Kitap
21 Mar 2013 11:53 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:05

HALİT REFİĞ'İN ÖLMEDEN ÖNCE FİLM YAPMAK İSTEDİĞİ KİTAP: SINIRDAKİ SIR

Gürsel Balcı'nın İnkilap Yayınları'ndan çıkan "Sınırdaki Sır" adlı romanının ilginç hikayesini Murat Tolga Şen, Medyaradar okurlarıyla paylaşıyor.

Gürsel Balcı’nın romanı “Sınırdaki Sır” İnkilap Yayınları’ndan çıktı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye ve dünyanın ekonomik buhranda olduğu zor yıllarda, Rusya ve Türkiye arasındaki politik ve askeri gerginliklerin tam ortasında kalmış bir sınır köyü: Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Demirkapı’da geçen trajik bir hikâyesi var.

Açlık sınırında yaşayan köylüler geçimlerini sağlamak için tüm güçleriyle çalışmaktadır. Kendi halinde bir adam olan Rüstem de, eşi Safiye’yle birlikte tarla işlerini yürütmekte, ara sıra da ticaret için komşu köylere gidip gelmektedir. İşlerinin düzelmesini çekemeyen bazı köylüler onun Rus casusu olduğu dedikodularını yayar. Ve Rüstem bir gece evinden alınıp köy yakınındaki birliğe götürülür. Bazıları onun Rus casusu olduğuna ikna olur, bazıları Türkler tarafından öldürüldüğünü düşünür, bazıları da masum olduğuna ve yaşadığına inanır. Gerçekler ise bir gün elbette ortaya çıkacaktır.

Gürsel Balcı’nın gerçek bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı “Sınırdaki Sır”, oldukça gizemli bir hikâye ve ilginç bir de öyküsü var. Yazarıyla görüştüm, romanın yazım sürecinde başına gelenleri kendi ağzından dinledim, okuyucularımla da paylaşmak isterim.

2008 yılının kışında rahmetli sinemacı Halit Refiğ, Dadaş Film Festivali için Erzurum’a gider. Gürsel Balcı o tarihte TRT’nin Bölge Haber Müdürü olarak Erzurum’da bulunmaktadır. Yönetmen ve yazar Palandöken Dağındaki Polat Rönesans otelinde bir araya gelirler. Gürsel Balcı, gerçek bir olaydan esinlenerek yazmakta olduğu kitabın konusunu etraflıca anlatır. Halit Refiğ yarım saat boyunca hiçbir soru sormadan, bazen gözleri açık, bazen de kapalı bir şekilde kendisini dinler.

Sonra da yazara dönerek, yazmakta olduğu kitabın sinematografisi çok yüksek bir öykü olduğunu belirtir ve  “Gürsel Bey, ben, Kenan Paşa Yorgun Savaşçıyı yaktırdıktan sonra demoralize oldum. Aileden zengin olduğum, çalışmak zorunda olmadığım için yaklaşık 20 yıldır içime pek sinmeyen 3 film yaptım. Ama ben sinema aşığı bir adamım. Eserinizin öyküsünü çok beğendim. Bir an önce bitirip yanıma gelin. Bunu film yapacağım” der ve arkasından, cep telefonu kullanmadığını belirterek, yan masada oturmakta olan eşi Profesör Gülper Refiğ hanımefendiden kartvizitini isteyip Gürsel Balcı’ya verir ve “hanımefendi üzerinden bana ulaşırsınız” diye ekler. 

Gürsel Balcı kitabının bu değerli yönetmen tarafından sinemalaştırılacağını düşünerek heyecanlanır ancak o yılın Haziran ayı Hürriyet Gazetesinin ilk sayfasında ‘Halit Refiğ kanser’ başlıklı bir haber okur. Biraz da bu yüzden eserin yazımını ağırdan almaya başlar. Halit Refiğ 2009 yılında aramızdan ayrılır ve proje kendiliğinden rafa kalkar.

Gürsel Balcı, ‘Sınırdaki Sır’ adlı eserinin yazımını iki yıl önce tamamlar ve sinopsisini TRT’deki yapımcılara gösterir. Onlar da çok beğendiklerini belirtip, ‘8 bölümlük televizyon film yapalım’ derler. Bu esnada İstanbul’dan bir yapım firmasıyla görüşür. Firma yetkilileri Ankara’ya gelip TRT 1 Kanal Koordinatörlüğündeki yetkililerle konuşurlar. Sınırdaki Sır senaryolaştırılır ve içinde oyuncu listesinin de bulunduğu teklif dosyası hazırlanıp kuruma sunulur. Drama kurulundan geçeceği sırada ‘toplam maliyet 3 milyon 600 bin lira tutuyor. Yönetim Kurulunun onayından da geçmesi gerekiyor. Sayın genel müdürden randevu alıp sunum yapın” derler ve sonrasında "Sınırdaki Sır" bürokrasinin aşılamaz dağlarında kaybolur gider.

Halit Refiğ’in çekip de TRT’de gösteremediği “Yorgun Savaşçı”nın başına gelenler bu defa çekmek istediği ama ömrünün yetmediği “Sınırdaki Sır”ın akibeti olur ancak Gürsel Balcı inat eder ve sonunda romanını yayınlatır.

Bir roman yazmak, bir film çekmek her zaman sanılandan çok daha zordur ve bu sancılı süreç yeni hikâyeler üretir. Gürsel Balcı’nın romanının başına gelenler de öyle… Neyse ki artık alıp okuyabilir ve Halit Refiğ’in düşüncelerine/heveslerine ortak olabilirsiniz. Edebiyatla, sinemayla kalın.

MURAT TOLGA ŞEN

murattolga@gmail.com – twitter.com/murattolga