Röportaj
15 Eki 2011 14:50 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:54

GANİ MÜJDE KIZDIRACAK! MİZAH ERKEĞE ÖZGÜ KABA SABA BİR ŞEY!

Gani Müjde,"Merhaba" dizisinin cast'ını nasıl oluşturduğundan sit-com'ların durumuna kadar her konuda samimi açıklamalar yaptı.

Yeni yayın dönemine ‘Pis 7’li’ adını verdiği bir okul dizisi projesiyle ‘Merhaba’ demeye hazırlanan Gani Müjde, dizinin cast’ını nasıl oluşturduğundan sit-com’ların durumuna kadar her konuda samimi açıklamalar yaptı

Gani Müjde röportajının tamamı:

* Son dönem projeniz ‘Pis 7’li’den biraz bahseder misiniz?
‘Pis 7’li’ yaklaşık dört senedir çalıştığımız, adeta üzerine titrediğimiz bir proje. Bu çalışmayı Show TV’ye götürdüm ve onlar da uzun zamandır bu tarz bir gençlik dizisi istediklerini söylediler. Bu dizi, salt bir gençlik dizisi değil, kendisini genç hissedenlerin dizisi olacak. 

* Peki, konusu nasıl diye sorsam?
Varoş lisesinde bir yangın çıkar ve okul yanar. O öğretim yılı için İlçe Milli Eğitim Müdürü, öğrencileri çevredeki liselere yerleştirir ama herkese yer bulamaz ve birbiriyle çok yakın arkadaş olan yedi öğrenci açıkta kalır. Çocukları mahalledeki bir zengin kolejine gönderirler. Kolej idaresi ilk başta zengin çocuklarının arasına bu serserileri sokmak istemese de, bir şekilde okula girmeyi başarırlar ve ‘Pis 7’li’ olarak maceraları başlar.

* Dizinin cast’ına bakınca çok tanınmış oyuncuların yanında ismini bilmediğimiz oyuncuları da görüyoruz...
Okulun idare kadrosu için bu kadar tanınmış bir cast düşünmemiştim. Ama sonra baktım ki, gerçekten herkes rolüne çok yakışıyor. Okulun müdiresi için Ayşegül Aldinç’e gittim. Önce “Bana kötü kadın mı oynatacaksın?” dedi ama sonra senaryoyu okudu ve çok beğendi. Ardından Asuman Dabak’a gittim, o da komedi dışında bir şeyler oynamak istediğini söylüyordu; buradaki rolü biraz komedi biraz dram, teklifimi kabul etti. Müdür yardımcısı rolü Hasan Paşa için Bodrum’da gördüğüm Turan Özdemir’e gittim. Son olarak da Özge Özberk. Tarık Akan’ın oğlu Barış Akan’ın fotoğrafını görmüş ve “Bu kadar yakışıklı bir çocuğu neden fark etmemişler?” demiştim. Bunlar sürerken Cüneyt Arkın’ın oğlu aradı ve projeye girmek istediğini söyledi. Murat adında bir öğretmen cast’ımız vardı, onu da oraya aldık. Dolayısıyla şu anda bir Türkan Şoray’ın kızı eksik kaldı, onu da bekliyoruz (gülüyor). Bir dönem starlarının çocuklarıyla bambaşka bir deneme yapmaya çalışıyoruz. 

* Yeni dönemde dram dizileri kadar komedi dizilerinin sayısında da artış var. Komedi dizilerindeki artışın işinizi zorlaştıracağını düşünüyor musunuz?
Komedi yazarları olarak çok fazla değiliz, o yüzden bence henüz bir rekabet söz konusu değil. Çünkü çok az adamız, belki ileride olur ve buna da seviniriz. Şu sıralar televizyonda dramların etkisi sürüyor ama giderek yükselen bir komedi arayışı var, bunu görüyorum. Mesela dramlarda çok başarılı Kanal D’ye gittiğimde “İyi bir komedi dizisi istiyoruz” diyorlar. Çünkü reklamcı komediyi seviyor, komediyi tüketenin reklam farkındalığı daha fazla oluyor.

“Dizileri reklamcılar için yapıyoruz”
* Bu reytinglere yansıyor mu?
Reklamcılar ‘ağlak’ dizinin (ben böyle diyorum) dört reytingine, komedi dizisinin bir buçuk reytingini tercih ediyorlar. Çünkü orada hedef kitleye ulaşmış oluyorlar. Bir şey sunuyoruz ama insanlar bundan ne anlıyorlar, daha doğrusu biz bütün bu dizileri tüm televizyon dizilerini reklamcılar için yapıyoruz. Reklamcının reytingine göre yapıyoruz ve onlar da kitlelere ulaşmak, ürününü sattırmak istiyor.

