Gündem
04 Ara 2021 22:29 Son Güncelleme: 04 Ara 2021 22:31

İstanbul’un taksi sorununa Sayıştay da el attı: Plakalar süresiz ve ihalesiz verilemez

Sayıştay’dan İstanbul’un en çok tartışılan konusu olan taksilerle ilgili çok dikkat çekici bir uyarı geldi.

İstanbul'un kangrene dönen taksi sorununu çözmek yeni İBB yönetiminin getirmek istediği yeni taksi sistemine ilişkin teklif, UKOME'de 11 kez reddedildi. Tartışmalara neden olan taksi sistemi ile ilgili Sayıştay'ın 2020 yılı İBB Denetim Raporu'nda da dikkat çeken tespitler yer aldı. Sayıştay, İBB tarafından geçmiş dönemlerde tahsis edilen ve halen kullanılan taksi ve dolmuş plakalarının mevzuata aykırı biçimde süresiz bir hak olarak kullanıldığını tespit etti.

 Sayıştay denetçilerinin İBB'nin hesap ve işlemlerinde yaptığı incelemede, mevcut 17 bin 395 taksi ve 6 bin 460 dolmuş plaka sahibinden herhangi bir imtiyaz bedeli veya yıllık kira bedeli gibi bir ücret tahsil edilmediği belirlendi. İstanbul genelinde en son taksi plakası tahsisinin yapıldığı 1998 yılına kadar çeşitli İl Trafik Komisyonu kararları ile 17 bin 395 ticari taksi plakası verildiği kaydedildi. Bazılarının Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda ihale ile ancak süresiz olarak verildiği ve halen faaliyetlerini sürdürdüğü belirtildi. Diğerlerinin ise İl Trafik Komisyonu kararları doğrultusunda noter huzurunda çekiliş ile belirlendiği kaydedildi.

 'SÜRESİZ İŞLEM YAPILAMAZ'

Mevzuata göre toplu ulaşım ve yolcu taşıma hizmetlerinde yetkili olan belediyenin; bu hizmetlerin üçüncü kişilere gördürülmesini ihale yapılmaksızın doğrudan meclis, encümen veya belediye başkanı kararıyla yapmasının ya da kendisine ait imtiyazı süre belirtilmeksizin devrederek gerçekleştirmesinin ihaleyle olsa dahi süresiz satış şeklinde işlem yapmasının mümkün olmadığı vurgulandı.

 'PLAKA TAHSİSİ İHALE KANUNA UYGUN DEĞİL'

Mevzuatına göre, taksi plakalarının geçim kaynağı şoförlük mesleği olanlara süresi ve şartları belirtilmek suretiyle ihale edilmesi gerektiğinin altı çizildi. İstanbul sınırları içinde İl Trafik Komisyonu tarafından verilen taksi ve dolmuş plakalarında hak sahipliği için herhangi bir süre belirtilmediğine vurgu yapıldı. Süre belirtilmeksizin yapılan plaka tahsislerinin 10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'na ve yürürlükte olan Devlet İhale Kanunu'na uygun yapılmadığı da belirlendi.

 'İHALE DÜZENLENMELİ'

Raporda,  taksi veya dolmuş ile yolcu taşıma faaliyetinde bulunulması için belirlenen plakalara izin veya ruhsat verilmesi işleminin yasalar çerçevesinde süresi belirlenmiş ihalelerle yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdi.

 2004'TE İBB'YE DEVREDİLDİ

İBB, Sayıştay'ın bu tespiti karşısında verdiği yanıtta önceki yıllarda sözkonusu plakaların tahdit altına alındığı kaydetti.  2004 yılında çıkan Büyükşehir Belediyesi Kanunu sonrası bu toplu ulaşım araçları ile ilgili kayıtların, İl Emniyet Müdürlüğü tarafından belediyeye devredilirken plakaların süreli verilmesi veya ihale şartları ile ilgili bir hüküm bulunmadığı aktarıldı.

 KANUNA GÖRE 10 YIL İLE SINIRLI

Sayıştay bu yanıt üzerine devir sırasında ihale ilgili bir şart koşulmasa da taksi plakalarının verilmesine dayanak olan Bakanlar Kurulu kararında süre hususunun bulunduğunu, yasaya göre imtiyaz olarak verilen haklarda dahi maksimum sürenin 49 yıl olduğunu belirtti. 1983'ten beri yürürlükte bulunan ve kamu haklarının kiralanmasına veya satılmasına dair temel mevzuat olan Devlet İhale Kanunu'na göre kiralamalarda sürenin 10 yıl ile sınırlı olduğu vurgulandı.

 KAMU HAKKI SÜRESİZ OLARAK DEVREDİLEMEZ

Raporda “Mevzuat uyarınca, söz konusu hakların süresiz bir şekilde kullanılması mümkün bulunmamaktadır. Kanun gereği, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip üçüncü kişilere gördürmesi mümkündür. Ancak, mevzubahis kamu hizmetinin üçüncü şahıslara gördürülmesi, hizmet alanının kamu hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi bu konuda belediyenin görevinin sona ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam etmektedir. Toplu taşıma hizmetinin bu niteliği gözetildiğinde, bir kamu hakkının süresiz bir şekilde üçüncü kişilere devredilmesi hukuka uygun değildir” tespitinde bulundu.