Kültür Sanat
10 Mayıs 2022 16:55 Son Güncelleme: 10 Mayıs 2022 18:25

İbrahim Kalın, seslendirdiği 'Metruk' türküsünün hikayesini ilk kez açıkladı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın kaleme aldığı ve Ümit Yılmaz’la birlikte seslendirdiği 'Metruk' türküsü ilk kez Number1 Türk TV ekranlarında yayınlanmaya başladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ümit Yılmaz‘la birlikte seslendirdiği ‘Metruk’ türküsünün hikayesini ilk kez HDİ Sigorta ile Spor Gündemi programında açıkladı.

Kalın’ın seslendirdiği ‘Metruk’ türküsünün hikayesinin başka bir hikayeyi canlandırdığı ortaya çıktı. İbrahim Kalın’ın bu şarkısı Number1 Türk TV ekranlarında yayınlanmaya başladı.

İbrahim Kalın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda türkünün anlamını şu sözlerle ifade etti:

“Köy mimarisinin betonarme yapılaşmaya yenildiği bir yerde çıktı karşıma.

Terkedilmiş bir köy evi.
Bir göz penceresinin önüne çekilmiş dikenli teller.
Duvarında çatlaklar, çatısında otlar.
Alın yazısını andıran derin çizgileriyle kerpiç duvar.

Makine elimde öylece baktım ona. Bir şeyler anlatmak ister gibiydi. Hatıralar, şahitlikler, yaşanmışlıklar…

Fotoğrafın sureti vizörüme yansımadan önce manası zihnime ve kalbime zuhur etti.

Bazı fotoğraflar çekilmez, verilir.

Aldım ve kabul ettim.

Sevgili Ümit Ümit Yılmaz. Fotoğraftan ilham alarak bir beste yaptığını söyledi. Enfes bestesini dinleyince “Bazı besteler yapılmaz, verilir” dedim.

Devamında bestenin sözlerini yazdım. Bir hal ve an fotoğrafa, fotoğraf besteye, beste söze, söz esere dönüştü.

Metruk’a, başka fotoğraflarım eşlik etti. El ele verdiler. Birlikte türkü oldular.

Biz nasibimize sadelik düşsün diye dua ettik hep.

Kemal kardeşim Kemal Başbuğ bizi siyah-beyazın asaletinde dingin bir yolculuğa çıkardı. Piyano, gitar, çello, düdük ve perküsyonun ustaları esere ruh ve renk kattılar. Sevgili kardeşim Polat Yağcı gece gündüz demeden tatlı heyecanlarımızı paylaştı. Hepsine müteşekkirim.

Aslını bulur, asaletini korursan yer gök sana güller içinde gelir dediler bize.

Gölgelere kanma güneş ilinde…
Pırıltını korursan gönül evinde hiçbir şey metruk kalmaz dediler.

Sen gözünü kapatınca güneş bir yere gitmiş olmuyor ki!

Bahar hep geldi, yine gelir. Dağların dumanı gider, masmavi bir gökyüzü beliriverir. Dost elinden medet gelir. Nur kaplar her yeri.

Metruk sandığın şey dimdik karşına çıkıverir. Hatırıyla, hatırasıyla, hafızasıyla, şahitliğiyle, vefasıyla sana yoldaş olur.

Darda olana melce, umudunu kaybedene umut, ışığını yitirene işrak, yüreği titreyene dua, kalbi sıkışana inşirah olur…

Sureti gitse manası bizde kalır.

Anaların zikrinde, dostun duasında, sabahın tazeliğinde, gecenin siyahî güzelliğinde, kekik kokusunda, yetimin başını okşayan elde, kalpten dökülen bir gözyaşında yaşamaya devam eder.

‘Yaşatırsan yaşarsın…’ diyen her güzel ruhta yeniden hayat bulur.

Gönüllerimize şifa olması dileğiyle…”

İşte o türkü: