Röportaj
20 Nis 2013 10:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:08

''HİÇ KİMSE AHMET HAKAN KADAR DEĞİŞMEDİ!'' KADIN KILIĞINA GİREN ÇELİK FENA ÇAKTI!

"Şizoid" adlı gösterisi için kadın kılığına giren Çelik, eleştirilere bakın nasıl yanıt verdi.

Kadın kılığındaki fotoğrafları magazin gündemine damgasını vurdu. Geçtiğimiz hafta sosyal medyada en çok bu fotoğraflar konuşuldu. Kimileri ti’ye aldı, kimileri ünlü şarkıcının bu pozları verdiğine inanmadı, "Photoshop" dedi. İlk tepkilerin ardından Çelik, "Şizoid" adlı gösterisi için kadın kılığına girdiğini açıkladı. Şarkıcıyla ’Cici Kız’ ismini verdiği bu sürpriz kadını ve gösterisinin detaylarını konuştuk.

Hürriyet’ten Gülbahar Karakuş’un röportajı:

"Şizoid"i ilk kez dostlarınıza sahnelemişsiniz. İlk gösteri de 12 Mayıs’ta, Anneler Günü’nde olacakmış. Neden bu günü seçtiniz?

- E ben artık kadın oldum, o yüzden kadınlarla ilgili bir günde sahneye çıkayım dedim! Ben hepsini hesapladım ve bir strateji geliştirdim.


Sizi bu özel güne götüren nasıl bir strateji?

- O gün bir gösteri sergilenecek. Yarın öbür gün biletleri satışa çıkacak. Biz de diyeceğiz ki; "Bu gösteriyi annelere hediye ediyoruz, isteyen annesiyle birlikte gelsin."

Anneler sizi yadırgamayacak mı kadın kılığında görünce? Ya da şöyle sorayım; etraftan nasıl tepkiler aldınız fotoğraflarınız basında yer aldıktan sonra?

- Bir kesim çok kızmış, küfür etmiş. Ama cinsiyet değiştirip kadın olsam da kızılmaması lazım, o da ayrı mesele. İşte "Şizoid" de bunu anlatıyor. Kadın olsam da benim kararım, benim huzurum, benim mutluluğum olurdu. Ama "Hayır, asla olamazsın! Ben istemiyorum" gibi bir yaklaşım var. Bu çok tehlikeli bir şey. Bu baskı ve faşizm. ’Öteki’ olmadan bir başkasını anlama imkanı yok, ben de o taraftan başladım.

Barbaros Şansal’a verdiğiniz röportajda da ’ötekileştirme’ kavramına değinmişsiniz. Bugüne kadar öyle bir şey geldi mi başınıza?

- Ben şahsım üzerine o tür şeylerden acı çekmem, antrenmanlıyım çünkü.

Nasıl bir antrenmandan söz ediyorsunuz?

- Bu ’ötekileştirme’ mevzusunu çok yaşadım. Ne dediğini dinlemiyorlar ve linç ediliyorsun... Oyunda bunu da anlatıyorum. Dayakla büyüdüğüm için dayak bende bir etki yapmıyor. Küçükken sağ-sol davasından çok dayak yemişimdir mesela. Fiziki, psikolojik ya da sözlü olarak sürekli dayak yersin ve baskı altına girersin. Ben baskı altında olmaktan çok sıkıldım.

EVLENME TEKLİF EDENLER OLDU

Kadın kılığına girmenizle ilgili sadece kötü tepkiler mi aldınız?


- Hayır, "Çok güzel bacakların var" diyenler de oldu. İnanmayanlar, "Photoshop yapılmış" diyenler çıktı. Bir de evlenme teklif edenler, "Elbiseyi çok güzel taşımış" diyenler var. Bunlar işin eğlenceli tarafı.

Bacaklar gerçekten sizin, photoshop değil o halde?

- Evet. Bu çorabı giymek, topuklu ayakkabıyla yürüyebilmek için bir ay çalıştım.

Her gösteri öncesi ağda mı yaptıracaksınız?

- Ağda değil de tüy dökücü kremle haşır neşir oluyorum.

Sizin kadın karakterinizin bir ismi var mı?

- Var; Cici Kız... Cici Kız, "Cici Kız Alemde" şarkısında "Araban Ferrari’yse kolayca park eder" diyor. Önemli olan sosyal statün ve hangi kılıkta olduğun yani. "İçim leş gibi, dışımda ise her türlü markaya sahibim" demek bu. Bak şarkıya, her şeyi anlatıyor. Emre Kongar, bunu yapabiliyor mu? Oysa adam sosyolog. Bu sosyolog veya x kimliklikler altındaki kişiler, toplum gerçeklerini görmedikleri, onları dinlemedikleri ve kendi bildiklerini anlattıkları sürece hiçbir yere gidemeyeceğiz. Ben akademik olanı halka taşıyorum, onlar taşıyamıyorlar. Aslında bu işler pop sendromu altına olan insanlara kalmamalıydı, biz sadece şarkı söylemeliydik...

Peki neden malzeme olarak kadın figürünü kullandınız?

- Çünkü Türkiye’de en çok ’öteki’ olan kadındır. Cennet annelerin ayaklarını altındadır diyoruz ama bir taraftan da aramızda oklavayla annesini öldürenler var.

HERKESİN BEKLEDİĞİ GİBİ BİRİ OLAMAM

Fotoğraflarınızın yayınlanmasından sonra hakkınızda söylenenler, verilen tepkiler sinirinizi bozmadı mı?

- Böyle bir projeyle ortaya çıkıyorsan, söylenebilecek her şeye hazırlıklı olman lazım. Yoksa "Ne diyorsunuz siz!" diye ortaya atlayabilirsiniz. Benim öyle bir amacım yok...

