Halk TV'de büyük tasfiye yolda... Kimler gidici?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

Aylarca yazdım…
Halk TV’de depremler yolda dedim…
Bu iş böyle gitmez dedim…
‘Ben demiştim’ dedim…
Ammaaaaa sakalım olmasına rağmen dinletemedim.

Peki ne oldu?
Muhalif izleyici şok içinde.
Halk Tv’nin Özlem Gürses ve Emin Çapa’yla yolları ayırmasının şaşkınlığını yaşıyorlar.
Çevremden çok işitiyorum, ‘yahu yandaş olmayan birkaç kanalımız var onların da tadı kaçtı’ diyorlar.

Size daha ilginç bir şey söyleyeyim mi?
O cenaha yakın isimlerden de çok telefon alıyoruz, gerek ben, gerekse çalışma arkadaşlarım…
‘Halk TV’yle ilgili ne yazdıysan doğru’ diyorlar.
Keşke bu fikirlerini yazılarımı paylaşıp, iki tweetle de dile getirseler.
Ama hepinizle gizli bir aşk yaşıyoruz sırdaşlar.
Kabul edin…

Neyse biraz da kendimi şımartayım dedim, hemen direksiyonu konumuza çevireyim:
Aylardır özetle şunu diyordum:
Halk TV Davutoğlu’na peşkeş çekildi.
Başındaki Suat Toktaş her yerde ‘ben solcuyum, ocuyum, bucuyum’ diyor amma…
Bilen biliyor: Davutoğlu’na ve onun medya prensi Osman Sert’e göbekten bağlı bir isim.
Başta yazdığımda ‘saçmalama bre Keskin’ bile diyenler, şimdilerde ‘bu deli haklıymış’ diyor.

Yeni sürüm Halk TV Davutoğlu güdümüne girdikten sonra, Doğan eskisi liberallerin akınına uğradı.
Eskiden ‘ay bu Halk TV de ne faşist’ diye burun kıvıranlar, ekranları işgal etti.

Aylar önce yazmıştım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Halk TV’nin gidişatından şikayetçi diye.
Yakın çevresine ‘güya CHP’nin kanalı ama daha çok diğer partilere çalışıyor’ gibi sözler ediyormuş.
Aradan geçen zaman, rahatsızlıkları iyiden iyiye artırdı.
Hatta öyle ki CHP’li Mahmut Tanal önceki gün açıktan, Twitter’dan Halk TV’yi hedef aldı.
Buyurun şu tweetlere bir göz atın:

Ben zaten uzun süredir hayret ediyorum.
Tamam aynı ittifakın parçasısınız da, CHP nasıl olur da, başka bir partinin, CHP’nin kanalı diye bilinen bir kanalı fiilen ele geçirmesine göz yumar?
Belli ki Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu da siyaseten neye yol açtığının pek farkında değilmiş başlarda…
Ancak gelen tepkiler sonrası Halk TV’de sizlerin de gördüğü gibi taşlar yerinden oynamaya başladı.

Bakın geçen hafta da yazdığım gibi altını çiziyorum, Halk TV’de sadece siyasi değil, yönetim sıkıntıları da var.
Emekçi bir yandan koşullardan şikayetçi, diğer yandan Toktaş’ın kanala getirdiği liyakatsiz yakın arkadaş çevresinden serzeniş had safhada…
Diğer yandan CHP genel merkezindeki homurdanmalar…

Sonuç olarak keskin kulaklarıma gelenlere göre, Cafer Mahiroğlu ipleri eline almış. Toktaş GYY koltuğunda oturmaya devam ediyor ama pasifize edilmiş.
Gürses ve Çapa meselesinin detaylarına sonra gireceğim ama, özetle rahatsız olunan isimler- özellikle de Toktaş’ın kanala getirdiği- teker teker gönderilmeye başlanmış.

