Medya
16 Şub 2012 17:39 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:20

''MEĞER PRODÜKSİYON GELENEĞİ BUYMUŞ''

"Televizyon programlarında 1-2 dakika yer vermek için karşılığında para istemek o kadar yaygınmış ki"

Meğer prodüksiyon geleneği buymuş!

Bazı gezi-gurme televizyon programlarının, mekanlardan ‘tanıtım bedeli’ istediğini yazdım, kıyamet koptu. Pek çok okur, prodüksiyonlu pek çok program için işadamı, doktor, esnaftan para istendiğini yazdı.

Televizyon programlarında 1-2 dakika yer vermek için karşılığında para istemek o kadar yaygınmış ki, artık bunu ayıplamak bile tuhaf kaçıyormuş... Bunları hem sektörün içinden hem de kendisinden para istendiği için şaşkına dönen kişilerin maillerinden öğrendim.
Anladım ki olay bir gelenek halini almış, yani benim şaşırmam hata! Okurlardan gelen bazı mailleri burada yayınlıyorum. Siz karar verin: Program karşılığında para istemek etik mi, değil mi?

İçerik ücreti
“Tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki bu sadece restoranlara yapılan bir uygulama değil. Uzunca bir süredir programların içeriği için, içeriği sağlayacak yerlerden tanıtım ücreti isteniyor. Siz kendinizi tanıtmak için aramasanız bile, kendileri arayıp programa çıkarmak istediklerini söylüyorlar, sonra da ufak bir miktar ödeme yapılması gerektiğini söylüyorlar. Üstelik bu, kanalın adı verilerek yapılıyor.” (Ayşe C.)

Sağlıkta da var
“Hanımefendi, ne yazık ki aynı ‘medya haraç sistemi’ tabip röportajlarında, haberlerinde, TV sohbet ve sağlık programlarında da uygulanmaktadır.” (Bir profesör)

Rayiç daha yüksek
“Bu uygulama hem yerel medya hem de ulusal medyada, sadece televizyonlarda değil gazetelerde de yapılmakta. Ayrıca rayiç bedeller bazen sizin zannettiğinizin de üzerinde. Örneğin çok prestijli bir kanalda, sağlık sektörünün dernek yetkililerinin sadece beş dakika konuşabilmesi ve dertlerini söyleyebilmesi için bir program direktörüne bundan 5 yıl önce 350 TL rüşvetin bir otelde verildiğini size söyleyebilirim.
Sadece gurme sektöründe değil aklınıza gelebilecek her sektörde bu böyle. Haberiniz için de çok teşekkür ediyorum...”

Twitter’da da var
“:)...Bu tür programların hepsinin öyle olduğunu bilmemenize şaşırdım. Hatta köşe yazılarında, ‘Şu restoranda bu var’ demek için bile para isteyenler var. İnternet ortamında (sanal medya) takipçileri fazla olan tweet’çilere ‘Bugün şu mekandayım’ demeleri için bile para ödeniyor artık.” (B.E.)

Masraf böyle çıkıyor
“Olayı yeni duymuş olmanıza şaşırdım. Yıllarca dış yapım şirketleriyle çalıştım, yaptıkları iş direkt olarak buydu. Tüm masraflarını bu şekilde karşılayıp aynı zamanda haber bazlı birçok yayın için kişilerden, firmalardan ücretler istenmekte.
Sadece dış yapım olarak değil, iç yapım şirketlerinin de bunu yaptıklarını, tüm masraflarını bu şekilde karşıladıklarını artık bu sektörü az çok tanıyan herkes biliyor.” (S.T.)

Röportaja 1.250 TL
“Beni de dün aradılar. ‘Her ilde, kentin tanınmış işadamlarıyla bir söyleşi yapıyoruz’ dediler. ‘Soru-cevap şeklinde, FİRMAYI ÖN PLANA çıkaran bir röportaj karşılığında 1.250 TL talep ediyoruz’ dediler.
Çevremde de farklı sektörden birçok kişiyi aramışlar. Kanalı arayıp şikayette bulundum. Kendi bilgileri olmadığını ve birçok kişiden şikayet geldiğini söylediler. Arayan kişiler, bir dış yapım ekibi olabilir, dolandırıcı da olabilir ama kanalın adını kullanmaları hiç etik değil. Böyle insanların ifşa edilmesi gerek.” (E.B.)

İmalatçı tanıtımı
“Çok güzel konuya değinmişsiniz. TV kanalları diğer programlar için de aynı taktiği uyguluyor. Mesela ben imalatçı bir esnafım. Sürekli TV kanallarından arayıp ‘Şu programda yer alacak 2 dakika görüntülü çekim için 1.000 TL verirseniz sizin tanıtımınızı yaparız’ deniyor. İnanın, en az üç TV kanalından böyle teklif geldi. Bu programlar, değişik işler yapan özel firmaların tanıtımı için yapılıyor.” (Şaban C.)

BiR TELEViZYONCU ANLATIYOR

-“Sözünü ettiğiniz durum sadece gezi-gurme programlarında değil, televizyonların prodüksiyon departmanlarının yaptığı hemen her türlü yapımda söz konusu olabiliyor. Hatta bu iğrenç ticari ilişkiyi yadırgamak, bugün ayıp bir şey haline geldi.
-Bendeniz, 7 yıl özel televizyonlarda kameraman, yapımcı ve muhabir olarak, 10 yıl da bir kanalda muhabir olarak çalıştıktan sonra ‘artık içim kaldırmadığı için’ televizyon işini terk ettim.
-Samimiyetle söylemek zorundayım ki taşrada bu ilişkiler ekmek gibi, su gibi gündelik hayatın bayağı ama kanıksanmış, doğal bir parçası gibi algılanıyor.
-Ülkede çok sayıda ‘yapım ekibi’ ellerinde bir küçük kamerayla belde belde dolaşıp önlerine gelen her kapıyı çalmak suretiyle ve her kapıdan
500-1.000 TL talep ederek televizyonculuk yapıyor.” (E.G.)


Mehveş EVİN / MİLLİYET CADDE