MARS'DA YAŞAMDAN ÖTESİ DE VAR, FANTASTİKSEVERLER YAŞADI!

Nihayet olması gerektiği gibi bol filmli bir vizyon haftasındayız. Tam yedi yeni film bu hafta gösterime giriyor. Fantastik, korku, Dram, Komedi, Gerilim, Animasyon… Her türün izleyicisi için bir şeyler var. Ama tür çeşitliliğini değil de filmlerin kalitesini düşünürsek tam bir mayın tarlası bu hafta… Çok iyi filmler ve çok kötü filmler aynı salonda seyirciyi tavlayarak gişe yapmaya çalışacak. Bilet fiyatlarının epey el yaktığını düşünürsek çoğu sinemaseverin tek bir atış hakkı var ve ben de elimden geldiğince size doğru filmi önermeye çalışacağım.

Siyahlı Kadın / Korku, Gerilim / 13 Yaş ve üzeri

Özet: Genç avukat Arthur Kipps, 3 yaşındaki oğlunu bırakıp, Crythin Gifford kasabasına gitmek zorunda kalır. Orada Eel Malikanesi’nin merhum sahibinin hukuki işlemlerini yürütecektir. Malikâneye varmasıyla, kasabanın sırlarını keşfetmeye başlayacaktır. Siyahlara bürünmüş, esrarengiz bir kadının görünmesiyle hissettiği ürperti artmaya başlar.



Siyahlı Kadın (The Woman in Black) Gotik bir korku filmi, hani şu eski usül dediklerinden… Baştan belirtmekte fayda var; eğer bol kapı gıcırdamalı, pencere çarpmalı, örümcek ağlı, tozlu mobilyalı metruk malikânelerde geçen korku, gizem filmlerini seviyorsanız bu filme de bayılırsınız. Korku filmlerinde artık özgünlük aramıyoruz. O yüzden kim neyi, nerden almışı, çalmışı bırakıp filme dalabilirsek karşımızda her anında etkileyici, meraklı bir izleme sağlayan çok önemli olmasa da hiç de fena durmayan bir seyirlik var. Daniel Radcliffe rolünün hakkını vermek için epey uğraşıyor. Henüz kafamdaki büyücü çocuk imajı silinmese de bu çabasını alkışlamamak imkansız…

Filmin çekildiği malikâne ve çevresi ise uzun yıllardır bir korku filminde gördüğüm en etkileyici mekan çalışması ve yönetmen James Watkins seyirciyi görsel ve duygusal olarak etkilemesini çok iyi biliyor. Siyahlı Kadın, korku filmi severlerin hoşuna gidebilecek türden bir film… Keyifle okunan bir roman tadında akıp gidiyor tüm hikaye… Daha ziyade bir atmosfer filmi ama korkutmayı da başarıyor.

4**** Sinemaseverler için bir ödül, sinemada izlemek şart!

John Carter: İki Dünya Arasında / Bilim-Kurgu, Aksiyon / 3D / 13 Yaş ve üzeri

Özet: Açıklanamayan biçimde Mars’a ışınlanan Virginia’lı maceracı John Carter, burada kendisini gezegen sakinlerinin arasındaki dev bir ihtilâfın ortasında bulur. Tarafların arasında Tars Tarkas ve çekici prenses Dejah Thoris de vardır. John Carter, yok olmanın eşiğindeki Mars gezegeninde Barsoom’ın ve halkının kurtuluşunun kendi ellerinde olduğunu anlayacaktır.



John Carter, Edward Rice Burroughs tarafından yaratılmış, Indiana Jones öncülü bir karakter fakat yüz yıl önce yazılmış bu öykü modern sinemacılar tarafından o kadar yağmalandı ki şimdi asıl eserin taklide düşme tehlikesi var. Tarzan’ın da yaratıcısı olan yazar, Amerikan İç Savaşı’nda yer alan babasının hikâyelerinden etkilenerek  “A Princess Of Mars” adlı bir bilimkurgu romanı yazdı. 11 kitaplık bir seri bu… Devam bölümleri de çekilirse Mars’ın Tanrıları, ardından da Mars’ın Savaş Lordları’nı izleyeceğiz demektir..

