Medyanın beka sorunu... Gazetecilerin yerini Influencerlar mı alıyor?

Acaba bu güzel mesleğin itibar kaybının sebebi, gazetecilik etiğinin dışına çıkan bazı “gazeteci görünümlü şahıslar” olabilir mi? Mesela influencer rolüne soyunan bazı gazeteciler gibi… Siz onları biliyorsunuz.

Sosyal medya araçlarının çoğalması ve internet medyasının yükselişi, zamanla dijital medya ve dijital pazarlama gibi kavramlarla tanışmamızı sağladı. Bu elbette kaçınılmaz bir durumdu… Ve gün geldi dijital medya, geleneksel medyanın reklam pastası üzerindeki hakimiyetine son verdi.

Şimdi ise geleneksel, yani diğer adıyla konvansiyonel medya için bir başka sorun gündemde… Aslında buna bir anlamda gazeteciliğin “beka” sorunu da diyebiliriz. Dijital medya artık geleneksel medyanın haber hakimiyetini de ele geçirmek üzere…

Peki nasıl?

Sosyal mecraların artması dijital medyada bazı yeni iş alanları da açtı. Bu iş alanlarıyla birlikte blogger, vlogger, instagrammer, influencer ve fenomen gibi meslekleri sıkça işitir olduk. İşte bu yeni meslek grupları artık, yıllardır gazetecilerin elinde olan “haber” tekelini kırmak üzere.

Evet, belki onlarınki tam olarak bizim anladığımız şekliyle “haber” değil “içerik” olsa da, ellerindeki sosyal medya gücüyle milyonlarca insanla kısa sürede etkileşime girme gücüne sahipler. Bu da bazı firma ve kurumları cezbetmiş olacak, kimi basın toplantılarına ve etkinliğe gazetecilerle birlikte davet ediliyorlar. Hatta kimi etkinliklerde gazeteciler yerine onlar tercih ediliyor.

İşte size bir örnek…

Kulağıma gelen bilgilere göre, Türkiye’nin kültürel miraslarıyla ilgili önemli bir turizm ve tanıtım etkinliğinde gazeteciler yerine influencerlar tercih edilmiş. 

Gazeteciler için son derece talihsiz olayın detayları şöyle…

Çok ayaklı olarak planlanan bu etkinliğin tanıtım toplantısına doğal olarak gazeteciler davet edilmiş. Bu etkinliğin ilk iki ayağında da gazeteciler varmış. Etkinlik kapsamında çeşitli şehirlere götürülmüşler.

Buraya kadar her şey normal…

Ama ne olduysa etkinliğin üçüncü ayağında olmuş. Gazeteciler yerine sadece influencerlar götürülmüş.

Gazetecilere de “Kusura bakmayın bu kez sadece influencerları götüreceğiz” denilmiş. Üstüne üstlük organizasyon yetkilileri bu tercihleri ile ilgili olarak, ulusal basını temsilen gelen gazetecilerin yaptıkları haberlerden “yeteri kadar etkileşim alınmamasını” gerekçe göstermişler. Bu yüzden de sosyal medyada takipçi sayıları fazla olan influencerları tercih etmişler. Yani bir başka değişle, kamusal bir öneme sahip olan Türkiye’nin kültürel mirasının tanıtımını yapmak, influencerların inisiyatifine bırakılmış.

Bu tercih, haliyle etkinliğe katılan gazeteciler arasında büyük şaşkınlık yaratmış. Hatta onur kırıcı bulunmuş.

Buradan tanıtım etkinliğini düzenleyen organizasyon komitesine seslenmek istiyorum…

Türk turizminde önemli bir yere sahip olan kurumlar olarak, aslında büyük bir tezata imza attığınız aşikar… Organizasyonun tanıtım toplantısına ve ilk iki ayağına gazetecileri çağırıp sıra üçüncü ayağa geldiğinde “sizinle buraya kadar” demek son derece yanlış. Üstelik organizasyonun bitiminde bir ödül töreni düzenleyeceğiniz ve bu töreni haberleştirmeleri için gazetecileri davet edeceğiniz gerçeği ortadayken… Madem influencerların bu işi daha iyi yapacağına inanıyordunuz, o zaman gazetecileri en başta bu işin içine hiç katmamanız gerekirdi.

Umarım yetkililer organizasyonun sonraki ayaklarında bu yanlış tercihten vazgeçer ve gazetecileri de davet ederler.

Ayrıca kimsenin influencerların bu tür etkinliklere katılmasına itirazı yok… Çünkü onlar kendiliğinden gelmiyorlar bu tür etkinliklere… Davet edilerek katılıyorlar. İşlerini yapıyor ve karşılığını alıyorlar. Esas sorun, bu etkinlikteki gibi gazetecilerin itibarının zedelenmesi. Bunun yanı sıra influencerlara yönelik yapılan pozitif ayrımcılık…

GAZETECİLER VE INFLUENCERLAR AYNI MESLEK GRUBUNDA DEĞİL!

Şu noktanın altını çizmek gerekir ki, gazeteciler ve influencerlar asla aynı işi yapan meslek grupları değildir…

Gazeteci halkı bilgilendirmek gibi kamusal bir görev yapar, influencer tanıtım...

Gazeteci bir haberi herhangi bir karşılık almadan takip eder, influencer belli bir bedel karşılığında…

Gazeteci haber yapar, influencer içerik(post) hazırlar…

Gazetecinin yaptığı haber editoryal süreçlerden geçerek belli bir resmiyet çerçevesinde yayınlanır, influencerın hazırladığı içerik yalnızca kendisinin gördüğü, bildiği ve duyduğundan ibarettir…

Gazetecinin takip ettiği bir haberi arşive kaydedildiği için yıllar sonra bile bulabilirsiniz, influencerların paylaşımlarının çoğu hikayede kaybolur gider, arama motorlarında bulunmaz…

Aslında gazeteci arkadaşlarımızın çok iyi bildiği gibi, bir süredir bazı etkinliklere gazetecilerle birlikte bloggerlar da davet edilmekteydi. Bazen PR sektöründe çalışan arkadaşlarımızın tercihi bazen de müşterilerin istediği ile etkinliklere gelen bloggerlara da neredeyse alıştık. Zira dijital medyanın varlığını kabul ediyorsak, onların varlığını da kabul etmemiz gerekir.

DİJİTAL MEDYA YASAL ÇERÇEVEYE İHTİYAÇ DUYUYOR

Yukarıda anlattığım olaydan yola çıkarak esasen kanun yapıcılara önemli bir görev düştüğünü de buradan belirtmek gerekiyor.

Kanun yapıcılar, Türkiye’de ve dünyada giderek büyüyen ve sektörleşen dijital medya ile ilgili yasal prosedürleri derhal yerine getirmelidir. YouTuberlar, influencerlar, fenomenler, bloggerlar, vloggerlar, instagrammerlar, TikToker’lar ve diğerlerinin mesleki statüleri, yasalar çerçevesinde belirlenmelidir. Başka bir değişle, sadece vergi tahsil edilecek bir meslek grubu olarak görülmemeliler. Çünkü yasal boşluktan doğan bu karmaşa, ilerleyen zamanlarda geleneksel medyayı temsil eden gazeteciler ve dijital medya temsilcilerinin bir mesleki çatışmasına dönüşebilir. Bu mesleki tanımlamalar titizlikle yapılmalı ki, bot hesaplarla takipçi satın alan herkes “ben influencerım” diye ortaya çıkmamalı.

Şimdi de iğneyi kendimize batırma zamanı…

İlk sözüm medya patronlarına ve yöneticilerine…

Aslında bu yaşananları, gazeteciliğin kaybettiği itibarın bir tezahürü olarak görmeniz gerekiyor. Şu konularda mutlaka kendinizi sorgulamanız gerekiyor.

Acaba siyasi konjonktür gereği bir mevzi almanız reytinglerinizin ve tirajlarının düşmesine, dolayısıyla da medyanın itibar kaybına yol açmış olabilir mi?

Acaba yayın organlarınızda bazı firma ve markalara ayrıcalık tanınması, yayınlarınızın haber yerine tanıtım içermesi, haber kaynakları ve kurumlar nezdinde yanlış bir imaj oluşturmuş olabilir mi?

Bunu neden söylüyorum? Çünkü bir haber kaynağının, gazetecinin yaptığı haberin etkileşim değerine bakmaması gerekir de ondan… Eğer bir haber kaynağı bir gazeteciden etkileşim kaynağı yüksek haber istiyorsa, demek ki o gazetecinin çalıştığı yayın organında hep etkileşim değeri yüksek haberler görmüştür de ondan…

Şimdi de sözüm gazeteci dostlarıma…

Sevgili dostlarım! Mesleğimizin dışarıdaki algısının farkında mısınız?

Gazeteciler ve onların imza attıkları haberler ne ara bu kadar itibar kaybetti? Gazetecilerin haberlerine ne ara bu kadar ticari gözle bakılmaya başlandı? Ne ara birileri gazetecilerin yerine influencerları ikame etmeye başladı?

Eğer süreç bundan sonra da böyle işleyecekse, gazetecilik mesleği için artık ciddi şekilde kaygılanmamız gerekiyor demektir. Acaba bu güzel mesleğin itibar kaybının sebebi, gazetecilik etiğinin dışına çıkan bazı “gazeteci görünümlü şahıslar” olabilir mi? Mesela influencer rolüne soyunan bazı gazeteciler gibi… Siz onları biliyorsunuz.

Sözün özü, aslında tüm bu yaşananlar geleneksel medya ile dijital medya arasındaki güç savaşının birer yansıması… Savaş çoktan başladı… Ama geleneksel medya bu durumun hala farkında değil. Hatta gazetecilik için bir beka sorunu oluşturduğunun bile… Dijital medya gerçeğini elbette kabul etmeliyiz, influencerları ve diğerlerini de… Lakin ayrıştırarak olmadığı kesin… Nasıl ki “haber” ve “reklam” aynı kefede değilse, gazeteci ve influencerın da aynı kefede olmayacağını bilerek…