Gündem
02 Şub 2021 09:53 Son Güncelleme: 02 Şub 2021 09:56

Google Türkiye'nin ilk kadın doktorunu unutmadı

Türkiye'nin ilk kadın doktoru ve bir tıp okulunda ders veren ilk kadın öğretim üyesi olan Safiye Ali'nin doğum günü Google tarafından unutulmadı. Google Safiye Ali için bir doodle yayınladı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadını olan Safiye Ali'nin 2 Şubat olan doğum günü Google tarafından unutulmadı. 2 Şubat 1894 tarihinde dünyaya gelen Safiye Ali için Google özel bir doodle hazırladı. Peki Safiye Ali kimdir? İşte Safiye Ali hakkında merak edilenler.

 

SAFİYE ALİ KİMDİR?
Mesleki çalışmalarının yanı sıra İstanbul'da başlayan feminist harekete katılarak Türk kadınının seçilme hakkı için mücadele etmiştir.

1891 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit'in yaverlerinden Ali Kırat Paşa, annesi Şeyhülharem Hacı Emin Paşa'nın kızı Emine Hasene Hanım'dır. Safiye Ali, dört kızkardeşin en küçüğü idi.

Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmıştır. Dedesi Hacı Emin Paşa 17 yıl Mekke şeyhülislamlığı yapmış ve halen aktif beş vakıf kurmuştur. Babasını küçük yaşta kaybeden Safiye Ali, dedesi Emin Paşa'nın Valideçeşme'deki konağında büyüdü.

Istanbul'da Amerikan Kız Koleji'nde öğrenim gördü. Ocak 1916 da kolejden mezun oldu. Kolej yıllarında iken tıp doktoru olmaya karar verdi. Kadın hastaların kadın doktorları tercih etmesinden ötürü kadın ülkede kadın doktorlara gereksinim duyuluyordu ancak Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya'ya giderek ile Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördü. Dönemin Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey'in yardımıyla devlet bursu alan Safiye Ali, Çok hızlı bir şekilde Almanca öğrenerek hemen derslere başladı. Amerikan Koleji mezunu olması sebebiyle zorluk çıkaran Bavyera Milli Eğitim Bakanlığı, sınavda aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali'ye "doktor namzeti" unvanını verdi. 1921 yılında "bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması' hakkındaki tezi ile diplomasını aldı.

İstanbul'a döndükten Altı hafta sonra kadın ve çocuk hastalıkları ihtisası yapmak üzere tekrar Almanya'ya gitti. Burada eşi Dr. Ferdinand Krekeler (sonradan aldığı adı ile Ferdi Ali) ile evlendi.

Haziran 1923'te Türkiye'nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu'nda muayenehane açtı. İlk zamanlar tanınmadığı için muayenehanesine kimse gelmemiştir ve hatta kadın olduğu için düşük vizite ücreti ödemek isteyenler bile olmuştur. İstanbul'da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Bu dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vereek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti.

Anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkanından mahrum olan çocuklar için Fransız Kızılhaç'ı tarafından kurulup 1925'te Himaye-i Etfal Cemiyeti'ne bırakılan Süt Damlası Bakım Evi'nin başına geçen Safiye Ayla, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırmıştır. Süt Damlası'ndaki çalışmaları kadınları emzirmeye teşvik etme; yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler düzenlemeye odaklı idi. Safiye Ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi'ni kurdu. Londra, Viyana ve Bologna'da düzenlenen kongrelerde Himaye-i Etfal Cemiyeti'ni temsil etti. Mesleğinin zirvesinde iken Süt Damlası'ndan istifa etmek zorunda kaldı. Ocak 1928'de sadece muayenehane doktorluğu yapıyordu. Bu tarihte, İstanbul'da muayenehanesi olan hekimler arasındaki tek kadındı. Bu dönemde toplum, kadın doktora o kadar yabancıydı ki Malul Gaziler Büyük Ticaret Salnamesinde adı, "Safiye Ali Bey" olarak geçmektedir. Erken Cumhuriyet dönemindeki kadın hareketinin içinde yer alan Safiye Ali'nin 1928'de Bolonya'da toplanan Beynelmilel Kadın Doktorlar Konferansı'nda edindiği sosyal ve bilimsel izlenimleri Servet-i Fünun'da yayımlanmıştır.