Medya
14 Ağu 2020 11:09 Son Güncelleme: 14 Ağu 2020 11:23

Koronaya yakalanan Millliyet yazarı anlattı! “Yaşamak güzel şey ve…”

Milliyet Gazetesi yazarı, korona virüse yakalandığını ve hastalığı farkında olmadan yendiğini duyurmuştu.

Milliyet Gazetesi yazarı Özay Şendir, farkında olmadan virüsün neden olduğu Kovid-19 hastalığı geçirdiğini ve sonucu öğrendikten sonra yaşadıklarını yazdı.

Konuyla ilgili detayları köşe yazısında okuyucularıyla paylaşan Şendir, “Yaşamak güzel şey ve bunu fark etmek için neden hep korkmamız gerekiyor diye düşünerek, bahçede, yıldızların altında uyudum.” ifadeleriyle duygularını dile getirdi.

İşte Özay Şendir’in ilgili yazısı:

Çarşamba öğleden sonra cep telefonum çaldı. Bir gün önce antikor testi için kan verdiğimi bile unutmuşum, açtım telefonu karşımda bir hanımefendi.

“Özay Bey, antikor testiniz pozitif çıktı” dedi, “A ne güzel, doğal olarak aşılıyım yani” dedim, karşımdaki ses daha ciddi bir hale büründü:

“Bu hastalığı geçirmiş olduğunuz ya da kuluçka evresinde olduğunuzu gösterir. Hızla muayene olmanızı öneririm” dedi.

On saniye önce suratıma yayılan gülümseme dondu bir anda, kötü senaryolar aklımda uçuşmaya başladı.

***

Hemen en güvendiğim mikrobiyoloji uzmanı arkadaşımı aradım.

Testteki IıG ve IıM sonuçlarımı sordu, bilmiyorum diye cevapladım, öğrenip arasana beni hemen dedi.

Aynı merkezi aradım, sağlıkla ilgili özel bir kuruluşun 1,5 dakika kadar tanıtım dinletmesine öfkelenerek ve bunu da dile getirerek bana bilgiyi veren hanımefendiye ulaştım.

“Biz sadece antikoru saptıyoruz, o ayrı bir test ve yaptırmanız gerekir” dedi.

Bre arkadaş nerede yapılır bu test, bu kez hemen göğüs hastalıkları uzmanı arkadaşımı aradım.

Dedi ki hem IıG ve hem de koronavirüs testi yaptır, evdekileri de bu gece kendinden uzak tut.

***

Arabaya bindim, iş yerime en yakın özel hastaneye doğru yola çıktım, yolda o hastaneden bana yardım edebilecek dostlarımı aradım.

Ardından bir gün önce ofislerinde toplantı yaptığım arkadaşlarımı arayıp durumu haber verdim.

Özel hastanede ilgiyle karşıladılar ama orada koronavirüs test kiti yoktu ve yapılması gereken IıG kan testi çalışmıyorlardı.

Endişe insanın sağlıklı düşünmesine engel oluyor, çalışmıyoruz demelerine rağmen, siz bir antikor testi yapın lütfen dedim, kan verdim.

Kapıya çıktığımda ne yapacağıma karar vermiştim, doğru yeni açılan Sarıyer Etfal Hastanesi’nin yolunu tuttum, arada da Sağlık Bakanlığı’ndan sevgili Hakkı Kırıkkaya’ya bilgi verdim.

***

Mayıs ayının son haftasında devlet erkanının katıldığı bir etkinlikte sunum yapacağım için iki kere koronavirüs testi yaptırmıştım, sonuç negatif çıkmıştı.

Acaba ne zaman nerede olmuş olabilir diye düşüne düşüne vardım hastaneye.

Nesibe Hocayı buldum, durumu anlattım hemen kırmızı bölgede bir odaya aldılar beni.

Hoca dinledi, yapılması gerekenleri söyledi, ardından “hastalarım bekliyor” diye görevinin başına döndü.

Korona şüphelisiydim artık, önce akciğer tomografisi, sonra koronavirüs testi sonra virüsün kanda değiştirdiklerini gösteren test için bir daha kan verme.

Bu odada bekleyin dediler, Tüm koronavirüs şüphelileri gibi, bana da akşam yemeği geldi, arada akciğer tomografisi sırasında makineyi temizlemesine hayran olduğum delikanlı ile camın arkasından el sallaştık birkaç kere, bir şey sormak için odadan çıktığımda güvenli alanı iki adım geçmişim, fırçayla karışık bir uyarıyla geri döndüm odama.

***

Aklıma gelen kötü senaryolardan olsa gerek inanılmaz bir uyuma isteği duymaya başladım, önce koltukta uyumayı denedim sonra her taraf temiz diyerek yatağa attım kendimi.

