Medya
24 Tem 2011 02:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:36
İLKEL TOPLUMLAR BAKİRE KURBAN EDERDİ, KAPİTALİZM İSE IŞILTILI STAR KURBAN EDİYOR!
Perihan Mağden Londra'daki evinde ölü bulunan Amy Wınehouse'ın hayatı ve modern çağın bu hayat üzerindeki etkilerini kaleme aldı.
İngiliz soul ve caz şarkıcısı, besteci ve aynı zamanda söz yazarı olan, büyük bir hayran kitlesine sahip şarkıcının Londra’daki evinde ölü bulunduğu belirtildi. 28 yaşındaki ünlü isim, yaşadığı uyuşturucu sorunuyla pek çok kez gündem olmuştu.
Yazar Perihan Mağden ünlü şarkıcının hayatı ve modern çağın bu hayat üzerindeki etkilerini kaleme aldığı yazısında birçok noktaya işaret edip soruyor: ’Onlar Ennnn Meşhurlar: Britney’le Amy. Zira onlar fazla şöhretten, ölümün kıyısına bırakıldılar. Öldü ölecek/çıldırdı çıldıracak/aşırı dozlandı dozlanacak-
Şimdi NE OLACAK?
Mağden, Britney Spears ve Amy Winehouse’nin yaşam ve ölüm çizgisini anlatırken şu satırları kullanıyor: ’Nasıl ilkel toplumlar bakire kurban etmek isterlerse sunaklarında, bu İleri Kapitalist İlkelliği’nde her üç-beş yılda Işıltılı Fazlasıyla 1 Çocuk/1 Bebek Star kurban edilmek isteniyor. Britney’le Amy Winehouse endüstrileri budur. Kurban Müesseseleri. ’
İşte Mağden’in kaleme aldığı o dikkat çekici Amy Winehouse yazısı:
ANNESİ KIZININ CENAZESİNİ TASARLADIĞINI İTİRAF ETTİ
Amy Winehouse’un (Annelik Pınarı olsa gerek) Annesi de kızının cenazesini tasarladığını ’itiraf’ etti. Bu 2 bahtsız, genç, güzel, yetenekli, ışıklı kadının Aynı Cins anneleri olduğundan da şüpheliyim.
Bir gastenin Britney Spears’ın ölüm ilanını hazırladığı ortaya ’çıktı’ ya geçenlerde.
Amy Winehouse’un (Annelik Pınarı olsa gerek) Annesi de kızının cenazesini tasarladığını ’itiraf’ etti.
Bu 2 bahtsız, genç, güzel, yetenekli, ışıklı kadının Aynı Cins anneleri olduğundan da şüpheliyim.
Kızları ölürse, onlara gider tüm royalty’ler. Anı Kitabı topaçlayıp hayalet/hakiki yazarlarla, milyonlarca pound’u/dolar’ı cukkalarlar.
HAİN KADINLAR
Bir yandan çocuğunun karşısındaki/özellikle kız çocuğunun karşısındaki (hemcins olayı) çaresizliği/ezilmişliği/boyun eğmişliği, pek tabii ki, bir kız çocuğu annesi olarak, bağrımdan, bir baştan öbür başa bilirim.
Ama benim kızımdan bile önce, belki de annemden miras şöyle bir ’fantezi’ planım vardır: evladımın başı sıkışırsa ne yaparım’a- dair.
Atımın terkisine attığım gibi kızımı (ne kariyer/ne bariyer/dünya üstüme gelse umurum olmaz)
Nepal’e ya da Tibet’e- Yüksekliğin: hem ruhsal, hem fiziksel olarak fazla olduğu, Nispeten Temiz/Bütünüyle Bağlantısız olduğumuz Topraklar’a götürürüm kızımı.
Orda düşe kalka, içimizde ve dışımızda, hayatı yeniden keşfederiz.
’Kurtuluruz’ birlikte
Alıp çocuğunu (yaşı kaç olursa olsun: bebek bebektir) kaçıracaksın ortamlardan.
Tabii bunu yapabilmen için çelik gibi bileğin, mangal gibi yüreğin, müdana/uzlaşma nedir bilmeyen tabiatın olacak. Ama: her annenin, her annekadının içinde vardır bu. Zaten.
Ortaya çıkartacak hakikatliliğin, cesaretin olacak. Olmalı!
Amy Winehouse’la Britney Spears’ın ölümü için müşterek bahse durmuşken Magazin Hayvanları; annelerine, yalnızca annelerine çıkaracak değilim faturayı. (Ki, çıkardım bir nevi.)
