Gündem
22 Haz 2015 18:02
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:40
İlhan Selçuk Ergenekon savcılarını mahkum ettirdi!
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon iddianamesinde İlhan Selçuk’un kişilik haklarını çiğnedikleri gerekçesiyle savcılar Zekeriya Öz’e kınama cezası verdi.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, dava dışı özel görüşmeleri Cumhuriyet gazetesi sahibi ve yazarı İlhan Selçuk'un yargılandığı davanın iddianamesinde kullandığı ve bu yolla gazetecinin kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle dönemin İstanbul Başsavcıvekili Zekeriya Öz ve Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'a kınama cezası verdi.
Ölümünün dördüncü yılında anılan İlhan Selçuk’un 10 Temmuz 2008 tarihli iddianamede kişilik haklarına aykırı davranıldığı ve Türk Medeni Kanunu’nun 25/1 maddesine aykırı davranıldığı yedi yıl sonra teslim edilmiş oldu.
83 yaşındaki İlhan Selçuk, 21 Mart 2008 sabahı saat 5 sularında, evinden gözaltına alınmış ve “Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, zorla hükümeti ıskata, teşebbüs, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik” şüphesiyle soruşturma geçirmişti.
Selçuk hakkında düzenlenen iddianamede, “Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır” ve benzeri sözleri ve “Bu düşüncelerini hem gazete köşesinde, hem de değişik ortamlarda düzenlenen açık veya gizli yemekli toplantılarda Türkiye’nin kaderine hükmedebilecek, etkin ve yetkin kişilerin bulunduğu yerlerde dile getirmekte ve yönlendirici konumunu en iyi şekilde örgütün amacı doğrultusunda kullanmaktadır. (…) Yukarıdaki görüşmelerde şüpheli İlhan Selçuk’un düşüncelerini her platformda seslendirdiğive bu düşüncelerinin ERGENEKON terör örgütünün amaçları ile birebir örtüştüğü anlaşılmıştır” gibi tespit ve yorumlar Selçuk’un kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirildi.
Öz, Pekgüzel ve Taşkın’a kınama
15 Ekim 2008’de İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’ın Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre Selçuk’un kişilik haklarına saldırıda bulunduklarının tespit edilmesi istenmişti. Bu yöndeki kararı İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, 13 Nisan 2010 tarihinde almıştı.
Son olarak da 19 Haziran’da İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Selçuk’un avukatlarından Fikret İlkiz’in katıldığı davanın ilk ve son celsesinde, Borçlar Kanunu’nun 49/3 maddesine göre Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’ı kınadı. Karara bir hafta içinde itiraz edilebileceği belirtildi.
İstanbul Başsavcıvekili Zekeriya Öz, görevinden alındıktan sonra Bolu Cumhuriyet Savcılığı görevine getirilmişti. Mayıs’ta Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu yargıçları meslekten ihraç etti.
İlhan Selçuk kim?
Yarım asırdır Cumhuriyet'te okuyucularına Pencere adlı köşesinden seslenen Selçuk, 85 yaşındayken 21 Haziran 2010 tarihinde hayatını kaybetti. Selçuk, Ergenekon Soruşturması kapsamında 21 Mart 2008 sabahı, saat 4.30 sularında evinden gözaltına alınmış, 40 saat süren savcılıktaki sorgusunun ardından 23 Mart'ta serbest bırakılmıştı.
Medyanın bir bölümü, gazetecinin sabahın erken saatlerinden gözaltına alınmasını eleştirirken, diğer bir bölümü soruşturmayı laik çevrelere yönelik bir komplo olarak değerlendirmişti. Bir kısım medya da Emniyet ve savcılık kaynaklarından elde edilen verileri tek gerçek olarak yansıttı (Bianet)
Ölümünün dördüncü yılında anılan İlhan Selçuk’un 10 Temmuz 2008 tarihli iddianamede kişilik haklarına aykırı davranıldığı ve Türk Medeni Kanunu’nun 25/1 maddesine aykırı davranıldığı yedi yıl sonra teslim edilmiş oldu.
83 yaşındaki İlhan Selçuk, 21 Mart 2008 sabahı saat 5 sularında, evinden gözaltına alınmış ve “Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, zorla hükümeti ıskata, teşebbüs, TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik” şüphesiyle soruşturma geçirmişti.
Selçuk hakkında düzenlenen iddianamede, “Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır” ve benzeri sözleri ve “Bu düşüncelerini hem gazete köşesinde, hem de değişik ortamlarda düzenlenen açık veya gizli yemekli toplantılarda Türkiye’nin kaderine hükmedebilecek, etkin ve yetkin kişilerin bulunduğu yerlerde dile getirmekte ve yönlendirici konumunu en iyi şekilde örgütün amacı doğrultusunda kullanmaktadır. (…) Yukarıdaki görüşmelerde şüpheli İlhan Selçuk’un düşüncelerini her platformda seslendirdiğive bu düşüncelerinin ERGENEKON terör örgütünün amaçları ile birebir örtüştüğü anlaşılmıştır” gibi tespit ve yorumlar Selçuk’un kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirildi.
Öz, Pekgüzel ve Taşkın’a kınama
15 Ekim 2008’de İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’ın Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre Selçuk’un kişilik haklarına saldırıda bulunduklarının tespit edilmesi istenmişti. Bu yöndeki kararı İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, 13 Nisan 2010 tarihinde almıştı.
Son olarak da 19 Haziran’da İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Selçuk’un avukatlarından Fikret İlkiz’in katıldığı davanın ilk ve son celsesinde, Borçlar Kanunu’nun 49/3 maddesine göre Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’ı kınadı. Karara bir hafta içinde itiraz edilebileceği belirtildi.
İstanbul Başsavcıvekili Zekeriya Öz, görevinden alındıktan sonra Bolu Cumhuriyet Savcılığı görevine getirilmişti. Mayıs’ta Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, Zekeriya Öz’ün de aralarında bulunduğu yargıçları meslekten ihraç etti.
İlhan Selçuk kim?
Yarım asırdır Cumhuriyet'te okuyucularına Pencere adlı köşesinden seslenen Selçuk, 85 yaşındayken 21 Haziran 2010 tarihinde hayatını kaybetti. Selçuk, Ergenekon Soruşturması kapsamında 21 Mart 2008 sabahı, saat 4.30 sularında evinden gözaltına alınmış, 40 saat süren savcılıktaki sorgusunun ardından 23 Mart'ta serbest bırakılmıştı.
Medyanın bir bölümü, gazetecinin sabahın erken saatlerinden gözaltına alınmasını eleştirirken, diğer bir bölümü soruşturmayı laik çevrelere yönelik bir komplo olarak değerlendirmişti. Bir kısım medya da Emniyet ve savcılık kaynaklarından elde edilen verileri tek gerçek olarak yansıttı (Bianet)