Ne kadar uyudum bilmiyorum, Nesibe Hoca’nın sesiyle uyandım, “Değerleriniz normal, gidebilirsiniz ama koronavirüs testiniz sonuçlanıncaya kadar dikkat” dedi.

Kapıya çıktım, o şüpheyle eve gitmek, riski eve taşımak anlamına gelecekti, bir başka hastanede bu IıG testinin yapıldığını öğrenmiştim içeride beklerken.

O hastanenin basın danışmanı da Kanal D Haber’de birlikte çalıştığım bir arkadaşımdı, aradım, “Özay Bey siz acile geçin ben bilgi veriyorum” dedi.

Uçarak gittim o hastaneye, kayıt, kan alma, iki dakika sürdü, testin sonuçlanacağı iki saat bekleme süreci başladı.

Dönüş yolunda ağır ağır sürdüm arabayı, insan evine gitmek istiyor sonuçta.

Kapıya park ettim, içeri girmeden kızıma seslendim, o içeride ben dışarıda konuştuk azıcık, yanıma gelme biliyorsun pandemi var dedim, bana öpücük yolladı eliyle içeriye geçti.

***

Testin sonuçlanmasına yarım saat kala, dışarıdaki çalışma masama oturup hastanenin internet sitesini açtım, daha işlemde gözüküyordu test.

Eve neredeyse bacadan girip hızla bir duş aldım sonra tekrar bilgisayarın başına geçtim.

İki dakikada bir sayfa yeniledim önce, sonra hastane çağrı merkezini aradım, karşımdaki görevli “sabah çıkar testiniz” deyince, “senin dünyadan haberin yok” diye kabalaştım, ayıp ettim.

Saat 23:14 gibi siteye düştü test, açtım ve ekrandaki sonuca uzaylıya bakar gibi baktım bir süre...

Sonra tüm bu saatler boyunca defalarca konuştuğum, mikrobiyolog dostum Dr. Haşim Şengör’ü aradım.

Cep telefonu 3 kere çaldığında açılmıyorsa kapatırım telefonu mutlaka, Haşim’e de öyle yaptım.

Acaba uyudu mu diye endişe etmeme gerek kalmadan geri aradı Haşim.

“Hocam IgG sonucu pozitif, 4,47 yazıyor” dedim, referans değerini sordu, 1,40 diye yanıtladım, “Geçmiş olsun, sen korovirüsü geçirmişsin” dedi.

***

İnsan oley diye havalara sıçramıyor bir anda, nedense o saatler boyunca kurduğun korku dolu senaryolar geliyor aklına.

Sonra dökülüyor o yük sırtınızdan, ilk duygum koşup kızıma sarılmaktı ama hayır hastaneden geldin, dur dedi beynim.

Sonra tahmini hastalık zamanlarını düşündüm, o dönem temas ettiğim insanların sayısı sınırlıydı ve tanıdığım kimse de hasta olmadı.

Aklıma ilk gelen tarih 6 Mart, bir akşam yemeğinde buluştuğumuz dostlardan birisinde 9 Mart’ta koronavirüs şüphesiyle hastanede tutuldu bir hafta boyunca.

8 Mart’ta hastaneye gitmiştim, ateşim vardı, kas ağrım da... İlaç, serum, çok uyuyarak geçen 48 saat kadar sürmüştü o süreç.

Koronavirüs loto oynamayı bırakıp, bir gün önce temas ettiğim kişileri bilgilendirmek için kurduğum whatsapp grubuna sonucu yazdım önce.

Benim yüzümden tedirgin olan insanların da rahatlaması gerekiyordu.

***

Az şekerli bir kahveyi yudumlarken, yaşadığım saatleri, korkularımı, düşündüm.

Eşimdeki konjektivit “Koronavirüs belirtisi de olabilir” diyen göz doktoru olmasa o testi yaptırmayacaktık ve ne garip evde testi pozitif çıkan sadece ben oldum.

Yaşamak güzel şey ve bunu fark etmek için neden hep korkmamız gerekiyor diye düşünerek, bahçede, yıldızların altında uyudum.

Sabah her sabahtan farklı bir duyguyla uyandım, yaşama sevincini hatırlamak demem gerek bu duygunun adına...

 Antikor testi nedir?

Yeni tip koronavirüsün neden olduğu Kovid-19 hastalığını geçirip geçirmediğini tespit etmek amacıyla yapılan antikor testi, kan tahlillerine benziyor. Bir miktar kan alınarak yapılan antikor ya da seroloji testi, vücudun bu antikorları üretip üretmediğine bakıyor. Bu antikorların tespit edilmesi, kişinin çok büyük ihtimalle Kovid-19 hastalığını geçirdiğini gösteriyor. Bazı ülkeler, antikor testleri yaparak yeni tip koronavirüse karşı bağışıklığı olan kişileri tespit etmeyi hedefliyor.