CineRadar
27 Tem 2012 01:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:57

KARA ŞÖVALYE DAHA NE KADAR YÜKSELECEK?

Yılın beklenen macera filmi "Kara Şövalye Yükseliyor" gösterimde... Batman'in işi bu defa gerçekten zor. Bane merhametsizin teki! Murat Tolga Şen haftanın filmlerine bakıyor.

Kara Şövalye’nin yeni macerasının karşısına çıkan her filmin gişeden boynu bükük ayrılacağı belli... O yüzden dört filmli sakin bir hafta yaşıyoruz. Yaz aylarında alışık olduğumuz üzere bu hafta da yerli bir yapım gösterime girmiyor çünkü dizi sektöründen fırsat kaldığı zamanlarda oyuncu bulabilen sinemacılarımız şu anda harıl harıl film çekmekle meşgul... Türk halkının "yazın ne işimiz var karanlık salonda" düşüncesi de sebeplerden biri... Lafı uzatmıyoruz ve haftanın filmlerine şöyle bir göz atıyoruz.

Kara Şövalye Yükseliyor / The Dark Knight Rises / Macera / 164 dk

Yönetmen: Christopher Nolan

Oyuncular: Christian Bale, Tom Hardy, Liam Neeson, Joseph Gordon-Levitt, Anne Hathaway, Gary Oldman, Morgan Freeman, Marion Cotillard



Özet: Warner Bros. ve Legendary Pictures’ın sunduğu “Kara Şövalye Yükseliyor” filmi Christopher Nolan’ın Batman üçlemesinin destansı finali… Bu defa Terörist lider Bane, Gotham şehrinin güvenliğini tehlikeye atarken, Batman efsanesini yok etmek için Kedikadın Selina Kyle’dan da yardımını almıştır.

Kara Şövalye Yükseliyor’un olay örgüsü, alakasız olacak belki ama sürekli olarak Rocky 3’ü hatırlamama yol açtı. Bıkmış bir Rocky, azılı ve kızgın bir rakip olan Clubber Lang (Mr. T) ve ilk karşılaşmada ezici bir yenilgi… Yaraların sarılması ve motivasyonun tazelenmesi bile aynı formül üzerinden gidiyor. Peki, izleyenler için bu bir sıkıntı yaratıyor mu? Kesinlikle hayır! Sadece not düşeyim istedim.

Biri dışında oyunculuklar sıkıntısız… Yılların Michale Cane’i göründüğü her sahneyi ziyafete dönüştürecek kadar lezzetli oynuyor. Ama filmin asıl güçlendiricisi oyunculuklardan ziyade Hans Zimmer’in artık bir mühre dönüşmüş müzik çalışması…

Tom Hardy’nin Bane performansını Heath Ledger’in Joker’iyle kıyaslamak için sıraya giren çok olacaktır ancak ağzı ve burnu tamamen kapatan bir maskenin içinde aşırı maskülen bir beden diliyle can verilmesi gereken bir karakteri canlandırmakta çok başarılı… Senaryonun finaldeki sıkıntıları yüzünden bu performansın yarısı boşa gitmiş olsa da…

Bane ve Batman arasındaki teke tek kapışma sahnelerini anmadan geçemeyeceğim. Nolan bu konuda gerçekten beceriksiz. Her şey tamam ama bunlar olmuyor… Ra’s Al Ghul’un öğrencisi, gölgeler birliği lejyoneri olan yakın dövüş konusunda uzman iki adamın birbirlerini sıradan bir bar kavgasındakinden farksız şekilde dövmeleri ve böyle indirmeye çalışmaları bu sekansların seyir gücünü epey aşağıya çekiyor.

Kara Şövalye Yükseliyor, kıyaslandığı vakit tüm çizgi roman uyarlamalarından fersah fersah ötede bir yapım. Kendini ciddiye alıyor ve aldırıyor. En yakın rakibi Nolan’ın bir önceki Batman filmi olabilir ancak… Ama bir dolu araz içerdiği gerçeğini de kabullenmek gerek. Yine de yılın en iyi seyirliği bu... 164 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile…

Kayıp / Gone / Gerilim / 94 dk

Yönetmen: Heitor Dhalia

Oyuncular: Amanda Seyfried, Daniel Sunjata, Jennifer Carpenter, Sebastian Stan



Özet:  Jill Parrish, gece vardiyasındaki işini bitirip eve döndüğünde kızkardeşi Molly’nin kaçırılmış olduğunu görür. Kendisi de bir yıl önce kaçırılmış ama canını kurtarmış olan Jill aynı seri katilin, bu kez kardeşi Molly’yi kaçırdığından hiç şüphe duymamaktadır. Polisler ise Jill’in aklını kaçırdığını düşünmekte ve ona yardımcı olmamaktadır. Jill kardeşini kurtarmak için harekete geçer.