KAPİTALİZM KURBAN İSTİYOR
Nasıl ilkel toplumlar bakire kurban etmek isterlerse sunaklarında, bu İleri Kapitalist İlkelliği’nde her üç-beş yılda Işıltılı Fazlasıyla 1 Çocuk/1 Bebek Star kurban edilmek isteniyor. Britney’le Amy Winehouse endüstrileri budur. Kurban Müesseseleri.
O kadar çok gözetliyorlar ki, bu iki çocuğu- Verdikleri nazarlar’dan paramparça oldu her ikisinin ruhu da.
Otopsi’ye uğruyorlar her gün. Parçalandıkça, daha da parçalanmaları gerektiğine dair bir iptilaya boyun eğiyorlar.
ONLAR MÜPTEZEL
Onlar evet müptezel ve müptela: ne kadar gözetlenip sürek avına uğratılırlarsa, o kadar kaçar gibi yaparak yakalanmak ve teşhir etmek/sergilenmek istiyorlar.
Zira tuzaktalar: tuzaklanmışlar.
Britney gidip Stokholm Sendromu diyebileceğimiz klasik 1 gaflet modeliyle, o çirkin Afgan İngilizi Paparazzi Adnan’a âşık olmuş gibi hissediyor.
Birkaç haftalığına.
Tacizcisinin kurtarıcısı olmasını ümid ediyor: Öpecek onu AfganTazısı ve uyanacak kâbusundan. O onu öpecek ve gaddar bir avcıyı, koruyucusu yapacak- Pamuk Prenses’e acıyan Kraliçenin Avcısı gibi. Kurbağayı prensliğine kavuşturan Zavallı Prenses gibi.
Masallara ait olmak istiyor Spears. Masal Kahramanı muamelesi gördü: ama tersinden.
Şimdi masalları çocukluğunda okuduğu gibi/Disney’in ona vaat ettiği gibi yaşamak istiyor.
TOZLARDAN UYUŞTURUCULARDAN MEDET UMUYORLAR
Her 2 Güzel ÇocukStar da uyuşturuculardan/haplardan/tozlardan/sıvılardan medet umuyor. Birazcık yok olmak, toz olmak uğruna. Uğrunda.
Olmuyor. Olmuyor.
Tennessee’de yaşayan 1 OğlanKız ’Leave Britney Alone!’ diye ağlama taklitleri yaparak (gözlerini haşır huşur siliyor; ama maskaraları akmıyor, zira ’yaş’ yok) berbath 1 İnsanlık DurumDramı Videosu’nu Youtube’a koyuyor. Youtube’da izlenme rekorlarını kırıyor senenin.
"Britney’in yaralı ruhunu hissediyorum" ayağına; teşhirci/samimiyetsiz/yeteneksiz bir yırtılmış velet, kendini meşhur ediyor.
Bu 2 kadınçocuğa dokunan/sürtünen meşhur oluyor. Şöhret Niagaraları.
ÖLÜMÜN KIYISINA BIRAKILDI
Onlar Ennnn Meşhurlar: Britney’le Amy. Zira onlar fazla şöhretten, ölümün kıyısına bırakıldılar. Öldü ölecek/çıldırdı çıldıracak/aşırı dozlandı dozlanacak-
Şimdi NE OLACAK?
Böyle sonsuz bir ’beklentiyle’ kan kokusu almış yarasalar/atmacalar/akbabalar etraflarında dört bin/dolanıp fotoğraflıyorlar.
Her ’suret’ onların ruhundan, koparıla koparıla hiçbir şey kalmamış ruhundan, bir şeyler, son bir şeyler daha koparıyor. Çalıyor. Götürüyor.
Anneannesi Onun Yüzünden Kiliseye Gidemeyen Tennesseeli Kötü Oğlan zırrrlıyor; ağlamaktan ziyade zırrrlıyor. Youtube için.
O da Britney’i rezil etmeye aday. Britney’in çaresizliğinden küçük rezaletini çirkin teşhirlerle büyüterek, kendi sefil ününü çıkartıyor. Çırpıyor.
POPÜLER KÜLTÜR BU KIZLARIN KANINI İSTİYOR
Britney’e, Amy’e dokunan/iten/sömüren kazanıyor. Popüler Kültür çarklarını yağlayabilmek için Yetenekli/Işıklı/Özel bu Zavallı Kızların kanını istiyor. Kan dökmek istiyor.
