Röportaj
26 Nis 2012 15:47 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:35

İFFET'İN SETİNDE NELER OLUYOR! İŞTE İLK AĞIZLARDAN AÇIKLAMALAR

Mahir Günşıray'ın “İffet” kadrosundan ayrılacağı iddiasına dizinin başrol oyuncuları neler söyledi!

Geçtiğimiz hafta Mahir Günşıray’ın “ıffet” kadrosundan ayrılacağı iddiası ortaya atıldı. Gerekçe olarak bu dizi sayesinde tanışıp aşk yaşamaya başlayan ıbrahim Çelikkol ile Deniz Çakır’ın setteki samimiyetinden duyduğu rahatsızlık gösterildi. Biz de bu haberlerle magazin gündeminin üst sıralarına yerleşen üç oyuncuyla buluştuk, olayın aslını sorduk.

Dizinin “İffet”in orijinalinden çok uzaklaştığı söyleniyor. Öncelikle bu konu hakkındaki fikirlerinizi öğrenebilir miyim? 

- Deniz Çakır: Bu beklenmedik bir sonuç değil. Bizimkisi her hafta çok uzun bölümleri olan bir dizi ve öyle olduğu için de konu dallanıp budaklanıyor ister istemez. 

Tüm dizi karakterlerinin aynı eve toplanacağını, konunun tek bir evde geçeceğini öngörebilir miydiniz?        

- İbrahim Çelikkol: Bunu kimse öngöremez. Senaristler ve yapımcı bile... Konu ve işleyiş senaryoyu oraya taşıdı. Biz de şu an önümüze konulan yemek neyse onu yiyoruz. ışimizi yapıyoruz ve mutluyuz. Kendi adıma bir sıkıntım yok.

Yediğiniz yemekten memnunsuz o halde... 

- İbrahim Çelikkol: E, tabii ki... İş yapıyoruz sonuçta.

- Mahir Günşıray: Çok acımasız bir çalışma ortamı var. Her hafta 110-120 dakikalık bir sinema filmi çıkarıyoruz. Senaristinden çaycısına, yönetmeninden oyuncusuna kadar herkes müthiş bir tempoda çalışıyor. Bu acımasız ortam içinde insanın sakin, huzurlu ve rahat olabilmesi, çatışma ve sorun yaşamaması imkansız.

Nasıl bir ortam var ki?

- Mahir Günşıray: 03.00’te yatıyorsunuz, 06.00’da servisle tekrar sete gidiyorsunuz. Buna rağmen set ortamları arkadaşlık ve kardeşliğin, zevkli ilişkilerin olduğu yerler. Askerlik gibi değil. Herkes birbirini sever, saygı duyar. Sadece koşullar çok acımasız ve tuhaf olduğu için bazen hata yapabiliyor, birbirimizi boşu boşuna kırabiliyoruz. Gereksiz şeyler yaşanabiliyor ama bunlar iç meseleler. Hepsi de geçici. Aile içide de biraz küslük olur, gelir geçer.

HİYERARŞİNİN ESİRİ OLAN KİŞİLER DEĞİLİZ 

Konu açılmışken, son dönemde çıkan haberlere gelelim. Mahir Bey’in Deniz Hanım ve İbrahim Bey’le tartıştığı, bu yüzden diziden ayrılacağı haberleri asılsız mıydı? Eğer öyleyse, bu haberleri kim neden çıkarmış olabilir?

- Deniz Çakır: Biz ne kadar çok çalışırsak çalışalım hayata karşı pozitif insanlarız. Öfkemizi egoları yüzünden başkalarından çıkaran, “Ben oyuncuyum, diğeri kuaför” diyen, hiyerarşinin esiri olmuş kişiler değiliz. Çok insani ilişkiler kuruyoruz. Kimsenin kimseye kötü niyetli yaklaşması söz konusu değil. Herkes zor bir işin altından layığıyla kalkmak için elinden geleni yapıyor. Belki de bizi magazinin içinde görmek isteyenler vardır. Üçümüzün de hayat tarzı buna uygun olmadığı ve gerçekten 7/24 çallıştığımız için belki bizi o tarafa çekmek istiyorlardır.

Durduk yere böyle haberler çıkması sizi sinirlendirmedi mi? 

- Deniz Çakır: Bunlar aslında gülüp geçmemiz gereken haberler, belki de anlayışılı olmak gerekir. Ama ben genç bir oyuncuyum, heyecanlarım, beklentilerim ve kırgınlıklarım daha fazla olabiliyor. Yine de bunlara sınav gözüyle bakıyorum. ışimize konsantre olmayı öğreniyoruz sayelerinde.

- İbrahim Çelikkol: Bu tarz haberlere tepki göstermemek gerek, insanlar işlerini yapıyor sonuçta... Durduk yere de kimse haber çıkarmaz. Ben asıl bu haberleri doğru olmadığı halde doğru gibi yansıtıp basını yanlış yönlendirenleri kınıyorum.

BU SETTE ÖLMEK İSTEMİYORUM!

Bu haberlerin işinize nasıl etkisi oluyor?   

- İbrahim Çelikkol: Var olduğun yerde seni yok etme çabası harcıyorlar. Yapımcımızı ve bizleri üzüyor tabii...

- Mahir Günşıray: Bu alanda çalışıyorsan bazı şeyleri göze alman lazım. Ama bir limiti var. Dedikodular sizi aşağılamaya ve küçük düşürmeye vardığı andan itibaren gülemez oluyorsunuz. Biz de bunu yaşadık. Ortada fol yok yumurta yokken bu tarz haberler çıkınca kırıldık.

Diziden ayrılma sebebiniz, aranızda geçenler değil de yorucu çalışma temposu mu gerçekten?

- Mahir Günşıray: Uzun çalışma saatlerinden daha çok programsızlık diyeyim. Uzun saatler çalışabiliyorum da programsızlık beni yoruyor. Bu stres ve yorgunluk yüzünden tansiyon hastası oldum, hastanelik oldum. ılaca başladım. Sonunda “Burada ölmek istemiyorum” dedim.

Senaryo ya da çalışma programı geldiği zaman müdahale etme şansınız olmuyor mu?

- Mahir Günşıray: Zaman zaman diyebiliyoruz ama bazı şeyleri düzeltebiliyoruz, bazılarını da düzeltemiyoruz. Kimsenin kötü niyeti yok, her şey birbirine bağlı. Kimseye suç bulmuyorum ama beni çok yordu. Ben böyle çalışamam. Programsızlık yüzünden hayatı erteledim, programlarımı erteledim. Tiyatromu faaliyette değil ki bu hiç olmayacak bir şeydi benim için.

ÇEKİM BİTİNCE HERKES KAÇIYOR

Diziden ayrıldıktan sonra ne yapacaksınız?

- Mahir Günşıray: Dinleneceğim, mayısta Ayvalık’ta çekilecek bir filmde rol alacağım. Bu tarz çalışmak bana göre değilmiş.

- Deniz Çakır: Kimseye göre değil aslında. Mahir Bey, hayatı bize göre daha oturmuş, daha deneyimli ve bir de tiyatro sahibi. Ben şahsım adıma kendimden sorumluyum ama o aynı zamanda bir işveren. Onun durumu daha farklı. Bizim biraz daha dayanıklı olmamız, daha genç ve bu işte yolun daha başında olmamızdan kaynaklı.

“Yaprak Dökümü”nde de şartlar aynı mıydı?

Deniz Çakır: Yok. Beş sene reytingleri birinci olan bir dizide çalıştım. Ama haftada dört gün çalışıyorduk ve gece 23.00’ten geçe kalmıyorduk. Tabii her iş öyle olmak zorunda değil. “İffet”te daha karmaşık bir senaryo var. Bu da böyle bir iş.

Sizi motive eden şey nedir?

- Deniz Çakır: Yolun başındayız, bu bir mücadeleyse başaracağız. Bu bizim işimiz ve bu işi seçtiysek getirileri olduğu gibi bizi yoran yönleri de olacağını kabullenmeliyiz. Mücadeleci, arsız bir tarafımız var. Zaten çok da konfor seven biri değilim.

Peki, set dışında da görüşüyor musunuz?

- İbrahim Çelikkol: Set dışında uyuyoruz biz.

- Deniz Çakır: 7/24 çalışan insanlarız. Ayda yılda bir 21.00’de paydos edince “Mahir Bey, gelin bir yemeğe çıkalım” denmez.

- Mahir Günşıray: Herkes nasıl kaçıyor setten anlatamam, toz duman (gülüyor)...

BENİ AŞKTAN RAHATSIZ BİRİ GİBİ GÖSTERDİLER

Mahir Bey, sizin sette Deniz Hanım ve İbrahim Bey’in yakınlığından rahatsızlık duyduğunuz da yazılmıştı...

- Mahir Günşıray: Bir de beni ahlakçı biri gibi gösterdiler ya... Sanki ben aşktan rahatsız oluyormuşum gibi. Bilakis bu ülkede herkes her yerde öpüşse, her şey çok daha güzel olur.

Hazır aşk demişken, Deniz Hanım ve İbrahim Bey’e sormak istiyorum. Aşk haberleriyle ilgili ne söyleyeceksiniz?

- Deniz Çakır: Ama işle ilgili sohbet ediyoruz şimdi.

- İbrahim Çelikkol: Konumuz ne aşk de ne meşk, işin durumu. Üçümüzün de bir kavgası anlaşmazlığı olmadığı için buradayız.

DENİZ VE İBRAHİM’LE HİÇBİR PROBLEMİM YOK

Bu haberler çıkmasaydı da siz diziden ayrılacak mıydınız Mahir Bey?

- Mahir Günşıray: Tabii, yapımcıyla görüşmüştüm. 29 ya da 30’uncu bölümde beni diziden çıkarabilecekleri konusunda yeşil ışık yakmışlardı ama kesinleşmiş bir şey değildi. Haberi çıkaran kişiler de yapımcıyı aramış, onlar ağzından kaçırmış “Evet ayrılacak” diye. Ama ayrılma habeinin gerekçeleri doğru değil. Ne para söz konusu ne de Deniz ve İbrahim’le problemim var.

- Deniz Çakır: Meslektaşları karşı karşıya getirmek doğru değil. Bizim sette birbirimize ses yükseltmişliğimiz bile yoktur.

Gülbahar KARAKUŞ / KELEBEK