İŞTE İBRAHİM TATLISES'İN VURULMASININ PERDE ARKASINDAKİ KADIN!

İbrahim İbrahim Tatlıses'in vurulmasına giden olayın perde arkasındaki isim Şule Çatak yaptığı açıklamada tehdit edildiğini ve bu yüzden 4 yıl yurdışında yaşamak zorunda kaldığını söyledi.

Bugüne kadar konuşmayan olayın kara kutusu Şule Çatak, 1998'de İbrahim Tatlıses ve Hasan Bora arasında paylaşılamadığını ve ikisinin de kendisine şirketlerinde genel müdürlük teklif ettiğini belirtiyor. Ancak ipler Çatak'ın Tatlıses'in şirketini tercih etmesiyle kopuyor. Şule Çatak, hiçbir suçu olmadığı halde kendisinin kavganın tam ortasında kaldığını vurguluyor. Çatak, yaptığı tercihten sonra Hasan Bora'nın kendisini arayarak "Beni sattın, düşmanımın yanına gittin, bunu senin yanına bırakmayacağım" diye tehdit ettiğini anlatıyor.

Şule Çatak, bu konuşmadan bir süre sonra Hasan Bora'nın genel müdürü olduğu şirketi basmasını da şöyle anlatıyor: "Hasan Bora ofisinde iken Zerrin Özer'in eski eşi Alper Önal geliyor. Önal birisiyle telefonda konuştuktan sonra 'Şule Çatak'tan 50 bin lira borcumu almaya İdobay'a gidiyorum' diyor. Hasan Bora da bunun üzerine, Şule Çatak'ı arayıp 'Sen benim sanatçılarımı nasıl dolandırırsın' diye tepki gösteriyor." Ertesi gün Tatlıses'in şirketi İdobay'ı adamlarıyla basan Hasan Bora, Şule Çatak'a silah çekip tehdit ediyor. Çatak korkudan masanın altına sığınırken baskın haberi, anında İbrahim Tatlıses'e ulaşıyor. Bir gün sonra İbo'nun adamları, Hasan Bora'nın şirketini basıp kurşun yağdırıyor.

Bu kurşunlardan biri Hasan Bora'ya iftar yemeğine gelen Abdullah Uçmak'ın bacağına isabet ediyor. 13 yıldır süren husumet böyle başlarken, ortada kalan Şule Çatak, tehditlerden bunalıp 4 yıl yurtdışında yaşamak zorunda kalıyor. Çatak, 2002'de Türkiye'ye döndükten sonra Hasan Bora'nın şirketinde bir müddet çalışıyor.