Gündem
09 Ara 2012 17:28 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:28

HAKAN ŞÜKÜR, ARDA TURAN'IN FENERBAHÇE'Yİ ZİYARETİNE NE DEDİ?

Hakan Şükür, Arda Turan'ın kampını ziyaret etmesiyle ilgili olarak ilginç açıklamalar yaptı..

Eski Milli futbolcu, gol kralı, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, milli futbolcu Arda Turan'ın Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı'nı ziyaret etmesiyle ilgili olarak, 'Bir Türk takımının oraya gitmiş olması bile, onların yanına gitmek için yeterlidir. Ben de olsam ben de giderdim' dedi.
Şükür, gazetecilerin Arda'nın Fenerbahçe kampını ziyareti, Süper Lig, oynanan futbol, yabancı antrenörler ve Milli Takım ile ilgili sorularını yanıtladı.

Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Türk futbolu için önemli kulüpler olduğunu ifade eden Şükür, bugün Süper Lig'te 'kora kor mücadele' edildiğini, bilimsel antrenmanlar yapıldığını kaydetti.

'Türk liginin -ben iddia ediyorum- psikolojik ve fizyolojik şartlarının çok ağır olduğu ve dünyada oynamanın zor olduğu liglerden biri olduğunu düşünüyorum' diyen Şükür, zirveyi paylaşan takımların başında hep yerli antrenörlerin bulunduğunu bildirdi. Şükür, yerli antrenörlerin bu ülkenin değerlerini bilen ve zor durumlarda çıkış yolu arayan kişiler olduğunu kaydederek, 'Yabancı antrenör geldiği zaman hem ülkemizi bilmiyor hem de çıkış yolu aramıyor. Gittikten sonra da 'orada bir şey olmaz, orada sabır yok' derler. Gelirken bunu bilen insanın giderken bunu söylemesi, kullanılan bir ülke olduğumuzu fazlasıyla gösteriyor' diye konuştu.

Hakan Şükür, yabancı antrenörlere, geçmiş kariyerleri ve ekolleri olan ülkelerden geldikleri için çok büyük paralar verildiğini söyleyerek, 'Onlara kötü antrenör, kötü insan kesinlikle demiyorum, sadece bizdeki bu boşluktan faydalandılar' dedi.

-'Fenerbahçe'nin başarılı olmasını çok isterim'-

Şükür, 'Galatasaray Fatih Terim'le ikinci baharını yaşıyor. Avrupa'da yoluna devam ediyor, ligde de lider. Fenerbahçe de Avrupa'da iyi gidiyor. Fenerbahçe için, Galatasaray'ın o geçmişteki başarısı söz konusu olabilir mi?' sorusuna, 'Olmasını çok isterim' diye cevap verdi.

Yaşanan kötü süreçten sonra, bu iki takımın da buralara gelip başarılı olmasından mutluluk duyduğunu ifade eden Şükür, sadece bu iki takımın değil Beşiktaş, Trabzonspor ve diğer takımların da başarılı olmasını istediğini belirtti. Şükür, 'Beşiktaş'ta çok büyük mali problemlerin yaşandığı bu süreçte, düzgün bir yönetim anlayışıyla ki öyle gözüküyor, teknik direktörüyle, bir motivasyon... Belki bir çok insana feodal gelebilir ama ülke insanımızın yapısı, taraftar yapımız bu. Buralardan güç buluyoruz. Motivasyonla çok iyi gidiyorlar' dedi.

Şükür, Trabzonspor ile ilgili olarak da 'Trabzonspor özünden, kendi değerlerinden uzaklaştıkça, çok transfer yaptıkça bir şeyler koptu' diye konuştu.

Şükür, 'Kulüplerimizdeki başarıyı maalesef milli takımda göremiyoruz. Milli takımın başarılı olması için ne yapılması lazım?' sorusuna da 'Dost olmak lazım' şeklinde cevap verdi.

