Medya
04 Mayıs 2012 09:44 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:36

"GÜN GELİR BİZ DE BURADA KUTLARIZ BELKİ"

Dün Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “Dünya Basın Özgürlüğü” günüydü, ancak ...

Gün gelir biz de burada kutlarız belki

DÜN Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “Dünya Basın Özgürlüğü” günüydü.
Ve memleketimizde “manzara-i umumi” dün itibariyle şöyleydi:

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre Türkiye, basın özgürlüğü açısından 179 ülke içinde 148. sırada. Freedom House sıralamasında ise, Türkiye 197 ülke içinde 121. sırada yer alıyor.
Bir gazeteci olarak bu ülkede yaşıyorum ve aslına bakarsanız bu saydığım uluslararası kuruluşların tanıklığına ihtiyacım da yok.

Türkiye’de eskiden “Matbuat kanunlar dairesinde hürdür” idi, şimdi “İktidarın çizdiği sınırlar içinde hürdür” dönemini yaşıyoruz.

İkisi arasında ne fark vardır diye soracak olursanız, çok fark da yoktur, çünkü bu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü, her zaman muktedirlerin en çok korktukları özgürlük oldu.
İktidar sözcülerine ve yandaşlara bakarsanız, tutuklu ya da hükümlü olarak hapiste bulunan gazeteciler “terörist” oldukları için hapisteler.

Mustafa Balbay’ı, Tuncay Özkan’ı, Odatv ekibini, “KCK’lı-dır, Devrimci Karargâh’tandır” diye tutuklanan onlarca gazeteciyi böyle niteliyorlar.

Ama bunlar nasıl teröristler ise ellerine silah almamışlar, kimseye bir zarar vermemişler. Sorgularında “O yazıyı neden yazdın, bu haberi nerden buldun, o röportajı niye yaptın”dan başka sorularla karşılaşmamışlar ve şimdi onların terörist olduğuna inanmamızı istiyorlar.
Özgür ülkelerin gazetecilerinin geçmiş “Dünya Basın Özgürlüğü” gününü kutlarım, dilerim günün birinde bizim ülkemizde de kutlayabilelim!

Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET