Kanal D Haber’de tepe ismi yiyen olay ne?

Pandemi gıybeti vurdu: Medya koridorları ıssız

Sevgili kaderdaşlarım, yoldaşlarım,
eskiler ne derdi: dedikodu ömrü uzatır…
Vallahi ben pek inanmıyorum.
Çünkü dedikleri doğru olsaydı gazeteci milleti ölümsüz olurdu herhalde!

Sizlerle haftalık vuslatıma neden bu sözle girdim?
Çünkü sevgili Keskin Kalem dostları, medya koridorları öksüz.
Medya koridorları yetim.
Medya koridorları ıssız…

Nedeni insanlığın başına musallat olan lanet pandemi!
Biliyorsunuz pek çok medya kuruluşu, evden çalışma sistemine geçti.

Hal böyle olunca, ne gazetelerin kafeteryalarında dönen muhabbetler,
ne çilingir sofraları, ne de sigara sohbetleri…
Hiçbiri kalmadı…
Gıybet çarkları durdu.

Şimdi diyeceksiniz ki, e sana ne bundan Keskin?
Nasıl sana ne bre!
Ekmeğimizi biraz da bundan kazanıyoruz ya.

Şaka bir yana, meslekte 40 yıla yaklaştım, medya mahallemizin hiç bu kadar sessiz olduğunu anımsamıyorum.

Aslında görünürde bir sessizlik var,
ammaaaa alttan alta fokurduyor.

Endişe, işsizlik korkusu, maaşların erimesi, alınamayan zamlar, mesleki tatminsizlik…
Hemen hemen herkesi kasıp kavuruyor biliyorum.

Ama dedikodu yollu ayak kaydırma işinin böyle kötü bir vesileyle olsa da,
azalmış olması herkesi biraz rahatlatmıştır inşallah.

Kanal D Haber’de tepe ismi yiyen olay ne?

Medya mahallemizde ortalık süt liman, atraksiyon yok dedim ama…
Aslında geçtiğimiz günlerde önemli bir koltukta büyük bir deprem oldu.

Haziran 2018'den beri Kanal D Ana Haber Genel Yayın Yönetmenliği koltuğunda oturan Mustafa Aşçıoğlu'nun görevine son verildi.

Medya mahallesinin amiral gemisi Medyaradar, ayrılıkla ilgili şunları yazdı, hatırlatayım:
Medyaradar'a ulaşan kulis bilgilerine göre; depremin habercisi Kanal D Ana Haber Ankara Temsilciliği'ne Zafer Şahin'in atanması oldu.
Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde yayın yapan iktidara yakın Takvim gazetesinin Ankara Temsilciliği görevinden bu göreve atanan Zafer Şahin, bir süredir Kanal D Ana Haber'in muhalefete dair haberlerine müdahale etmeye başladı.

Ben bunun üzerine bir ek yapayım:
Keskin kulağıma gelen bilgilere göre, Aşçıoğlu Şahin’in temsilci olmaması için canhıraş mücadele vermiş.
Yönetimle mi konuşmamış, rest mi çekmemiş…
Ama olan olmuş.

Fakat Aşçıoğlu, Şahin’in atanmasına engel olamadıktan sonra da boş durmamış.
Bu kez Şahin’in ‘Ankara Temsilcisi’ titrini kullanmasına engel olmaya çalışmış.
İkili arasında zaman zaman soğuk, zaman zaman da ılık bir savaş yaşanmış.
Sonunda kazanan Zafer Şahin olmuş.

Şimdi Kanal D Haber'in dümeninde, Demirören Medya Grubu’nun içinde etkinliğini bayağı artıran Murat Yancı’ya yakın bir isim oturuyor.
CNN Türk'te Haber Müdürü olarak görev yapan Onur Tan…

Sayın Bildirici’ye ana haber cevabı: Biraz daha dikkatli bakın!

Medya mahallemizin bir fahri ombudsmanı var malumunuz,
Faruk Bildirici.

Hürriyet’te yıllarca bu işi yaptı.
Şimdi de tüm medyaya aynı gözle bakıyor, analizlerini paylaşıyor.
Ben de sıkı takipçisiyim.
Ara ara yazdıklarının üzerine bir iki şey koymaya çalışıyorum.