Mars’la ilgili bildiklerimizde o zamandan bu yana çok değişti elbette… Bu da yapımcıların hikâyeyi bilim kurgu sosundan sıyırıp tamamen fantastik bir set oluşturmalarına yol açmış. Yaş sınırlamaları yüzünden hikâyenin asıl potansiyelinden faydalanıldığını düşünmüyorum ama yine de John Carter, fantastik filmseverler için ilaç niyetine! Tabi aşırı düz hikâyenin “dünyayı kurtar, kızı kap” gibi klişelerine dayanabilirseniz. CGI’lar devrimsel değil ama başarılı. Filmi IMAX olarak izlemek isterdik fakat ülkemizde Real 3D sisteminde oynatılıyor. 135 dakikalık bir 3 Boyut deneyimi de zorlayıcı olabiliyor haliyle…

3*** Fena bir film değil. İzlerseniz pişman olmazsınız ama çok umutlanmayın!

Teksas Ölüm Tarlası / Gerilim, Suç / 15 Yaş ve üzeri

Özet: Teksas eyaletinde yerel polis dedektiflerinden Mike Souder ve New York’tan gelen ortağı Brian Heigh, kadın kurbanlarının bedenlerini çalılıklara atan bir seri katilin izini sürerler. Şimdiye kadar bulunan 60 kadın cesedi vardır. Fakat kadın bedenine takıntılı bu seri katil bir anda yön değiştirir ve bu sefer kendisini izleyen polisleri hedef alır. Her cinayet mahallinde kendisinden bir iz bırakır ama dedektiflerden hep bir adım önde olmayı da başarır. Kasaba sakinlerinden Anne Sliger kaçırılınca, iki dedektif küçük kızı öldürmeden önce zamana karşı yarışacaktır.



Sıkı bir suç filmleri meraklısı olarak epey beğendiğim bir film oldu Teksas Ölüm Tarlası... Fakat baştan uyarmalıyım, eğer sinemada odaklanma sorunu yaşayanlardansanız bu filmden uzak durun çünkü hikayenin biraz fazla dallı saçaklı olmasından kaynaklanan bir odak sorunu var ve bu da izleyiciyi bir yerde yorabilir, bıktırabilir. Erkeğin kadına uyguladığı şiddeti anlatması itibariyle ülkemizde müthiş bir zamanlamayla gösterime sokulan film haftanın en iyi filmi diyebilirim. Aslında bahsettiğim sıkıntıları olmasa bir klasik bile olabilirdi.

4**** Sinemaseverler için bir ödül, sinemada izlemek şart!

Gizemli Adaya Yolculuk / Macera, Aile, / 3D / 7 Yaş Sınırı

Özet: 17 yaşındaki Sean Anderson, hiç bir adanın olmaması gereken bir yerden şifreli bir yardım sinyali alır. Sean’ın sinyalin kaynağını araştırmasına engel olamayan üvey babası Hank, kendilerini önce Güney Pasifik’e, ardından da çok az kişinin görmüş olduğu bir yere götürecek olan serüvende ona eşlik eder. Burası çok güzel, şaşırtıcı ve gizemli bir yerdir.



Real 3D, Xpand gibi rakipleri olsa da IMAX kadar seyir zevki veren bir 3D sistemi daha yok! Gizemli Ada’nın yapımcıları da bunun farkında olarak bir filmden çok bir serüven parkı tasarlamışlar. Bizim tek yapmamız gereken, mantıkla hiç bir ilişkisi olmayan hikayeyi kabullenip bu maceraya katılmak… Film bu anlamda epey eğlenceli ama ben Ray Harryhausen’in müthiş stop-motion filmleriyle büyümüş biri olarak daha fazla fantastik yaratık görmeyi beklerdik. Adaya ilk düştüklerinde karşılaştıkları dev kertenkele sekansı keyifli fakat finalde beklediğim büyük ödülü alamadım.

3*** Fena bir film değil. İzlerseniz pişman olmazsınız ama çok umutlanmayın! 

Elveda İlk Aşk / Duygusal, Dram / 13 Yaş ve üzeri

Özet: 15 yaşındaki Camille ciddi mizaçlı, mantığa inanan bir genç kızdır. Ondan yaşça biraz daha büyük olan Sullivan hayat dolu ve dünyayı keşfetme arzusuyla yanan bir gençtir. İki genç birbirlerine aşık olurlar ama Sullivan özgürlüğünün peşinden Güney Amerika’ya gitmek için Camille’dan ayrılınca genç kızın dünyası yıkılır. Camille onun yokluğunda gücünü yeniden toplar hatta yeni bir ilişkisi olur ve olur da dönerse diye karşısında güç durmak için zırhlarını kuşanır.