-Arda ve Emre'nin Fenerbahçe'yi ziyaret etmesi-

İspanya 1. Futbol Ligi 'La Liga' ekiplerinden Atletico Madrid'de oynayan milli futbolcu Arda Turan'ın, Emre Belezoğlu ile THY Avrupa Ligi'nde Real Madrid maçı için İspanya'ya giden Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı'nı ziyaret etmesi konusuna değinen Şükür, şöyle konuştu:

'Arda Turan, İspanya'da yaşadığı şehre maç yapmak için gelen Fenerbahçeli oyuncuları ziyarete gitti, bu da Türkiye'de olay oldu. Bu eleştiriliyorsa burada sorun var demektir. Oraya bir Türk takımı gidiyor... Ben sosyal yaşamda Fenerbahçe'de oynayan bir çok oyuncuyu tanıyorum. Hepsi arkadaşım ve çok değerli sporcular. Bir Türk takımının oraya gitmiş olması bile, onların yanına gitmek için yeterlidir, bu da Arda'nın ve Emre'nin çok güzel bir yürek gösterisidir. Medyanın, bu durumu taraftarın önüne sanki bir suçmuş gibi sunmaması lazım; yapıyorsa da bunu güzel bir tablo olarak sunması lazım.

Ben Galatasaraylıyım. Bunu hiçbir zaman inkar etmedim. Ama Galatasaray'ın yaptığı yanlış bir şeyde onu söyleyemeyeceksem, bu benim spor kültürüm ve karakterim ile çok bağdaşmaz. Geçtiğimiz dönemde Galatasaray 3 sene çok kötü süreçler geçirdi. Ben en başından beri onları böyle olursa böyle olur diye uyardım. Bu müneccimlik değil. Söylemeye çalıştım ve sonuç böyle oldu.'

-'Kafanın değişmesi lazım'-

Hakan Şükür, boks, güreş, yüzme, basketbol sporları ile uğraştığını, futbol oynadığını belirterek, 'Hepsini yaparken bir sporcu karakteri olmalı' dedi.

'Bu arkadaşlarımız, yarın bir takım daha gitse, hangi takım olursa olsun, yine gitmeliler. Bu onları bundan alıkoymamalı' diyen Şükür, '3-5 kişinin yazdığını koca gazeteler manşetlerine taşıyorsa, bu ülkede doğru şeyler olmasını istemiyorlar demektir, kafanın değişmesi lazım' diye konuştu.

Şükür, Arda ve Emre'yi çok iyi tanıdığını ifade ederek, 'Ben de olsam ben de yapardım, kim olursa olsun giderdim, gerekirse tribüne de gider onları desteklerdim. Bizim inancımız gereği gerekirse dua ederim, etmeliyiz' sözlerini sarf etti.

AK Parti'li Şükür, milli takımın başarısının kulüp takımlarının başarısına bağlı olduğunu söyledi. Bazı oyuncuların milli takımı, 'gidip gelinecek bir yer gibi' algıladığını belirten Şükür, milli takımın, futbolcuların her şeyini oraya verecekleri bir yer olması gerektiğini bildirdi.

Şükür, 'Bugüne kadar federasyonlar çok iyi yönetilmedi. Çok iyi yönetilmediği için de kulüplerin gölgesinde kaldı, kulüpler federasyonları yönetti. Oyuncu milli takıma geldiği zaman kafasında küçük bir şey bile olsa kendini vermekte zorlanır, takımına sakat dönmemeye çalışır. Oysaki milli takıma gittiğiniz zaman sadece milli takımı düşüneceksiniz' dedi.

-'Dostluk yoksa, hatayı kendi içinizde arayacaksınız'-

'Hamit'in 'milli takımda birlik ve dostluk ortamı yok' açıklamasına ne diyeceksiniz?' sorusu üzerine Şükür, bir çok kez oynadığı milli takımla ilgili hiç şikayette bulunmadığını kaydetti.

'Şikayet etmek değil, çözüm üretmek lazım' diyen Şükür, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Benim için zaman zaman, 'takımın üzerinde çok etkisi var' derlerdi. Ben hiç şikayet etmezdim. Biz dost olmak, birbirimizi sevmek zorundayız. 'Dostluk yok' demek, bir şikayettir. Hamit çok değerli bir insan, benim yan komşum, çok sevdiğim bir insan. Dostluk yoksa, hatayı kendi içinizde arayacaksınız. Başarısızlık olabilir, maç kaybedebilirsiniz; ben bunu anlayışla karşılarım. Ama önce dostluk, arkadaşlık, antrenöre inanma, o grubun içerisinde grup olabilme... Amaç önemli. Demek ki oradaki oyuncular amacı iyi anlayamamış. O ay yıldızı giydiğiniz zaman farklı şeyler olması lazım. En azından mücadele olması lazım. O mücadele karşısında yenilirlerse, bizim için önemli değil, bizim için önemli olan o mücadeleyi vermektir. Ama biz mücadele edersek de kolay kolay kaybetmeyiz.

Piontek Türkiye'ye ilk geldiği zaman, ilk öğrendiği Türkçe kelime 'mücadele' olmuştur. Futbolcu tiplerini belirleyen yönetimlerde kabahati aramak lazım biraz. Yönetici futbolcuyla gidip bir bar açıyorsa, yönetici futbolcunun çok farklı özelliklerinden faydalanmak istiyorsa, sonra o yönetici o futbolcunun sırtına vurup bir şey isteyemez. Yönetici yöneticiliğini bilecek, projeler üretecek, futbolcuya karşı resmi olacak. Tabiki samimi olacak ama...'

-'Meclis Futbol Takımı iyi bir takım'-

Hakan Şükür, 'Meclis futbol takımı nasıl?' sorusu üzerine ise her partide futbolu çok seven milletvekilleri olduğunu söyledi. Şükür, Meclis Futbol Takımı'nın iyi bir takım olduğunu ifade ederek, 'Başarılardan ziyade, buradaki birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren futbolun böyle bir güzelliği var' dedi.

'Keşke dedim...'

Hakan Şükür, İspanya'da futbol oynayan Arda ve Emre'yle ilgili görüşlerini ve İtalya'da futbol oynarken yaşadığı zorlukları anlattı.

Şükür, 'Başbakan Erdoğan ile gittiğiniz İspanya'da Emre ve Arda ile bir araya geldiniz. Oraya uyum sağlamışlar mı, onları nasıl gördünüz?' sorusu üzerine, görüşmede İspanya Başbakanı'nın Başbakan Erdoğan'a söylediği sözlerden dolayı gurur duyduğunu belirtti.

'Oradaki oyuncularımızın başarısından İspanya Başbakanı'nın haberinin olması ayrı bir gurur kaynağı' diyen Şükür, Türkiye'nin bu kadar iyi bir duruma geldiğini yurt dışında insanların söylemesinin çok anlamlı olduğunu vurguladı.

Şükür, Arda ve Emre ile görüştükten sonra 'Keşke ben de bu dönemde Avrupada oynasaydım' dediğini ifade ederek, 'Çünkü o zamanki Türkiye'ye bakış açısıyla, bugünkü bakış açısının çok farklı konuma geldiğini gördüm' dedi. Şimdi yurt dışındaki oyuncuların biraz daha rahat ve özgür hareket edebildiğini belirten Şükür, 'Ben o zaman gittiğimde, ülke 1999'da ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyordu. Ben 2003'te döndüm. Dünyada futbol ekonomisinin çok önemli olduğu kadar ülke ekonomileri de çok önemli. Partimizin, hükümetimizin itibar kazandığını görmek, orada bizim oyunculara bakış açısını da değiştirdi' dedi.