Geçen günlerde televizyon kanallarının ana haber bültenlerini incelediği bir yazı kaleme almış.
Kendi özetiyle diyor ki:
ATV, Kanal D, Star ve Show'un bültenleri üçüncü sayfa haberleri çöplüğüne dönmüş. Şimdi tavuğa üst geçit, komik görüntüler var ama siyaset yok, eleştiri yok, yani haber yok! Ah, nerede o eskiler!

Sayın Bildirici’nin yazısının tamamını okudum.
Belirli bir kısmına katılıyorum ama bence yazısı eksik.
Ve özellikle katılmadığım bir kısmı var, onu en sona saklıyorum.

Şimdiiii, evet ana haber bültenleri çok uzun bir süredir böyle.
Kedi, köpek, komikli video, magazin soslu siyaset, mankenler, magazin…

Milyonlar bu ana haber bültenleriyle adeta uyutuluyor.
Uzun youtube videosu kolajı izler gibi, izleyiciyi görsellikle, grafikle, abartılı ama basit bir dille ekrana kilitlemeye çalışıyor.
Reyting getirdiği ve kanallara kazandırdığı sürece, karar vericiler için bir sorun yok tabii.

Fakat ben daha büyük bir tehlike ve soruna dikkat çekmek istiyorum:
Kedi, köpek, komikli video bunun yanında çok masum kalıyor çünkü.

O bültenlerin çoğu PR bültenine döndü!
Haberleri bir analiz edin Sayın Bildirici.
En basitinden mesela yeni bir zayıflama yöntemi olarak sunulan haberin altından ne çıkacak?
Ya da kadınları hedefleyen diğer başka güzellik konulu haberlerin altından?

Ya da, örtülü restoran, dijital ürün, mekan, trend reklamları?
Gırla…

Halkımız koca kanal bunu haber yapmışsa doğrudur diyor…
Alıyor mesela reklamı yapılan zayıflama çayından…
Ne bir denetim, ne de bir hesap verme mekanizması var.
Üstelik bunların çoğu yönetimlerden habersiz yapılıyor.
Bildirici’den ricam, gazete sayfalarına yaptığı PR analizlerini ana haber bültenleri için de yapması.
Asıl büyük hikaye orada.

Katılmadığım şeye gelince.
Nerede o eski haber bültenleri demiş.
Bence eskinin de yad edilecek bir tarafı yok.
Bilen biliyor, susacağım, anlatmayacağım…

Kadın cinayetlerinin medyatik piyasa avukatlığı

Yoldaşlarım, biliyorsunuz bir ülkede hava, su ve ekmek gibi herkesin en çok ihtiyaç duyduğu şeydir hukuk.

Fakat Türkiye’de bir sorun var: herkes hukuktan işine geleni çıkarıyor, kendini de adalet savaşçısı ilan ediyor.

Maalesef en çok da siyasetçiler, avukatlar, gazeteciler yapıyor bunu.

Gazetecinin meslek etik değerlerine karşı yaptığı şeyleri, son dönemde bazı avukatlar da yapar hale geldi.

Her avukat, savunma hakkının kutsallığını bilir. Görev yaparken, kendini müvekkilin önüne koymaz. Ondan rol çalmaz. Bir avukattan fazlası olmaz.

Müvekkil mağduriyetinin önüne geçmez.

"Pür" adalet ve "kül" halinde baktığında avukatlığın gerçek değerinin ne olduğunu en iyi avukatlar bilir aslında..

Ama maalesef her işte olduğu gibi hukukta da "Piyasa" var.

O piyasa da size "medyatik" olmayı emrediyor. Uymazsanız sizi "yok" sayan o piyasa, medyatik davalarda size "hep konuşmayı" sürekli "konuşmayı" ve her konuşmanın haber olmasını emrediyor.

Bu piyasa kurallarının işlediği 'güzel' örnekler var.

Örneğin Pınar Gültekin Cinayeti bir yönüyle buna çok iyi örnek. Ya da Şule Çet…

Bu davaların haberlerini bir aratın Google efendiden.
Bakın karşınıza ne çıkıyor.
Kurbanlardan çok avukatlarının fotoğrafları var.

Bu avukatlık sistemi, kadın aktivistler tarafından, sosyal medya üzerinden de defalarca eleştirildi.
Ama. tınlayan yok.

Bazı kişiler, bazı yüksek profilli davaları kendi PR’larına alet ediyor.
Ve medya da buna vesile oluyor.
Gazeteci meslektaşlarıma bu taşım, avukatlardan çok.
Çünkü onları asıl parlatan sizlersiniz!

KESKİN KALEM

keskinkalem@medyaradar.com