* Kadınlar mizah konusunda kalem oynatmakta korkuyorlar mı?
Dünyada da komedi yazan ve oynayan kadın çok az. Mizah biraz erkeğe özgü, kaba saba bir şey sanki. Alay, hiciv, hakaret var. Bütün bunları yüzyıllar boyunca ezilmiş, itelenmiş, kakalanmış kadının üzerinden yaptığınızda tepki alıyorsunuz. Kadın bunları anlattığında da tepki alıyor. O yüzden de komedi erkeklerin üzerine kalıyor. Gülse Birsel dışında mizah yazan ve oynayan bir başka kadın var mı, hatırlamakta zorlanıyorum ama her köşe başı Cem Yılmaz dolu (gülüyoruz). Nereye gitsem Abdülcanbaz bıyıklı, kel kafalı bir adam görüyorum. 

*  Tükenmezkalem bünyesinde sadece komedi mi yazıyorsunuz?
En sonunda takma bir isimle dram yazacağım. Kendime Muazzez Tahsin Müjde gibi bir mahlas bulacağım ve yazacağım. Bir aile yaratacağım ve onların başına bir bölümde dünyada gelebilecek ne kadar büyük felaket varsa hepsi gelecek. İkinci bölümde ne yazarım bilmiyorum ama ilk bölümden sıkı reyting alırım. 
Bir grup izleyici var ki komedi izlerken “Ay ne bu böyle maymun maymun şeyler bir şeyler yapıyorlar” diyorlar. Komedi algıları daha çok “Ne bu şebelek şebelek adam çıktı” şeklinde. Dram izlerken öyle bir dertleri yok. Koy onları Ali Rıza Bey’in karşısına üç sene ağlasınlar.

“Ahmet Hakan gibi sert eleştirmem”
* Siz nelere gülüyorsunuz?
Ben kolay gülen bir adamım. Beni bir şey sansınlar diye gülmemek için kendimi kasmıyorum, doya doya gülüyorum. Kolay beğenirim, başkasının yaptığı hataları da kolay tolere ederim. Ahmet Hakan gibi sert eleştirmem (gülüyor).

* Ahmet Hakan’ı ‘Hababam Sınıfı’ dizisi için düşündüğünüz konuşuluyor...
Dizide imam hatipten atılma bir öğrenci karakteri olacak ben onun için söyledim. Yani o karakteri yazarken orada Ahmet Hakan’ı görüyorum dedim. Haylaz bir imam hatip öğrencisi, sadece kafamdaki bir düşünce, gerçekle ilgisi yok.

“Oğlum silah görünce odadan çıkıyor”
* Şu sıralar üzerinde çalıştığınız bir film projesi  var mı?
‘Ankara’nın Dikmeni’ adlı bir film projem var. Sinema projesi olarak da son derece keyifli bir film, bir ‘Mozart Türkiye’ hikayesini çarpıcı bir şekilde anlatacak. Burada söylüyorum ama bir yandan da birileri yapmaz inşallah diye de şerhini düşelim. Şu anda oynayan birkaç dizi benim sağda solda anlattığım projeler.

* Mizah yazarken tabularınız ya da sizin özellikle uyduğunuz kurallar var mı?
Ben de çocuklarımla birlikte televizyon izliyorum ve onların rahatsızlık duyabileceği şeyleri koymuyorum. Mesela oğlum ekranda silah görünce odadan çıkıyor. Eğer evde bir şey izlerken rahatsız oluyorsam, genel olarak bunu yapmamaya çalışıyorum.

“Çocukları tohumlama yöntemiyle yapıyoruz”
“Türkiye’deki insanların cinsel hayatı yoktur. Bizler çocukları tohumlama yöntemiyle yapıyoruz. Spermlerimizi kenara bırakıyoruz, kadınlar da onun üzerine yumurtalarını bırakıyorlar ve çocuk oluyor.”

Cinsel espri yapmıyoruz”
“Cinsellik tabularımız arasında yer alıyor. Baldızıyla sevişen aile fertlerini rahatlıkla seyredebiliyorlar ama biz cinsellikle ilgili espri yaptığımızda “Tüh rezil, utanmaz! Bu böyle mi olur?” eleştirilerine mazhar oluyoruz.”

Erdinç Yapan/Milliyet Cadde