İspanyolların, 'Bunları nasıl yaptınız?' diye sordukları bakanların, onlara neler yapıldığını adeta brifing gibi anlattığını ifade eden Şükür, 'Hatta orada Barcelona Yönetim Kurulu'nda mali işlerden sorumlu bir hanımefendi vardı, o da o heyetlerarası görüşmelere katıldı. Gözleri parlayarak Türkiye'de yatırım yapmak istediğini, bizim oradaki oyuncuların başarısını anlattı. Çok hoşuma gitti, çok mutlu oldum' diye konuştu.

-'Arda ve Emre çok değerli sporcular'-

Şükür, Emre ve Arda'nın senelerini verdiği arkadaşları olduğunu dile getirerek, 'Benim yanımda yetiştiler diyebilirim' dedi. ikisinin de çok değerli sporcular ve karakterler olduğunu ifade eden Şükür, 'Tabiki insanlar hata yapıyor, birçok futbolcu gibi ben de hata yaptım. Ama karakterler hiçbir zaman değişmez. İnsanların böyle algılaması lazım. Türkiye psikolojik olarak zor bir yer. Burada devamlı bir yerde kalabilmek çok zor. Bu arkadaşlarımız oralarda bizi temsil ediyorlar. Kendi sporcularımızın orada başarının içinde olması mutluluk verici' sözlerini sarf etti.

Arda'nın, 'biz burada daha rahat top oynuyoruz, Türkiye'deki baskıyı burada görmüyoruz' sözlerinin anımsatılması üzerine Şükür, 'Doğru söylüyorlar, çünkü orada sadece futbol oynuyorlar' dedi.

Şükür, futbolcuların zaman zaman çok farklı sosyal unsurların içine çekilebildiğini söyledi. Bunlarla mücadele ederken performansın olumsuz etkilendiğini ifade eden Şükür, kendisinin de İtalya'da futbol oynarken çeşitli sıkıntılar yaşadığını kaydetti. Şükür, '11 Eylül saldırısı olmuştu. Siz de Müslümansınız. Soyunma odasında birkaç olay da yaşamıştım. 'Bunlar yaptı' gibi espri yapmıştı birkaç oyuncu. Espri yapıyor ama bunun altında da Müslüman kimliğinize atıfta bulunuyor. Aynı takımda bu duyguları paylaşan insanlarla olmak zor' diye konuştu.

-'Türkiye'nin bulunduğu konum onlara yol açıyor'-

'Sizin yaşadığınız zorluğu onlar yaşamıyorlar' sözleri üzerine Şükür, şöyle konuştu:

'Ben gittiğim her yerde kültürlerarası diyaloğun, hangi dine mensup olursa olsun, arkadaş, kardeş olunabileceğini söyleyen konuşmalar yapıyorum. İtalya Dostluk Grubu Başkanıyım. Geçen oradaydım, orada da bu konuşmayı yaptım. Bu ülkede başka hesabı olanlar olabilir. Bizim onlara karşı mücadele etmemiz lazım. Dili, dini ve ırkı ne olursa olsun insan çerçevesinde buluşup mücadele etmemiz lazım.

Bu arkadaşlarımız bunun meyvelerini yaşıyorlar. Aslında şu anda Türkiye'nin bulunduğu konum, aldığı itibar, oradan aldığı güzel sözler, onlar için çok önemli bir yol açıyor. Onlar sadece işlerini yapıyorlar ve maddi, manevi değer görüyorlar. Ben de bundan gurur duydum. Biliyordum ama görünce de gurur duydum. Biz hem Türkiye'de oynarken hem de Avrupa'ya gittiğimizde sadece futbol oynamamıştık. Keşke bu başarıları sadece futbol oynayarak daha da ileriye götürebilseydim. Ben çok büyük rekorlara sahip bir insanım, başarılı bir sporcuyum ama aynı zamanda iyi bir karakterim, öyle olduğum söyleniyor. Hatalarım yok mu? Var, bu ülkede hata yapmamak mümkün değil. Çünkü her dakika takip ediliyorsunuz. Bundan sonraki jenerasyonların daha sağlıklı ortamlarda yetişebilmesi için, şu anki çalışmaların yeterli olduğunu da düşünmüyorum.'