Bakın bunlar henüz öncü depremler.
Seçimlere kadar Halk TV’de taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmayacak emin olun.
Süreci de biraz Cumhuriyet gazetesine benzetiyorum.
Nasıl orada da liberal isimler tasfiye edildiyse, burada da Tanal’ın tepki gösterdiği örnekte olduğu gibi, liberal kanat tasfiye edilecek.
Yerine ne mi gelecek?
O da bir başka yazının konusu olsun sırdaşlar…

Bu arada gazeteci Cem Küçük Halk TV’den gönderilecek sıradaki ismin Ayşenur Arslan olduğunu yazmış.
CHP içinde bir Arslan rahatsızlığı olduğu biliniyor, özellikle bazı tartışmalı açıklamalarıyla, AK Parti’nin değirmenine su taşıdığını düşünenler çok.
Amaaaa bence Küçük, adını vererek, Arslan’ın ömrünü uzatmış.
Halk TV yönetiminin göndereceği de varsa, bir süre eminim ki Arslan’ı göndermez.

GÜRSES, ÇAPA NEDEN KOVULDU? KİM HAKLI?

Halk TV’yle ilgili asıl tantana biliyorsunuz ki,geçen hafta sunucular Gürses ve Çapa’yla yolların Youtube kanalları nedeniyle ayrılmasıyla yaşandı.
Detaylara eminim hakimsinizdir, sizi çok sıkmayacağım.
Ancaaaaak gazeteci-reklam tartışmasının bir benzeri bu sefer, Youtube ekseninde patlak verdi.
Peki kim, ne dedi?

Halk TV: Yapılan görüşmelere ilişkin çıkan haberler üzerine izleyicilerimize saygı gereği açıklama yapma ihtiyacı hissettik. Halk TV, kurumsallaşma yolunda bir adım daha atarken, uluslararası yayın standartlarının da gereği olarak, tüm ekran yüzlerinden kişisel YouTube kanallarında yaptıkları paralel yayınlara son vermelerini istedi.
Özlem Gürses ile Emin Çapa bu teklifi ve önerilen diğer ara formülleri de kabul etmeyince, ne yazık ki yollar ayrıldı. Kendilerine bugüne kadarki emek ve katkıları için teşekkür ediyoruz. Saygılarımızla

Emin Çapa: Sorunun birinci parçası kanala gelirken, "youtube kanalım ölmesin" talebimi kabul eden yönetimin, şimdi herkes için fikir değiştirmesi. Ama bize dayatılan şey, "youtube kanallarınızı kapatın" olsaydı, bu da, kabul ederiz veya etmeyiz, bir yere kadar tartışılabilir bir şeydi. Ben kanalın kadrolu elemanı değilim, baştan anlaşmamızda da, "youtube devam edecek" vardı. Dolayısıyla kanalın bana böyle bir şey dayatma hakkı yok.

Özlem Gürses: Bu yanlış bir uygulama. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Youtube algoritmasıyla ana akım ekranlardaki bir televizyonun reytingi arasında hiçbir ilişki yok.

Şimdiiiiiii sırdaşlar, kim haklı, kim haksız?

Herkesin eminim ki bir fikri var.
Ben de naçizane kendiminkini paylaşacağım.

Biraz dünya medyasını takip edenler bilir, BBC gibi kurumlarda gazetecilerin attığı tweetlerin bile nasıl katı kurallara tabi olduğunu görür.
Büyük yayın kuruluşları, kadrolu olarak çalıştırdıkları gazetecilerin, sosyal medya kullanımlarını kısıtladı.
Öyle aldığı son dakikayı, kanalına vermeden tweet atan gazeteci devri bitti anlayacağınız.
Listenin en başında da Youtube kanalları var, gelir getirdiği için.
Sadece batıda değil, başka ülkelerde de, bir yerde kadrolu çalışan gazetecinin Youtube yayını yaptığını göremezsiniz.
Bu tür uygulamalar sadece bizim medyada devam ediyor.
Reklam alan mı, reklam yapan mı, ne ararsanız…
Her şey var.
Geçen yazımda da dile getirmiştim, şöhretli gazeteciler daha çok para kazanmak istiyor.
İktidar baskısının arkasına sığınarak, tüm gazetecilik kurallarını çiğniyor.