’Kaç Britney kaç!’ diye bağırmaktan başka elimden/içimden hiçbir şey gelmiyor. Amy Winehouse’un bütün siyah kadın şarkıcıları dahi bastırabilen güçte ve ruhtaki sesi, Britney’in Bambi gözleri, bu ikisi, bu ikisi-
Kurtulabilecekler mi Avcılar’ın elinden? Bilemiyorum. Bambi’nin Annesi kurtulabilmiş miydi? Masallara da güvenilmez. Avcıların İhtirası bu denli amansızken.
Yazar Perihan Mağden ünlü şarkıcının hayatı ve modern çağın bu hayat üzerindeki etkilerini kaleme aldığı yazısında birçok noktaya işaret edip soruyor: ’Onlar Ennnn Meşhurlar: Britney’le Amy. Zira onlar fazla şöhretten, ölümün kıyısına bırakıldılar. Öldü ölecek/çıldırdı çıldıracak/aşırı dozlandı dozlanacak-
Şimdi NE OLACAK?
Mağden, Britney Spears ve Amy Winehouse’nin yaşam ve ölüm çizgisini anlatırken şu satırları kullanıyor: ’Nasıl ilkel toplumlar bakire kurban etmek isterlerse sunaklarında, bu İleri Kapitalist İlkelliği’nde her üç-beş yılda Işıltılı Fazlasıyla 1 Çocuk/1 Bebek Star kurban edilmek isteniyor. Britney’le Amy Winehouse endüstrileri budur. Kurban Müesseseleri. ’
İşte Mağden’in kaleme aldığı o dikkat çekici Amy Winehouse yazısı:
ANNESİ KIZININ CENAZESİNİ TASARLADIĞINI İTİRAF ETTİ
Amy Winehouse’un (Annelik Pınarı olsa gerek) Annesi de kızının cenazesini tasarladığını ’itiraf’ etti. Bu 2 bahtsız, genç, güzel, yetenekli, ışıklı kadının Aynı Cins anneleri olduğundan da şüpheliyim.
Bir gastenin Britney Spears’ın ölüm ilanını hazırladığı ortaya ’çıktı’ ya geçenlerde.
Amy Winehouse’un (Annelik Pınarı olsa gerek) Annesi de kızının cenazesini tasarladığını ’itiraf’ etti.
Bu 2 bahtsız, genç, güzel, yetenekli, ışıklı kadının Aynı Cins anneleri olduğundan da şüpheliyim.
Kızları ölürse, onlara gider tüm royalty’ler. Anı Kitabı topaçlayıp hayalet/hakiki yazarlarla, milyonlarca pound’u/dolar’ı cukkalarlar.
HAİN KADINLAR
Bir yandan çocuğunun karşısındaki/özellikle kız çocuğunun karşısındaki (hemcins olayı) çaresizliği/ezilmişliği/boyun eğmişliği, pek tabii ki, bir kız çocuğu annesi olarak, bağrımdan, bir baştan öbür başa bilirim.
Ama benim kızımdan bile önce, belki de annemden miras şöyle bir ’fantezi’ planım vardır: evladımın başı sıkışırsa ne yaparım’a- dair.
Atımın terkisine attığım gibi kızımı (ne kariyer/ne bariyer/dünya üstüme gelse umurum olmaz)
Nepal’e ya da Tibet’e- Yüksekliğin: hem ruhsal, hem fiziksel olarak fazla olduğu, Nispeten Temiz/Bütünüyle Bağlantısız olduğumuz Topraklar’a götürürüm kızımı.
Orda düşe kalka, içimizde ve dışımızda, hayatı yeniden keşfederiz.
’Kurtuluruz’ birlikte
Alıp çocuğunu (yaşı kaç olursa olsun: bebek bebektir) kaçıracaksın ortamlardan.
Tabii bunu yapabilmen için çelik gibi bileğin, mangal gibi yüreğin, müdana/uzlaşma nedir bilmeyen tabiatın olacak. Ama: her annenin, her annekadının içinde vardır bu. Zaten.
Ortaya çıkartacak hakikatliliğin, cesaretin olacak. Olmalı!
Amy Winehouse’la Britney Spears’ın ölümü için müşterek bahse durmuşken Magazin Hayvanları; annelerine, yalnızca annelerine çıkaracak değilim faturayı. (Ki, çıkardım bir nevi.)
KAPİTALİZM KURBAN İSTİYOR
Nasıl ilkel toplumlar bakire kurban etmek isterlerse sunaklarında, bu İleri Kapitalist İlkelliği’nde her üç-beş yılda Işıltılı Fazlasıyla 1 Çocuk/1 Bebek Star kurban edilmek isteniyor. Britney’le Amy Winehouse endüstrileri budur. Kurban Müesseseleri.
