Mehmet Şimşek şapkadan tavşan mı çıkartacak?

Medyaradar analisti Atilla Akar yeni Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelişi ve şu ana kadar uygulanan politikalar ile uygulanması beklenen mali yol haritası hakkındaki görüşlerini aktardı.

Efendim: bendeniz ekonomiden hiç anlamam. Zaten ekonomiden anlamamı gerektirecek kadar paramda olmadı hiçbir zaman. (Sonuçta insanda bu merakı ateşleyecek bir “birikim” olmalı değil mi?) Cebimdeki parayı bile sayamam. Zaten sayacak ağırlıkta tomarlarla para da taşıyamadım hiç. Malım, mülküm, dövizim, altınım, hazine bonom, “Bitcoin” denen kripto nanemollam da olmadı. Yani rahatım. Gerisini parası olanlar düşünsün. Zaten yaş da yeterince ilerledi artık. Bundan sonra düşündürürse sadece mezar fiyatları düşündürür beni. Kefenin cebi zaten yok. Benden sonrası tufan!..

Ancak ben ekonomiyle ilgilenmesem bile –maalesef ki- o benimle ilgileniyor. Hatta hiç peşimi bırakmıyor. (Gerçi ilk meslek hayatıma stajyer olarak bile olsa gazetenin ekonomi bölümünde başladım. Sonrasında İktisat Fakültesi’nde yüksek yapma hakkı bile kazandım ama!)  Şu üç günlük dünyada küçük keyiflerime bile göz dikmiş durumda. Sürekli “Bu adamı ezmeye kararlıyım” mesajı veriyor!..

Bendeniz hemen her hafta sonu gazetemi alır, iki saatliğine takıldığım kahveye gider iki çay içer sonra da kös kös eve dönerim. (Öyle lüks bir yer sanılmasın hatta salaş bile denebilir ama ben salaş yerleri severim) Evvelsi gün takılmakta olduğum yere gene uğradım. Bir de ne göreyim 12 TL olan ince belli bir bardak çay 24 TL olmuş. İki çay içsem 48 TL. Bir de arkadaş çıktı geldi. İki çay da o içti. 100 TL’yi bayıldım çıktım. Alt tarafı 4 bardak çay. Geçen gün 2 lahmacun 1 ayrana 96 TL verdiğimde bile bu kadar sarsılmamıştım! (Marketlere girmek dahi istemiyorum zaten) Cimri biri değilim, para harcamaktan da çekinmem. Ama bu ne yahu?..

Ekonominin Başına “Süperman” Gelmiş!..

Lüks “Cafe”ler, lüks restoranlarla işim olmadığı halde bu durum bende alarm çanları çaldırmaya yetti. Demek ki ekonomik çapım bir çay parası kadarmış. (Bana müstahak yani!) Bu gerçekle yüzleşmem beni bir hayli rencide etti. Dedim “Eyvah… 1920’lerin Almanya’sının hiper enflasyonuna doğru gidiyoruz galiba. Bir tost almaya bile el arabasına sığacak kadar istiflenmiş banknotla gideriz artık!”

Sonra dediler ki ekonominin başına Mehmet Şimşek gelmiş. Erdoğan nihayet ikna etmiş onu. Bir sevindim bir sevindim ki sormayın. (Hele de Nebati şokundan sonra ilaç gibi geldi!) Bir tür “kurtarıcı”, bir tür “ekonomi mesihi” gibi hayal ettim onu. Bulutların üzerinden süzülüp, asasını ekonomiye değdirip her şeyi güllük gülistanlık yapacak ilahi bir varlık gibi adeta.

Gerçi ne zaman ekonomi zora girse, olağanüstü bir döneme girilse hep “dışarıdan ama bizden biri” çağrılır.12 Mart’ta Atilla Karaosmanoğlu, 2001 krizinde Kemal Derviş, şimdi de Mehmet Şimşek. (Gerçi Mehmet Şimşek 2007’den 2018’e kadar ekonomiyle ilgili bakanlıklar yaptı) Hoş, daha önceki örnekler pek parlak olmasa da gene de ümitlenmekten öteye bir çare bırakıldı mı bilmiyorum?

“Nas” Israrının Fiilen Reddi!..

Anlayabildiğim kadarıyla ekonomi diğer hiçbir alana benzemiyor. Tamamıyla kendi kuralları ve psikolojisi var. Örneğin hem sistem içinde olup, hem de sistem dışına çıkamıyorsunuz. (Hele de bunu uluslar arası düşünün birde!) Yanı sıra faizi reddedebilirsiniz ama “faizci” bir sistem içinde nereye kadar? Ya da kapitalist sistem içinde olup sosyalist ekonomiyi ne kadar uygulayabilirsiniz? Veya laik bir sistem içinde ne kadar “şeriat”ı uygulayabilirsiniz? Bunun gibi şeyler. En fazla bunu bilip, buna göre pozisyon alıp, ekonominizi güçlendirip, bunlardan etkilenmeyecek hale getirip, bazı uygulamalar, reformlar önlemler, denemeler geliştirebilirsiniz. O kadar!..

O yüzden ekonomi ideolojik-inançsal öğeleri fazla taşımaz. Hemen sırtından atar. Ne İslami, ne sosyalist hatta ne de liberal dogmalar yani “nas”lar reel hayata uymaz ve ısrarınız halinde onlar sizi dışlarlar. Sonuçta nereye vardığınızı bile anlamadan “nas”ıl yani oluverir!..

Şimdi “Faiz Sebep, enflasyon sonuç” inadı duvara toslayınca mecburen bu politikadan “çark” edileceğe benziyor. Şimşek’in tabiriyle “Ekonomide rasyonel zemine geri dönüleceği” mesajı verildi. ( Bu aynı zamanda şu ana kadar uygulananın rasyonel yani “akılcı” olmadığı itirafı anlamına geliyordu) Demek ki ekonomi şimdiye kadar bir “nas” saplantısı uğruna bu hale getirilmişti. Hemen “faiz lobisi” gibi bağırış çağırışlar (Zaten bu memlekette olmayan “lobi” mi var?) durumu izaha tek başına yetmiyordu? Diğer bir deyişle kaş yapayım derken göz mü çıkartılmıştı? Ne yazık ki ekonomi yaz-boz, deneme tahtası değil. Çuvallayınca “Yetiş kardeşim”le olmuyor bu iş. Önceden varacağı yeri göreceksin. Gene de “Zararın neresinden dönülse kârdır” mı desek acep?

O yüzden ben kimileri gibi “Ekonomi çöksün, hükümet-Erdoğan başarısız olsun, toplum sürünsün, ülke çıkmaza girsin ama bende buradan siyasi fırsat yaratayım” diye düşünen yahut pusuya yatmışlardan değilim. (Zaten buna gerek yok, şu ana kadar ki yanlış kararlarla bu zararı kendi kendilerine yeterince verdiler maalesef. Dua etsinler ki karşılarında ufuksuz ve beceriksiz bir muhalefet vardı!) Ancak üretim ekonomisine dayanmayan, rantçı,  liberal efsanelere saplanıp kalmış yaklaşımlara da fazla güvenmem.

Düşünün bir tarım ve hayvancılık ülkesinde meyve ve sebzeyi kaça yiyor -ihraç ve döviz saplantısıyla- o da çarığını çürüğünü ve bir kilo et kıyma almak için kaç lira ödeniyor? Yahut ev kiralarını, yabancıya sata sata Türk’e alacak ev kalmadığını hatırlayın. Bu nasıl bir politikadır ki arkadaş?.. Çıldırmış olmalıyız!..

Bu manada Mehmet Şimşek’in elbette “başarılı” olmasını isterim. Enflasyonun hedeflendiği gibi “tek haneli” rakamlara inmesini de isterim. (Maalesef bu konuda fırsatçı toplumun, mülk sahiplerinin ve esnafında bir o kadar suçlu olduğunu düşünüyorum) fakat kimsenin bir “Ekonomik Süpermen” olmadığının da farkındayım. Çünkü ekonomi öyle bir noktada ki “Ali’nin külahını Veli’ye Veli’nin külahını Ali’ye” ya da “taşıma suyla değirmen döndürme” yöntemiyle çözülecek gibi değil. Ne bileyim belki de gerçekten sihirli bir formülü vardır!

Umarım bu iş sonuçta yeni bir illüzyon gösterisine dönüşmez. Bakalım şapkadan tavşan mı çıkacak, yoksa civciv mi çıkacak, kuş mu çıkacak göreceğiz?..

05. 06. 2023