Fakat Emin Çapa meselesinde bir nüans var.
Bence kanalın kadrolu elemanı olmaması nedeniyle, Halk TV’nin gelirlerine el koyma fikri haksızlık.
Yani ya Youtube işi yayın politikamıza aykırı dersiniz yolları ayırırsınız, ya da izin verirsiniz.
Çapa gördüğüm kadarıyla programını yapıyor, parasını alıyor.
Kadrosu yok.
Bir nevi freelance gazeteci.
Sırdaşlar, batıda freelance olmak bu nedenle çok revaçta.
Bir kuruma bağlı olmadığınız zaman istediğiniz Youtube yayınını da yaparsınız, istediğiniz yere de konuşursunuz.
Çapa vakasında Halk TV biraz ipin ucunu kaçırmış.
Ha Gürses de kadrosuzsa- ki böyle bir açıklama yaptığını görmedim- aynı durum onun için de geçerli.

Tek bir farkla.
Özellikle de keskin kulaklarıma gelen bir bilgiye dayanarak bunu söylüyorum.
Söylenen o ki, gazeteciler Murat Ağırel ve Barış Pehlivan’ın hapisten çıkarak stüdyoya girdiği yayında, sunucu Gürses’in birden telefonunu çıkararak kendi Youtube kanalında da canlı yayına geçtiği iddiası, patronajı adeta deli etmiş.
Youtube konusunda bu sert adımı atmışlar.
Birkaç başka mecrada da bu iddialar dillendirildi, Gürses de dün sert bir şekilde yalanladı.
Özellikle Hadi Özışık’ı…
Özışık haber anlamında güvenilir bir kaynak olmadığı için Gürses rahatça yalanlamış.
Ancak iddiaların kaynağı, ısrarla durumun bu olduğu bilgisini yayıyor.

Ayrıca, duyduğuma göre, özellikle Gürses son ana kadar, Halk TV yönetiminin geri adım atacağına dair umudunu korumuş.
Ama sonuç ortada…
Herkese geçmiş olsun.

SEÇİM ÖNCESİ İKTİDAR MEDYASINDA TAŞLAR YERİNDEN OYNAYACAK

Yoldaşlar, hep muhalefet medyasındaki çalkantıları yazdım.
Sanmayın ki iktidar medyasında ya da pek çoklarınızın değimiyle yandaş medyada da durumlar farklı.
Sadece- muhalefet medyasında olduğu gibi- kazanlar köy meydanında kaynatılmıyor.
İçten içe yaşanıyor her şey.

Keskin Kalem’inize gelen bilgilere göre, seçime kadar iktidar medyasında taşlar yerinden oynayacak.
Kulislere yansıyan bilgilere göre, hükümet, seçime giden yolda bir medya kazası yaşanmaması için kolları sıvamış.
Özellikle de, amiyane tabirle ‘orta yolcu’ isimleri zor günler bekliyor.

Hükümet medyasında şahin kanadın ön plana çıkacağı bir süreç hepimizi bekliyor yoldaşlar.
Ilımlı tasfiyesinin kısa süre içerisinde başlayacağı konuşuluyor…
Kellesi alınacak bazı isimler çoktan konuşulmaya başlanmış ancak şimdilik isim vermeyeyim. Teyit için elimde yeterince bilgi yok.
Şu kadarını söylemekle yetineyim:
Önemli ve hep tartışmaların odağında olan bir kurumun en tepe isminin de kellesi koltukta.
Bakalım kulisler bu kez bizi yanıltacak mı, hep birlikte göreceğiz…