Medya
12 Ara 2016 12:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:15

Hürriyet Okur Temsilcisi açıklık getirdi: "Kayyum" mu yoksa "kayyım" mı?

Hürriyet Ombudsmanı Faruk Bildirici, medyadaki "kayyum" ve "kayyım" ikilemine ışık tuttu.

"Kayyum"/"kayyım" kavramı FETÖ/PDY ile bağlantılı şirketlere el konulması süreciyle yeniden Türkiye'nin gündemine girdi...

Kimi gazete ve televizyonlar "kayyum" derken, kimileri de "kayyım" diyor ve yazıyordu...

Bugüne kadar herkes kendi cephesinden hangisinin doğru olduğunu anlatmaya çalıştı...

Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, bugüne kadar açıklanan görüşleri derledi ve "gazeteciler dile sahip çıkmalı" uyarısı yaptı.

İşte Faruk Bildirici'nin o yazısı:

'KAYYIM'A DİLİMİZ DÖNMÜYOR

DİLDEKİ yanlışlara ilk karşı çıkılması gereken cephedir medya. Dil, biz gazetecilerin olmazsa olmazımız, en önemli aracımızdır. Kendimizi doğru ifade etmek istiyorsak, dile özen göstermeliyiz.

“Kayyum” son aylarda haberlerde en sık gündeme gelen sözcüklerden biri. Şirketlere atanan görevlilerin “kayyım” olarak yazılması gerektiği eleştirileri daha önce de gelmişti, yazmıştım. Bir itiraz da Prof. Dr. Baskın Oran’dan geldi. Baskın Hoca, gönderdiği iletide “Kayyum yanlış. ‘Öncesi ve sonrası olmayan’ demek. Yani Allah’ın sıfatı. ‘Kayyım’ ise, bir işin yapılması için tayin edilen kişi demek” diye hatırlattı.

Bu sözcükle ilgili tartışmanın tarihi hayli eski. Tanıl Bora, 28 Eylül’de Birikim dergisindeki yazısında “kayyum”un Allah’ın sıfatlarından biri olduğunu, hukuki terimin ise “kayyım” olduğunu vurgulamıştı. 38 gündür hapiste tutulan sevgili dostum ve Cumhuriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Güray Öz de bu görüşteydi. Gazetesinde “kayyum” yazılmasına karşı çıkıyor, doğru hukuki terimin “kayyım” olduğunu savunuyordu. Öz, farklı anlamlar içeren iki sözcüğün eşanlamlı olarak tek sözcükte birleştirilmesinin dili yoksullaştıracağı görüşünü dile getiriyordu.

Gerçekten hukuki metinlerde hep “kayyım” olarak geçiyor. Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “kayyım” deniyor. Mahkeme kararlarında da öyle...

Sözlükler ise hukuki metinlerden farklı. Türk Dil Kurumu’nun 1980 önceki baskılarında “kayyım” sözcüğü ayrı bir madde ama sonraki yıllarda “kayyum” ve “kayyım” eşanlamlı olarak tek maddede birleştirilmiş. Ali Püsküllüoğlu’nün hazırladığı sözlükte de “kayyım” ve “kayyum” eşanlamlı olarak verilmiş.
Fakat dijital TDK sözlüğünde ise artık “kayyım” maddesi yok. Aynı şekilde Dil Derneği’nin dijital sözlüğünde de sadece “kayyum” sözcüğü yer alıyor. Anlamı da “Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse” olarak veriliyor. Sözcüğün Arapça orijinalindeki anlamının Türkçede kaydığı kabul ediliyor anlaşılan. Dilbilimcilerin üstadı Ömer Asım Aksoy başkanlığında hazırlanan “Ana Yazım Kılavuzu”nda ve halen hapiste tutulan Necmiye Alpay’ın “Türkçe sorunları Kılavuzu”nda “kayyım” diye bir sözcük yok; “kayyum” var sadece. Bunun nedenini Dil Derneği Başkanı ve dil uzmanı Sevgi Özel ile konuştum:

“Evet, bu sözcüğün Arapçası kayyım. Fakat burada ünlü uyumu söz konusu. Kayyım sözcüğünü öyle telaffuz edemediğimiz için zamanla dilimizde kayyuma dönüşmüş. Tıpkı Arapçadaki ‘mudir’ sözcüğünü ‘müdür’ olarak okuyup yazdığımız gibi. Böyle pek çok sözcük var dilimize uydurduğumuz.”
Görüldüğü gibi bir tarafta hukuki metinlerdeki “kayyım”, diğer tarafta dil bilimcilerin kullandığı “kayyum” sözcüğü. Günlük dilde de kayyum yaygın. Hangisi doğru?

Evet tartışılan hukuki bir terim ama sonuçta bu bir dil sorunu. Dilbilimciler arasında görüş birliği var, hepsi “kayyum” diye yazılıp söylenmesinden yana. Uzmanlar olarak onlar “kayyum” derken, bir gazeteci olarak onların görüşüne itiraz edemem. Zaten bu noktadan sonra günlük hayatta “kayyım”a dönmek mümkün görünmüyor; “ünlü uyumu” kuralı baskın çıkmış durumda. Yasaların geriden gelmesi de doğal...