Yoksulluktan çıkış yolu bulamayan babalar intihar ediyor. Onların keyfi yerinde, olan bu büyük millete oluyor…

Memleket Masası’nı, memleketin meselelerini, milletin dertlerine çözüm üretmek için önerdik. Bizim için önemli olan bu konuda milletimizin ne düşündüğü. Çünkü bizim önceliğimiz milletimize içinde bulunduğu bu zor durumdan çıkarmak. Vatandaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Bu da bize bu çağrımızın milletimiz nezdinde karşılığı olduğunu gösteriyor. Çünkü artık insanımız yoruldu. Siyasetin dilinden, düşmanca tavırlardan, siyasetçilerin hoyratlığından yoruldu. Milletimiz bu zor zamanlarda, bizlerden dertlerine, sorunlarına çözüm aranacak adımlar bekliyorlar.Ben bu beklentiye karşılık olarak Memleket Masası dedim.O ne demiş, bu ne demiş önemli değil, önemli olan milletin ne dediği…

3.FB:“Millet İttifakının çatırdadığı” yönünde yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?

3. MA: Millet İttifakı’nı Cumhur İttifakı ile karıştırmamak gerekiyor. Bakın Cumhur İttifakı, bir iş birliğinin ötesinde, bir koalisyon. Doğrusuyla, yanlışıyla birbirlerinin görüşlerini tartışmasız ve peşinen kabul eden bir ortaklık. Kurumsal kimlikler, görüşler, değerler, hepsi bir yana bırakılarak kabullenilmiş, kendi tabirleriyle “pazara kadar değil, mezara kadar” olan bir birlikteliktir. Dolayısıyla, elbette çatırdama tarifi böyle bir ittifak için yapılabilir. Ancak Millet İttifakı, milletimizin dile getirdiği sorunlar ve talepler çerçevesinde yapılmış bir seçim iş birliği. Kilitlenen siyaseti rahatlatmak, milletimize nefes aldırmak üzere ortaya konmuş rasyonel bir inisiyatiftir. Millet İttifakı’nı oluşturan partiler, kurumsal kimliklerini, fikirlerini, siyaset anlayışlarını korurlar. Bunlardaki farklılıklarını da korurlar.Ülkemizin farklı meseleleri için farklı çözüm önerileri, farklı vizyonları olabilir.Bu farklılıklar Cumhur İttifakı için sorunken, Millet İttifakı için zenginliktir. Cumhur İttifakı’nda emir ve emre itaat vardır, Millet İttifakı’nda ise ortak akıl ve istişare vardır. Elbette referansı Cumhur İttifakı olan bazı arkadaşlar bunu anlamayabilir veya anlamak istemeyebilirler. Bu da normaldir…

“MÜTEAHHİTLERİ DEĞİL, DARDAKİ VATANDAŞINI ÖNE ALMALI”

4.FB: Korona salgını nedeni ile yaşadığımız süreci nasıl değerlendiriyorsunuz “yeni normal” olarak tanımlanan süreçte Türkiye’nin en büyük zorluğu ne olacak sizce?

4.MA: Salgın öncesinde atılması gereken adımlar vardı. Gecikildi. Türkiye bu salgını daha hazırlıklı karşılayabilir, daha az hasarla atlatabilirdi. Kendileri büyük ama sağlık sistemleri yıllardır kötü olan ülkelerdeki rakamlara bakarak, Türkiye’nin bu süreci ucuz atlattığı gibi bir yaklaşımı, öncelikle insan hayatına saygısızlık olarak değerlendiririm. İnsanüstü bir gayret gösterip, canları pahasına salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarımıza saygısızlık olarak değerlendiririm. Benim için kaybettiğimiz tek bir canımız bile dünyaya bedel. Salgının daha en başında bazı önerilerimiz oldu. İktidar bazılarını geç ve eksik de olsa uyguladı, bazılarını duymazdan geldi. İktidar işi en baştan sıkı tutabilseydi, önerdiğimiz sınırları kapatmayı ve tam karantina uygulamasını zamanında hayata geçirseydi bugün çok daha hafif bir tablomuz olabilirdi. Bundan sonrası içinse söyleyebileceğim şey şudur; Yeni normal demek, eskiye döndük demek değil. Kaldı ki Yeni Normal’e geçiş kapsamında atılan bazı adımlara Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun itirazları olduğunu duyuyoruz. Dolayısıyla milletçe kurallara sıkı sıkıya uymaya, sosyal mesafeyi korumaya devam etmeliyiz. Ayrıca iktidarın hala atmadığı ve mutlaka atması gereken adımlar da var. Biz onların peşinde olmaya devam edeceğiz. İşsizlik salgından önce bile çok yüksekti, şimdi daha da arttı. Birçok sektörde işletmeler iflas etti, kalanlar da zor durumda. Hizmet sektörü perişan. Devlet bugünler için vardır. Böyle günlerde devlet vatandaşının yanında durmak zorundadır. Müteahhitleri değil, dardaki vatandaşını öne almalı, dertlerine çare olmalıdır. Vatandaşlarımızın nakit desteğe ihtiyacı varken kredi vererek destek olunmaz. Müşteri garantili köprülerin, otoyolların, hastanelerin, havalimanlarının ödemeleri tıkır tıkır yapılırken, vatandaşa yok demek bir devlete yakışmaz.

“ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ KADINA YÖNELİK ŞİDDET”

5.FB: Siyasete girdiğiniz için hiç pişmanlık duydunuz mu?

5.MA: Hayır. Hiç pişmanlık duymadım. Ben siyaseti, benim buralara gelmeme imkân sağlayan ülkeme, milleti olan borcumu ödemek için yapıyorum. Ülkenizi, milletinizi seviyorsanız, kendinizi hizmet etmekle mükellef görüyorsanız, çektiğiniz tüm sıkıntılar, yapılan tüm taarruzlar, tehditler vız geliyor.

6.FB: Kadınların siyasette yeterince yer bulamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

6.MA: Ben siyaset de dahil olmak üzere hayatın her alanında kadınların varlığını çok önemsiyorum. Bu fikrimde kadın oluşum elbette etken ama veriler de bize bunu söylüyor. Kadınların daha etkin olduğu her alanda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Siyasette, iş dünyasında, bilimde, sanatta bunun birçok örneği var: Mesela Covid-19’la mücadelede en başarılı bulunan ülkelerin çoğunda iktidarda kadın liderler var… Üst yönetimlerinde kadın temsilinin yüksek olduğu şirketler erkek egemen rakiplerine göre daha başarılı. Kadın girişimcilerin kurduğu teknoloji girişimlerinin hayatta kalıp başarılı olma olasılıkları erkek girişimcilere oranla daha yüksek. Ülkemiz açısından baktığım da ise kadınlarımızın toplumsal alanda daha güçlü, daha etkin olmalarını sağlamanın Türkiye’nin potansiyelini açığa çıkarmada en önemli faktörlerden biri olduğunu görüyorum. Düşünün ki ülke nüfusunuzun yarısı kadınlardan oluşuyor ama siz onlara fırsat verip her manada üretime katkı sağlamalarının önünü açmıyorsunuz. Bunu yapmadığınız gibi ülkemizin en önemli sorunlarından biri hala kadına yönelik şiddet… Oysa biz öldürülen, tacize uğrayan, şiddete maruz kalan kadınlarımızı konuşmak, onlara üzülüp yas tutmak yerine, kadınları güçlü olan, kadınlarının her alanda etkin olduğu bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğimizi konuşsak, kadınlarımıza onların önünü açacak imkânları fırsatları nasıl sunabileceğimizi konuşabilsek; Türkiye’nin önünde kimse duramaz. İyi Parti’yi kurarken, “bu bir kadın partisi” demiştim. Kadının güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadele parti olarak en hassas olduğumuz konulardan biri. Partimizin her organında yüzde 25 kadın kotamız var. Kadınlarımızı siyasete kazandırmak için çaba sarf ediyoruz. Geçtiğimiz dönemde kadınlarımızı meclise taşıma konusunda eksiklerimiz oldu onları da düzeltmek için adımlar atıyoruz.

 7.FB: İktidar olsanız kabinede hangi bakanlıkların kadınlar tarafından idare edilmesinin daha iyi olacağını düşünüyorsunuz?

7.MA: Buradaki ölçüm cinsiyet değil, liyakat olur. Liyakat cinsiyet üstü bir kavramdır. İyi Parti’de de, Türkiye’de de alanlarında son derece yetkin, kendini kanıtlamış kadınlarımız ziyadesiyle var.

SİYASET DIŞINDA AKŞENER:“YENGEÇ BURCU, AİLESİNE ÇOK DÜŞKÜN, DİPLOMALI BİR AŞÇI”

8.FB: Aşağıdaki kavramların sizdeki ilk çağrışımlarını birer kelime ile söyler misiniz?

8.MA:    

 AİLE // Güven

 ANNE // Sevgi

 EVLAT // Gelecek

 BAYRAK // Vatan

 İKTİDAR // Hizmet

 ATATÜRK // Vizyon

 DİN // Vicdan

 9.FB:18 Temmuz doğumlusunuz ve Yengeç burcu oluyorsunuz burçlara bakışınız nasıldır, sizce Yengeç burcunun özelliklerini taşıyor musunuz?

9.MA: Astrolojiyle çok ilgili değilim ama burcumu bilirim. Özellikle aileme dönük olarak bazı özelliklerini taşıyorum diyebilirim.

10.FB: Evde yemek yapar mısınız en iyi yaptığınız yemek hangisidir?

10. MA: Elbette yaparım. Ben diplomalı bir aşçıyım. Taze fasulyemin, enginarımın ve ayva tatlımın hayranı çoktur.

11.FB: Bugüne kadar yapmak isteyip fırsat bulamadığınız içinizde ukde olan bir şey var mı varsa nedir?

11.MA: Ukde diyemem ama siyasete girmeden önce çok seyahat ederdim. Hala göremediğim ülkeler var, dünyanın her yerini görmeyi istiyorum.

12.FB: Sağlığınızı korumak için özel olarak yaptığınız şeyler, kullandığınız takviyeler var mı?

12.MA: Özellikle dikkat ettiğim konu beslenme. Mevsim sebzeleriyle beslenmek, sağlıklı beslenmenin ilk adımı. Buna dikkat ediyorum. Tabi il ilçe gezilerinde bu kural bazen şaşıyor. Ama genel olarak dikkat ediyorum. Bazı vitaminler hariç, bir takviye almıyorum.

13.FB:Dünya bir yana ………… bir yana. Bu boşluğu ne ile tamamlarsınız?

13.MA: “Türkiye” diye tamamlarım. Çünkü benim için Türkiye demek, sevdiklerimin, değer verdiklerimin, vazgeçemeyeceklerimin hepsini kapsayan vatan demek. Ben mübadele göçmeni bir ailenin çocuğuyum, bizler için vatan önemlidir, çünkü bizler vatan kaybetmenin acısını çok iyi biliriz.

14.FB: Sizin için tatil nedir? İmkân olsa hemen şimdi nerede olmak isterdiniz?

14.MA: Benim için tatil özlem gidermektir. Ailemi, özellikle torunlarımı görebilmek, onlarla vakit geçirmek demektir. Tabi bir de dinlenmek demektir… İmkân olsa Pars ve Ayda’nın yanında olmak isterdim.

----------------------SON---------------------