Gündem
27 Oca 2012 13:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:17

GAZETECİLER NİYE İÇERDE HALA ANLAMIYORUM!

ABD Büyükelçisi, Türkiye gibi 1. sınıf demokrasi olma heveslisi bir ülkede aydın ve gazetecilerin cezaevinde olmasını anlayamadığını söyledi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Zaman Gazetesi’nin 25. yıldönümü töreninde, dışarıda basın özgürlüğü ile ilgili yapılan yorumların Türkiye’ye haksızlık olduğunu söylemişti. Başbakan’ın konuşmasından 2 saat önce, Türkiye’deki ilk günlerinde demokratikleşen bir ülkede gazetecilerin tutuklanmasını anlayamadığını söyleyen ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de aynı konuda sorulara muhatap oluyordu.

Gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluşan Ricciardone, düşünce özgürlüğü konusunun kendileri için ‘üzerinde çalışılan’ bir konu olduğunu söyledi. Türkiye’nin demokrasisini ileri götürme çabasından övgüyle söz eden Ricciardone, “Her ülke nefret konuşmaları ile düşünce özgürlüğü arasındaki dengeyi bulmak zorundadır. İnsanlar aptalca ve yanlış şeyleri söylemekte özgür olmalı ve bunların değerini kamuoyu belirlemeli. Hükümetleri eleştirmekte ya da hükümet aleyhine konuşmakta özgür olmalı” dedi.

Türkiye’ye geldiğinde “Anlamadım, anlayamadım” dediğini anımsatan Büyükelçi, “Bunu yine söylemeliyim” dedi. Türkiye’nin, 1. sınıf bir demokrasi olmaya heves eden bir ülke olduğunu, komşularını değil, AB’yi örnek aldığını vurgulayan ABD Büyükelçisi şöyle konuştu: “Çünkü en üsteki halkada olmak istiyorsunuz. Bu da hem hükümetin hem muhalefetin ortak politikasıdır. Eminim buna ulaşacaksınız. 82 Anayasası’nı bir kenara bırakıp boş bir sayfa açıyorsunuz çünkü özgürlükler ve bireysel hakların korunması konusunda daha fazlasını istiyorsunuz. Bu nedenle iyimserim. Fakat itiraf edeyim, anlamıyorum: Demokrasisi buraya kadar gelmiş, özgürlüklere değer veren ve demokrasiyi bu kadar bağrına basan insanların yaşadığı bir ülkede entelektüeller ve gazeteciler nasıl parmaklıkların arkasında olur? Açıkçası anlamıyorum. Biliyorum terörizm suçlamasıyla parmaklıkların arkasındalar. Bu açıklamayı da anlıyorum. Fakat hükümetinizin liderlerinin uzun tutukluluk dönemlerinden kaygılandığına dair açıklamaları var. Anlamaya çalışıyorum.”

Entelektüeller özgür olmalı
Teksas Valisi Perry’nin Türkiye ile ilgili sözlerini hatırlatılıp, “Aptalca şeyler söylenebilir sözlerinizle bunu mu kastediyorsunuz” sorusu yöneltilince Ricciardone, “İşte mükemmel bir örnek” yorumunu yaptı. 11 yıl sonra geldiği Türkiye’de demokrasi alanında ilerlemeyi gördüğüne dikkat çeken Büyükelçi, “Entelektüeller nasıl cezaevinde olur? Bomba atsalar, devlete karşı şiddeti destekleseler şaşkınlık duymam. Ancak insanlar eleştiri içeren, öfkeli bir şeyler söylediler diye parmaklıklar arkasına konmamalıdır” dedi.

Uludere olayıyla ilgimiz yok
ABD Elçisi’nin 34 kişinin PKK’lı diye öldürülmesiyle ilgili yorumu, “Uludere’de hedef seçimi konusunda hiçbir şey yapmadık. Biz PKK’ya karşı istihbarat desteği sağlıyoruz. Fakat hedef belirleme tamamiyle Türkiye’nin kendi kapasitesiyle yaptığı bir iştir. Başsağlığı diliyorum. Trajik bir hataydı, yaşanmamalıydı” oldu.

Geçmişin hayaletleriyle yüzleşin
Türklerin ve Ermenilerin 1915 olaylarıyla ilgili gerçekleri kabullenmesi arzusunu dile getiren Ricciardone, “İletişim gerek. İki taraftan tarihçileri bir araya getirmeliyiz” dedi. Türklerde geçmişte yaşananların ne anlama geldiğine karar verme konusunda büyük bir güven olduğunu, tarihin acılarının eğlence sektöründe bile ele alınmaya başlandığını (Muhteşem Yüzyıl dizisini kastederek) anlatan Elçi, Türkiye’nin büyük hedeflerine ulaşabilmek için geçmişin hayaletleriyle yüzleşmesi gerektiğini ifade etti.

Ricciardone, Malatya’daki NATO radarının operasyonel halde olduğunu belirterek, “Savunma amaçlı bir sistemdir. Füze sistemi değildir. Türkiye’de yaşayanların daha güvenli hissetmesini sağlamasını umuyoruz” dedi.

Deniz Zeyrek/Radikal