Ekonomi
10 Eki 2023 12:04 Son Güncelleme: 10 Eki 2023 12:04

IMF, Türkiye'nin büyüme tahminini yükseltti! Dikkat çeken enflasyon notu…

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,25 büyüyeceği tahmin edildi.

Uluslararası Para Fonu (IMF), IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini bu yıl için yüzde 3'ten yüzde 4'e yükseltti. IMF, küresel ekonomik büyüme beklentisini ise bu yıl için yüzde 3 olarak korurken, gelecek yıla dair tahminini yüzde 3'ten yüzde 2,9'a indirdi.

IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını "Küresel Farlılıklarda Gezinme" başlığıyla yayımladı. IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerinde bu yıl ve gelecek yıl için yukarı yönlü revizyona gitti. Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,25 büyüyeceği tahmin edildi.

Fon, temmuz ayındaki tahminlerinde, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,8 büyüyeceğini öngörmüştü. IMF, 6 Ekim'de de James Walsh liderliğindeki IMF heyetinin 25-29 Eylül'de yaptığı Türkiye ziyaretinin ardından ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmeleri paylaşmıştı. Fondan yapılan açıklamada, Türkiye'de seçimden bu yana uygulanan politika değişikliğinin memnuniyetle karşılandığı aktarılmıştı. Açıklamada, politika faizinin yükseltilmesi, vergilerin artırılması ve bazı finansal sektör önlemlerinin serbestleştirilmesi yönündeki son adımların riskleri azalttığı ve yatırımcı güvenini artırdığı belirtilerek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın rezerv pozisyonunun da iyileştiği kaydedilmişti.

"RAHATLAMAK İÇİN ERKEN"

Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel toparlanmanın yavaş ve düzensiz olmayı sürdürdüğüne işaret edilen raporda, yeniden açılmayla gelen toparlanma ve enflasyonun düşürülmesinde kaydedilen ilerlemeyle birlikte yılın başındaki ekonomik dayanıklılığa rağmen rahatlamak için erken olduğu vurgulandı.

Raporda, ekonomik faaliyetin, özellikle yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ekonomilerde hala salgın öncesi seyrinin gerisinde kaldığı vurgulanarak, bölgeler arasında genişleyen farklılıklara işaret edildi. Çeşitli güçlerin toparlanmayı engellediği belirtilen raporda, bunlardan bazılarının, salgının, Ukrayna'daki savaşın ve artan jeoekonomik ayrışmanın uzun vadeli sonuçlarını yansıttığı aktarıldı.

"BÜYÜME TAHMİNLERİ TARİHSEL ORTALAMANIN ALTINDA"

Dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 3,5 büyüdüğü anımsatılan raporda, küresel ekonomik büyümenin yavaşlayarak bu yıl yüzde 3 ve gelecek yıl yüzde 2,9 olmasının beklendiği bildirildi.

IMF, temmuz ayında yayımladığı tahminlerinde, küresel ekonominin hem 2023 hem de 2024'te yüzde 3 büyüyeceğini öngörmüştü.

Raporda, küresel ekonomik büyüme tahminlerinin 2000-2019 yılları ortalaması olan yüzde 3,8'in altında kaldığı kaydedildi.

Gelişmiş ekonomilerin 2022'de yüzde 2,6 büyüdüğü hatırlatılan raporda, ABD'deki ivmenin beklenenden güçlü ancak Euro Bölgesi'ndeki büyümenin beklenenden zayıf olduğu bir dönemde bu ekonomilerdeki büyümenin yavaşlayarak bu yıl yüzde 1,5 ve 2024'te yüzde 1,4 olmasının beklendiği aktarıldı.

Raporda, geçen yıl yüzde 4,1'lik büyüme kaydeden yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin de Çin'deki emlak sektörü krizini yansıtacak şekilde hem 2023 hem de 2024'te yüzde 4 düzeyinde büyümesinin öngörüldüğü bildirildi.

Orta vadede küresel büyüme tahminlerinin yüzde 3,1 ile son yılların en düşük seviyesinde bulunduğuna işaret edilen raporda, ülkelerin daha yüksek yaşam standartlarına ulaşma beklentilerinin zayıf olduğu belirtildi.

ENFLASYONUN 2025'E KADAR HEDEFE DÖNMESİ BEKLENMİYOR

Raporda, küresel enflasyonun ise 2022'deki yüzde 8,7 seviyesinden 2023'te yüzde 6,9'a ve 2024'te yüzde 5,8'e istikrarlı bir şekilde düşeceğinin öngörüldüğü, ancak enflasyon tahmininin bu yıl için 0,1 ve gelecek yıl için 0,6 puan artırıldığı, çoğu durumda 2025'e kadar enflasyon hedeflerine dönülmesinin beklenmediği ifade edildi.

ABD'de borç limiti gerilimlerinin çözülmesiyle İsviçreli ve ABD'li yetkililerin bankacılık sektöründeki türbülansı kontrol altına almak için kararlı bir şekilde harekete geçmesi nedeniyle, finansal görünüme yönelik risklerin altı ay öncesine göre daha dengeli olduğuna işaret edilen raporda, ekonomide "sert iniş" ihtimalinin azaldığı ancak küresel büyümeye yönelik risklerin aşağı yönlü olmaya devam ettiği kaydedildi.

Raporda, Çin'in emlak sektörü krizinin özellikle emtia ihracatçıları açısından küresel etkileriyle birlikte derinleşebileceğine değinilerek, enflasyonun sıkı iş gücü piyasalarıyla birlikte beklenenden daha yüksek politika faizleri gerektirmesine katkıda bulunabileceği vurgulandı.

Daha fazla iklim ve jeopolitik şokun, gıda ve enerji fiyatlarında ilave artışlara neden olabileceği kaydedilen raporda, jeoekonomik ayrışmanın yoğunlaşmasının emtianın piyasalar arasındaki akışını kısıtlayabileceği, ek fiyat dalgalanmalarına neden olabileceği ve yeşil dönüşümü karmaşık hale getirebileceği ifade edildi.

Raporda, düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin ise yarısından fazlasının borç sıkıntısı içinde veya yüksek risk altında olduğu kaydedildi.