O kadar çok gözetliyorlar ki, bu iki çocuğu- Verdikleri nazarlar’dan paramparça oldu her ikisinin ruhu da.
Otopsi’ye uğruyorlar her gün. Parçalandıkça, daha da parçalanmaları gerektiğine dair bir iptilaya boyun eğiyorlar.
ONLAR MÜPTEZEL
Onlar evet müptezel ve müptela: ne kadar gözetlenip sürek avına uğratılırlarsa, o kadar kaçar gibi yaparak yakalanmak ve teşhir etmek/sergilenmek istiyorlar.
Zira tuzaktalar: tuzaklanmışlar.
Britney gidip Stokholm Sendromu diyebileceğimiz klasik 1 gaflet modeliyle, o çirkin Afgan İngilizi Paparazzi Adnan’a âşık olmuş gibi hissediyor.
Birkaç haftalığına.
Tacizcisinin kurtarıcısı olmasını ümid ediyor: Öpecek onu AfganTazısı ve uyanacak kâbusundan. O onu öpecek ve gaddar bir avcıyı, koruyucusu yapacak- Pamuk Prenses’e acıyan Kraliçenin Avcısı gibi. Kurbağayı prensliğine kavuşturan Zavallı Prenses gibi.
Masallara ait olmak istiyor Spears. Masal Kahramanı muamelesi gördü: ama tersinden.
Şimdi masalları çocukluğunda okuduğu gibi/Disney’in ona vaat ettiği gibi yaşamak istiyor.
TOZLARDAN UYUŞTURUCULARDAN MEDET UMUYORLAR
Her 2 Güzel ÇocukStar da uyuşturuculardan/haplardan/tozlardan/sıvılardan medet umuyor. Birazcık yok olmak, toz olmak uğruna. Uğrunda.
Olmuyor. Olmuyor.
Tennessee’de yaşayan 1 OğlanKız ’Leave Britney Alone!’ diye ağlama taklitleri yaparak (gözlerini haşır huşur siliyor; ama maskaraları akmıyor, zira ’yaş’ yok) berbath 1 İnsanlık DurumDramı Videosu’nu Youtube’a koyuyor. Youtube’da izlenme rekorlarını kırıyor senenin.
"Britney’in yaralı ruhunu hissediyorum" ayağına; teşhirci/samimiyetsiz/yeteneksiz bir yırtılmış velet, kendini meşhur ediyor.
Bu 2 kadınçocuğa dokunan/sürtünen meşhur oluyor. Şöhret Niagaraları.
ÖLÜMÜN KIYISINA BIRAKILDI
Onlar Ennnn Meşhurlar: Britney’le Amy. Zira onlar fazla şöhretten, ölümün kıyısına bırakıldılar. Öldü ölecek/çıldırdı çıldıracak/aşırı dozlandı dozlanacak-
Şimdi NE OLACAK?
Böyle sonsuz bir ’beklentiyle’ kan kokusu almış yarasalar/atmacalar/akbabalar etraflarında dört bin/dolanıp fotoğraflıyorlar.
Her ’suret’ onların ruhundan, koparıla koparıla hiçbir şey kalmamış ruhundan, bir şeyler, son bir şeyler daha koparıyor. Çalıyor. Götürüyor.
Anneannesi Onun Yüzünden Kiliseye Gidemeyen Tennesseeli Kötü Oğlan zırrrlıyor; ağlamaktan ziyade zırrrlıyor. Youtube için.
O da Britney’i rezil etmeye aday. Britney’in çaresizliğinden küçük rezaletini çirkin teşhirlerle büyüterek, kendi sefil ününü çıkartıyor. Çırpıyor.
POPÜLER KÜLTÜR BU KIZLARIN KANINI İSTİYOR
Britney’e, Amy’e dokunan/iten/sömüren kazanıyor. Popüler Kültür çarklarını yağlayabilmek için Yetenekli/Işıklı/Özel bu Zavallı Kızların kanını istiyor. Kan dökmek istiyor.
’Kaç Britney kaç!’ diye bağırmaktan başka elimden/içimden hiçbir şey gelmiyor. Amy Winehouse’un bütün siyah kadın şarkıcıları dahi bastırabilen güçte ve ruhtaki sesi, Britney’in Bambi gözleri, bu ikisi, bu ikisi-
Kurtulabilecekler mi Avcılar’ın elinden? Bilemiyorum. Bambi’nin Annesi kurtulabilmiş miydi? Masallara da güvenilmez. Avcıların İhtirası bu denli amansızken.
