Medya
24 Şub 2012 12:38 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:22

HA DENİZ GEZMİŞ HA MİKİ FARE! NE FARK EDER?

Atilla Akar, Deniz Gezmiş isminin markalaşması ile ilgili tartışmaya “Tepki”sini koydu&... İşte Yurt Gazetesi'ndeki o yazı&...

Karl Marx, bugün yaşasaydı ünlü yapıtı “Kapital”de geçen “Meta Fetişizmi” kavramına ne gibi ilaveler yapardı bilemem. Ancak kapitalizm seli önüne kattığı her şeyi “Kârın buzlu suları”nda boğmaya devam ediyor. Artık sadece “Meta”ların kendisi değil metalaştırdığı tüm “Değerler”de bu kapsama alınıyor. Post-Modern kapitalizm çağı “İmaj rantı” kurnazlıklarını keşfettiğinden beri hiçbir sınır tanımıyor. Üstelik buna devrimci kavramlar, semboller, kişilerde dahil. Yarın öbür gün karşımıza neyi marka olarak çıkaracakları belli değil!

Bir “Girişimci”nin Deniz Gezmiş’in adını üreteceği parkalara marka olarak vereceği haberini görünce bunları hatırladım. “Yuh yani!..” dedim kendi kendime, hatta “Deniz Gezmiş kadar başınıza taş düşsün” diyecektim ki son anda vazgeçtim. Adamın hayatı bu sisteme mücadele ile geçsin, bu uğurda ölsün sonra sen bir çırpıda onun değerlerini ayaklar altına al. Lakin şaşırmadım. Yaşasın Liberalizm!

Nitekim Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş Ulucanlar Cezaevi’nde Deniz Gezmiş’in adının “Hediyelik eşya” olarak kullanılmasına karşı çıkarken aynı noktanın altını çizmiş; “Bu öncelikle Deniz’in inancına aykırı. Bizi rahatsız ediyor.
Deniz neyin uğruna mücadele verdi, şimdi adı nelerle anılıyor.” Ayrıca Türk Patent Enstitüsü’ne de itiraz etmeye hazırlanan ağabey Gezmiş, Deniz Gezmiş adının parka adı olarak tescillenmesine de karşı çıkmış. Meselenin hukuki ayrıntısını bilmiyorum. Fakat umarım engeller.

Neyse, işin böylesi yönleriyle fazla ilgilenmiyorum. Beni sistemin olayın içini nasıl ”Boşalttığı”, karikatürize ettiği ve “Zararsız” bir “İkon”a dönüştürdüğü daha çok ilgilendiriyor. Asıl “Ürkütücü” olan bu. Yoksa üzerinde Deniz Gezmiş baskılı bir tişört giyen genç görsem niye rahatsız olayım ki? Nasıl Che Guevara tişörtlü birini gördüğümde gülümsüyorsam. Çok gaza gelirsem kendim bile giyebilirim!

Zaten itiraz edenlerde buradan itiraz ediyor. “Che Guevara tişörtleri de satılıyor”, “İnsanlar sevdikleri isimleri üzerlerinde görmek istiyor”, “Bu durum o kişilerin toplumca benimsenmesine işaret” vb, gibi. Doğrudur! İşin bu yönleri de var. Lakin ben “Sistemin temel mantığı” açısından baktığımda o kadar “Masumane” bir durum olarak göremiyorum.

Çünkü sistem alternatif sembolleri sinsice “Asimile” ediyor. Onların posasını çıkartıyor. Tanınmaz hale getiriyor. Bize bu giysileri “Özgürlük ruhunuzu ve isyanınızı ateşliyor” diye pazarlıyor. Gerçekten özgürlük istediğinizde ya da isyan ettiğinizde tepenize coplarıyla biniyor. Özgürlükten asıl anladıkları da ticaret ve kâr özgürlüğü elbette. Bunu onlara ha Deniz Gezmiş adı sağlamış ha Miki Fare! Ne fark eder?

Bence sistem ona kıytırık bir pop star muamelesi çekerken asıl şimdi Deniz Gezmiş’i idam ediyor. Üstelik kendi sandalyesini tekmeleme özgürlüğü bile tanımadan…