"Şizoid" gösterisini yapmaya nasıl karar verdiniz?

- Ben kariyerimde hiçbir zaman beklenen şeyleri yapmadım. Herkesin beklediği gibi biri olamam, nevi şahsına münhasır biriyim. Kendi doğrularımı, bir başkasına zarar vermeden, projelerimle anlatmaya çalıştım.

Oyunun ismi neden "Şizoid"?

- Kişilik bozulması yaşayan bir kimliği anlattığım için. Bir başkasına "Sen şöyle ol" diyemem ama kendime istediğimi söyleyebilme hakkına sahibim.

TÜRK POPUNUN YASASI: BAŞKASI OLMA KENDİN OL

Daha önce sık sık popçuların ötekileştirildiğini söylemiştiniz. Hâlâ böyle bir ayrımın yapıldığını düşünüyor musunuz?


- Yüzde yüz. Popçular ötekileştirilmiyor gibi görünüyor olabilir ama işin uygulamasında öyle değil. Zaten bizim sözümüzle yaptıklarımız asla birbiriyle örtüşmüyor. Kişilik parçalanması, şizoid budur. "Olduğum gibi mi görüneceğim? Nasıl görüneceğim?" dersen, kendin olamazsın. Bu bize Sezen Aksu tarafından zamanında verildi zaten; "Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin" diye. Bu Türk popunun yasasıdır. "Özünüz gibi olun" der. Buna uymazsan, iki kişilikli olursun.

Sizin iki kişiliğiniz mi var yani, onu mu diyorsunuz?

- Ben iki kişilikli olmaya itildiğimi, bu anlamda ülkedeki herkes gibi baskı gördüğümü düşünüyorum. Bütün ideal ve erdem öğretilerinde ’doğru olmak’ anlatılıyor, ben de doğru olmak istiyorum, bırakın olayım.

Diyelim sizin hayal ettiğiniz gibi özgür ve ötekileştirmenin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Kendinizi nasıl ifade ederdiniz?

- Ben bir müzisyen olarak, evladı olan bir baba olarak kurumlar üstü bir şey söylemeliyim. Ben bir kurumun, birinin adamı olmam. Ben herkesin karnını doyurduğu, eğitim alabildiği, huzurlu ve barış içinde yaşadığı bir ortam görmek istiyorum. Haberlerde bunları görmüyoruz. Annesini oklavayla öldüren çocuk görüyorsun. Sen onu görmezsen "Her şey yolunda" dersin. Ama ben öbür kanala zap yapamıyorum.

İZEL MENOPOZA GİRDİ, BEN ANDROPOZA, ERCAN DA AB’YE

"Şizoid" gösterisinde eski grup arkadaşlarınız İzel ve Ercan’dan da bahsetmişsiniz. Ne demek istiyorsunuz onlara yönelik sözlerinizle?

- Gösteride 30’ar saniyelik anekdotlar var. Bunların içinde diyetisyenlerle, anayasa profesörleriyle, ilahiyatçılarla ilgili bölümler de var. Bu anekdotların ilki de İzel ve Ercan’la ilgili. Oyuna "İzel Çelik Ercan neden ayrıldı?" sorusuyla başlıyorum ve cevap veriyorum; İzel menopoza girdi, ben andropoza girdim, Ercan da Türkiye Avrupa Birliği’ne giremeden AB’ye girdi... Ercan, atılımcı bir kişiliktir, Türkiye girmeye uğraşırken o çoktan Avrupa Birliği’ne girdi. Ama soru hâlâ aynı. Artık aşmak lazım bunları diyorum.

İzel Hanım ve Ercan Bey ne dedi bu sözlere?

- İzel’den daha bir cevap gelmedi ama Ercan bir şey demez bu sözlere.

Siz üniversitede eğitim veriyorsunuz, okuldan bir tepki geldi mi?

- Keşke gelse. Keşke bir tepki verseler de biz de tepkimizi söyleyebilsek. Üniversite gibi bir yerden bir tepki gelirse, müthiş özgür bir yerde yaşıyoruz demektir.

Az önce kimsenin kimseyi dinlemediğini ve konuşanı linç etmeye çalıştıklarını söylediniz. Sizin en çok yanlış anlaşıldığınız dönem hangisi?

- Özellikle tarikatçılık konusunda açıklamalar yaptığım dönem. Kazandığım mahkemelere rağmen söylemek istediklerimi hiç kimseye anlatamadım. Ben Allah’a ve kadere inanıyorum ama bu benim özelim, her yerde sürekli bunu söylemek zorunda değilim. Bu baskıdır. İçlerinde olmayanı yaşar gibi görünen bir toplumuz. Bunu da herkes baskıyla yapıyor bence.

DEVİR DEĞİŞTİ AMA KİMSE AHMET HAKAN KADAR DEĞİŞMEDİ

Ahmet Hakan, kadın kılığındaki fotoğraflarınızdan sonra köşesinde "Çelik, ne olur sen yeniden tıpkı eski günlerdeki gibi Atatürkçü ol!" yazdı. Ne diyeceksiniz bu sözlere?

- Türkiye’de kimse Ahmet Hakan kadar değişmedi, bunu en son konuşacak adam Ahmet Hakan’dır. Ben de oyunun başlangıcında, "Devir değişti, Çelik değişti ama hiç kimse Ahmet Hakan kadar değişmedi, üstüme gelmeyin" diyorum.

ANNEM, "BENİ KANDIRMIŞSINIZ" DEDİ

Kendi anneniz ne dedi kadın kılığına girmenize?


- "Beni bugüne kadar kandırmışsınız, ben üç oğlum bir kızım var zannediyordum" dedi. Kız kardeşime çok benzemişim fotoğraflarda.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