Kepekli Fransız bisküvileri gibi tatsız, tuzsuz bir film… Yönetmen Mia Hansen-Løve bir hikaye kurgulamak yerine neredeyse belgesel kamerası kullanırcasına çektiği kesitleri ard arda dizmiş… Hikâyenin içindeki zaman atlamasının seyirci tarafından hissedilememesi de yönetmenin kesitlerden çıkıpta hikaye anlatıcılığa geçtiği anda tökezlemesinden kaynaklanıyor. Yine de alt metnini sevdim. Filmdeki İnsanlar özgürlüğün getirdiği bireysellik yüzünden kendi hayatlarına o kadar odaklanıyorlar ki herhangi bir aidiyet geliştiremiyorlar. Böyle bir iklimde, romantizmin tüm gereklilikleri de mevcutken bile aşk yaşanamıyor doğal olarak. Afişine aldanıp Hollywood tarzı bir romantik drama izleyeceğinizi sanmayın yanılırsınız. Daha çok “festival filmleri”ne düşkün seyirci için.

2** Genel izleyici zevki için uygun bir film değil, sadece türün meraklılarına...

Max Maceraları: Kralın Doğuşu / Animasyon

Özet: Tarihin yazmadığı çağlarda, başka bir gezegenden gelen Gölgelerin Efendisi isimli bir karanlık lordu üç güç kristalini alabilmek için Aslan Krallığı’nı istilâ etmişti. Neyse ki, Kral ve Kraliçe yıllar önce gizlenmiş olan bu kristallerin yerini gösteren aslan tılsımını yeni doğan oğulları Max ile birlikte uzaklara göndermeyi başarabilmişlerdi.



Basın gösterimi yapılmayan filmi, Çarşamba akşamı düzenlenen galasında, kalabalık bir anneler ve çocukları grubu eşliğinde izledim. Aslında bir dondurma markasının doğu Asya pazarı için yarattığı Max, çocukların onu çok sevdiğini düşünmüş olacak ki, şansını sinemada denemeye karar vermiş fakat sonuç acıklı! Artık çizgi film gösteren çocuk kanalları bile çok daha iyi animasyonlar yayınlıyorlar. Film teknik olarak yerlerde süründüğü gibi çocukların ilgisini çekebilecek bir tarafı da yok. Bir bilgisayar oyunuymuşçasına akan sıkıcı hikaye, uyduruk karakterler… Biz de Max, yaban ellerde Paddle Pad olarak bilinen kahramanın macerasına çocuğunuzla birlikte koşturmadan önce iyice bir düşünün derim!

1* Uzak durun! Paranıza yazık. Ne izleyin, ne de tavsiye edin...

Seninki Kaç Para / Komedi / 13 yaşından Küçükler için Ebeveyn Refakatinde

Özet: Cemil Poyraz maddi durumu kötü olan evli, çocuklu biridir. İşleri ters gidince çok para kazanmak için her yolu deneyen Cemil tanıştığı bir işadamından para kazanmanın yollarını öğrenir. İşadamı Cemil’e İstanbul’da yaşayabilmesi ve çok para kazanabilmesi için ruhunu şeytana satması gerektiğini söyler. Ruhunu şeytana satmak için Cemil şeytanla pazarlığa girer ve para için her yolu dener.



Bu da basın gösterimi yapmadan işi galayla geçiştiren filmlerden… Aslında bu filmleri hiç görmemek lazım ama okura sorumluluğumuz var. Film yaparak para kazanmak suç değil, ayıp hiç değil ama böyle uyduruk filmlerle “hap yaparak para kapmak” da hiç adil değil. Bu filmi çekenler, filmi bitirdikten sonra bir kez olsun izlememişler mi, “biz ne yaptık böyle” dememişler mi? Vatan Şaşmaz’ın sinemada geçerliliği olmayan ününe güvenerek yapılmış son derece başarısız bir çalışma…

1* Uzak durun! Paranıza yazık. Ne izleyin, ne de tavsiye edin...

twitter.com/murattolga    /    murattolga@gmail.com