Gone’un yönetmeni Brezilyalı Heitor Dhalia… Senaryo ise Allison Burnett’ın kaleminden çıkma… Filmin kadrosunda ise Amanda Seyfried, Jennifer Carpenter ve Wes Bentley yer alıyor... Amanda Seyfried In Time gibi vasat filmlerde gözükmesine rağmen en azından oralarda takipçisi olan bir oyuncu ama bu filmde de işi zor.

Gone filmini yapanlara sırf bu yüzden çok bozuğum. Elinizde başından nereye gideceği belli, sürprizi bolmuş gibi görünen ancak ısıtıp ısıtıp önümüze sürdüğünüz bir öykü var. Bütçeniz 28 milyon dolar gibi ciddi bir rakam ki “ben şu paradan aşağısına oynamam” diyecek bir oyuncunuz da yok. E o zaman, dayasana görselliği, kullansana sinemanın vizyoner gücünü… Elindeki ham çekimlerle birlikte en fazla iki bölümlük mini diziye yetecek kadar bir iş becermişsin ki TV’de bile insanlar daha fazlasını izlemek ister…

Aşırı sıcak bir Temmuz gününde sinemada sıkılmak isterseniz bu sakin akan filme bir göz atabilirsiniz ancak ben “Ev Sineması” keyfi için daha uygun olacağını düşünüyorum. DVD fiyatları eskisi gibi bir sinema biletinin 3-4 katı da değil üstelik. Slasher desem slasher değil, polisiye desem hiç değil… Tek artısı, hikâyenin gelişimi açısından sıkıntısız bir kurgu içeriyor olması ama o da zaten Kuzey Amerika sinemacılarının çoktan hallettiği bir şey…

Kara Şövalye Yükseliyor ile aynı hafta gösterime çıkma şanssızlığına da sahip olan Kayıp / Gone ancak ve ancak izleyecek başka hiçbir şeyi olmayanlar için.

Max Maceraları 2: Krallığa Yolculuk / Animasyon /90 dk

Seslendirenler: Yekta Kopan, Engin Altan, Sezen Aksu



Özet: Bütün güç kristallerini ele geçiren Gölgelerin Efendisi gücüne güç katarak işleri iyice zorlaştırdı. Max ve arkadaşlarını şimdi zorlu, maceralı, gizemli ve nefes kesecek bir mücadele bekliyor. 

İlk film için ne yazdıysak o ama “animasyon olsun çamurdan olsun” deniyor ve Aslan Max’ın devamı 150 kopya ile karşımıza dikiliyor. Aslında bir dondurma markasının doğu Asya pazarı için yarattığı Max, çocukların onu çok sevdiğini düşünmüş olacak ki, şansını sinemada denemeye karar vermiş fakat sonuç acıklı! Artık çizgi film gösteren çocuk kanalları bile çok daha iyi animasyonlar yayınlıyorlar. Film teknik olarak yerlerde süründüğü gibi çocukların ilgisini çekebilecek bir tarafı da yok. Bir bilgisayar oyunuymuşçasına akan sıkıcı hikaye, uyduruk karakterler… Biz de Max, yaban ellerde Paddle Pad olarak bilinen kahramanın macerasına çocuğunuzla birlikte koşturmadan önce iyice bir düşünün derim!

Polis / Polisse / Suç, Drama / 127 dk

Yönetmen: Maïwenn

Oyuncular: Karin Viard, Joey Starr, Marina Foïs, Nicolas Duvauchelle



Özet: Polis Departmanının Çocuk Koruma Birimi’ndeki polislerin günlük iş rutinlerinde genelde yaptıkları şeyler şunlardır: çocuk tacizcilerini içeri tıkmak, rüşte ermemiş yankesicileri tutuklamak, öğle yemeğinde duygusal ilişkileri üzerinde kafa patlatmak, çocuklarına kötü davranan anne babaları sorgulamak, çocuklardan ifade almaya çalışmak, ergen cinselliğinin aşırıya kaçtığı durumlarla karşılaşmak, meslektaşlarla dayanışma içinde olmak ve en uygunsuz anlarda gülme krizine girmek... En kötü olaylara tanık olup normal yaşamaya çalışmak. Bu polisler her gün karşılaştıkları gerçeklikle özel hayatlarını nasıl dengeliyorlar? Grubun aşırı duyarlı kapalı kutusu Fred, birimin belgeselini çekmek için İçişleri Bakanlığı tarafından atanan Melissa’nın araştırmasıyla yüzleşmekte zorlanacaktır.

Twitter.com/murattolga