Medya
13 Eyl 2012 08:58 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:08

"HÜRRİYET GAZETESİ NE HALLERE DÜŞTÜ; NE YAPTIN SEN ŞÜKRÜ?"

Hürriyet; sadece yaptığı haberlerle değil bu ciddiyeti ile de Amiral Gemisi olmayı hak ediyordu. Ya şimdi?

Hürriyet Gazetesi ne hallere düştü?

1983 yılı Temmuz ayında Hürriyet'e redaktör olarak girdim. Haber Merkezi'nde ve İstihbarat'ta üretilen haberler daha sonra redaktörlere verilirdi. Bizler; o haberi mantık ve bilgi yönünden inceler; bir eksiklik olmadığını görürsek; altını imzalar; Yazı İşleri'ne gönderirdik. Bunu yaparken okuduğumuz haberin öncesi var ise onu da inceler; başka gazetelerdekilerle de karşılaştırırdık. Sık sık Ankara Bürosu'nu da arayıp merkezde yapılan haberleri de tartışırdık. Böylece; Yazı İşleri  daha rahat biçimde çalışır; okura da bilgi yanlışı veya mantık yanlışı olan haber sunulmazdı.

Hürriyet; sadece yaptığı haberlerle değil bu ciddiyeti ile de Amiral Gemisi olmayı hak ediyordu.
Ya şimdi?

NE YAPTIN ŞÜKRÜ?
Dünkü Hürriyet'in göbeğinde Şükrü Küçükşahin imzalı kocaman bir haber aldı.  Haber; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılmış bir röportaj. Bu röportaj  belli ki pazartesi günü Güneş'te yayımlanan o ünlü ' PATLAMA, SABOTAJ' başlıklı  Talat Atilla'nın bu çok önemli haberini itibarsızlaştırmak amacıyla yapılmış.
Kendimi Şükrü Küçükşahin'in yerine koyup düşünüyorum:  Acaba Hürriyet'in Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu ona nasıl bir fırça attı ki böyle zorlama bir konuşma imal etti.

İşin ilginç yanı şu: Şükrü Küçükşahin de bu haberi gazetenin göbeğine yerleştirip gözümüze sokan Hürriyet Yazı İşleri de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından atlatıldı da onlar bunu bile anlayamadılar. Çünkü haber kıyaslaması bile yapacak durumda gözükmüyorlar.

NASIL MI?
CHP Lideri Kılıçdaroğlu; Şükrü Küçükşahin'le sohbet ederken demiş ki: 'Ben o gazeteciye (Talat Atilla) bunları (Yani sabotaj olduğunu) bir dost sohbeti olarak söyledim. Eski komutanların bunu söylediğini belirttim. 'Eski' sözcüğünü çıkarmış 'komutanlar' demiş. Kayıtları açıklasın, bu etik değil.'

Bu sohbetteki sözlerine bakarsanız sanki Talat Atilla haberi çarpıtmış; Sayın Kılıçdaroğlu'na oyun oynamış. Şükrü Bey de bunu yakalamış havalarında...

Ama CHP Lideri, Güneş'e yaptığı açıklamanın sıradan bir konuşma değil önceden düşünülmüş ve planlanlanmış olduğunu itiraf etti. Bunu da halka karşı yaptığı geçen günkü konuşmasında dile getirdi. Bakın, basın toplantısında neler diyor:
'Söylediğimiz her sözün arkasındayız. Söylediğimiz her söz  ölçülmüştür, biçilmiştir, tartılmıştır, uzun süre konuşulmuştur. Ondan sonra dillendirilmiştir.'

Sayın Kılıçdaroğlu açıkça diyor ki: 'Biz o Afyon'daki patlamanın sabotaj olduğunu rastgele söylemedik. Bunu ölçüp biçtik, uzun süre tartıştık. Sonra da kamuoyuna açıklama yapma kararı verdik ve öyle söyledik.'
Şimdi Şükrü Küçükşahin'e yapılan özel açıklamaya mı inanalım yoksa bir genel başkanın bütün bir millete söylediğine mi? Elbette ki geçerli olan; CHP Lideri'nin kamuoyuna yaptığı açıklamadır. Yani 'Afyon'daki cephanelik sabotaj sonucu patlatıldı!' iddiası önceden düşünülmüş, konuşulmuş ve bu bilginin halkla paylaşılması kararlaştırılmış.
Bunu ben demiyorum CHP Lideri Kılıçdaroğlu halka söylüyor.

YAZILMASIN DENİLMEDİ
Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu açıklaması gösteriyor ki kendisi 'Patlama, sabotajdır!' iddiasını Talat Atilla'ya söylerken bunun yazılmamasını istememiştir. Tam aksine bu bilginin dillendirilmesini, yani yazılmasını istemiştir.
Kendisiyle konuştuğum Talat Atilla da yazılmasın diye bir talep olmadığını; bu sabotaj iddiasının röportajın sonundaki konuşmalarda dillendirildiğini açıkladı.
'Eski' sözcüğüne gelecek olursak. Talat Atilla; 'Bana söylenen 'eski komutanlar' değil 'üst düzey komutanlar' oldu. Onların emekli mi yoksa muvazzaf komutanlar mı olduğunu sorma gereği duymadım.' dedi.
Hemen belirtelim ki, ciddi bir gazeteci; ana muhalefet partisi lideri ile konuşur iken önüne ses kayıt aracı koymaz.

KISKANMAYIN
Böyle çok önemli bir iddiayı alıp da bunu haber yapmayan, gazeteciyi hemen işten atarlar. Ben olsam öyle yaparım.
Böyle bir açıklama Hürriyet'in eline geçse idi sanırım onlar da benzer biçimde değerlendirirlerdi. Öyleyse ciddi gazeteci havalarına girerek; 'Yazılmasın kaydıyla söylenenleri yazmış!' diyerek bu haberi karalamaya kalkışmayın.
Siz de soru sormasını, cevap almasını öğrenin. Aldığınız cevabı da nasıl değerlendireceğinizi Güneş'ten izleyin.

Rıza ZELYUT / HÜRRİYET