Gündem
14 Oca 2020 11:34 Son Güncelleme: 14 Oca 2020 14:26

İddianamelere yazılmayan, gerekçeli karara yazıldı!

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılık tarafından sanıklara sorulmayan, iddianamelerde yazılmayan, mahkemede tartışılmayan Sözcü’nün 6 manşetini, gerekçeli kararına ekledi.

Mahkeme, Sözcü çalışanlarına verdiği hapis cezasının gerekçesini açıkladı.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Sözcü Gazetesi yönetici ve yazarlarına verdiği mahkumiyet kararının gerekçesini yazdı. Mahkeme heyeti gerekçeli kararında, “Sözcü'nün FETÖ'ye bilerek isteyerek yardım” suçunu işlediğini öne sürdü, Sözcü'nün FETÖ karşıtı manşet ve haberlerini sakladı. Ayrıca gerekçeli kararda skandal bir eklemeye yer verildi! Mahkeme, savcılık tarafından sanıklara sorulmayan, bilirkişi raporunda olmayan, iddianamelerde yazılmayan, mütalaada yer verilmeyen 6 “MİT” manşetini de karara ekledi.

Sözcü'nün 2012 yılındaki bu 6 manşeti, 2.5 yıl süren yargılama boyunca konu bile edilmedi. Ama ne hikmetse, gerekçe yaratmak için karara eklendi.

Sözcü Gazetesi'ne 19 Mayıs 2017'de başlatılan algı operasyonunda, yöneticiler ve yazarlar, 17-25 Aralık 2013 sürecindeki manşetlerden yargılandı. Dün açıklanan gerekçeli kararda ise, 7 Şubat 2012'de yaşanan MİT kriziyle ilgili manşetler de 165 sayfalık gerekçeli kararda yer aldı!

FETÖ'cü Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın, KCK soruşturması kapsamında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner, eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve iki MİT görevlisini ifade vermeye çağırmasıyla ilgili Sözcü'nün haberleri de ‘suç' sayıldı!

Kararın 142'nci sayfasında, o dönem tüm basın ve yayın organlarının MİT krizini yazdığı göz ardı edilerek şu ifadelere yer verildi: “MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılması sürecinde, iktidarın başında olan kişilerin olayın hemen akabinde bu olayın bir kumpas olduğunu belirtmelerine rağmen, o dönem örgütün amacına hizmet eden basın yayın kuruluşlarında bu durum ‘Temcit pilavı' gibi ısıtılıp, servis edilmiştir. Bu dönem Sözcü'nün manşetlerinde aynı yöntem işlenmiştir.”

SÖZCÜ'YE YAPILAN BEDEL ÖDETMEK

Avukat Celal Ülgen: FETÖ'nün en güçlü olduğu dönemde bile Sözcü, bütün tehlikeleri göze alarak doğrunun yanında durmayı bilmiştir. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Odatv gibi kumpas davalarında arkamızda dağ gibi Sözcü Gazetesi'nin desteğini bulduk.

Bugün ona yapılan şey bedel ödetmektir. “Gazetecilik yaptın ise bedelini öde” demek istiyorlar. 162 sayfalık gerekçeli kararda, yargılama aşamasında sorgulaması yapılmamış, savunması istenmemiş, gazetenin önceki yıllarda kullandığı 6 manşet var. AİHM kararları bir kılıf gibi gösterilmeye çalışılmış. Ama gerçekler tüm çıplaklığı ile kılıfın dışında kalmış. Atatürk'ün dediği gibi “Hattı müdafa yok, sathı müdafa var.” Ve o satıh Sözcü Gazetesi'dir. Namusumuzu savunur gibi savunacağız. Düşünce ve basın özgürlüğünü. Demokrasiyi savunacağız.

YORUM ÜZERİNDEN KARAR VERİLMİŞ

Avukat İsmail Yılmaz: Gerekçeli kararı incelediğimizde baştan beri ileri sürdüğümüz savunmalarımızın hiçbir şekilde dikkate alınmadığı ve müvekkiller hakkında sadece gazetecilik yapmaktan dolayı mahkumiyet kararı verildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Meclis tarafından kabul edilen 1. Yargı Paketi'nde basın ile ilgili suçlarda, suça konu fillerin şüpheye ve yoruma yer vermeyecek netlikte ortada olması gerektiği yönünde bir düzenleme yapılmıştı. Oysa gerekçeli karar, somut eylem göstermemiş, varsayımlar ve yorumlar üzerine hüküm vermiştir. Genel yayın yönetmenleri ile ilgili olarak, benzer konulardaki uluslararası yargı kararları, karara gerekçe yapılmıştır. Bu uluslararası yargı kararlarının ne olduğu belli değildir. 1. Yargı Paketi'ndeki emredici yasal düzenlemelerin dikkate alınmamış olması gerekçeli kararı hukuka aykırı kılmaktadır.

GEREKÇELİ KARAR HUKUKSUZLUĞUN FİNALİ

Avukat Fahri Emeksiz: Gerekçeli karar hukuki çelişki ve hatalarla doludur. Basit bir örnek verecek olursak, müvekkilimiz Gökmen Ulu hakkında, darbecilere Cumhurbaşkanı'nın yerini deşifre etmesi nedeniyle ceza verilmiştir. Oysa bu gerekçe birçok resmi belge, darbe yargılamalarında ortaya çıkan deliller ve gerçekler ile çürütülmüştür. Hatta bu nedenle Cumhurbaşkanı, müdahil dahi olmamıştır. Aynı gerekçe Mustafa Çetin ve Yücel Arı'yı cezalandırmak için de kullanılmıştır. Yapılan 11 duruşmada, neden suçlu bulunduğu kendisine söylenmeyen ve savunması alınmayan muhasebe çalışanı Yonca Yücekaleli'ye de iddianamede, dosya kapsamında ve delillerde hiçbir şekilde mevcut olmayan bir gerekçe ile ceza verildiğini görmekteyiz. Gerekçeli kararın, Sözcü Davası'nda yaşanan hukuksuzlukların finali olduğu gerçeği ortadadır.