Röportaj
12 Kas 2017 14:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 23:15

Ferdi Tayfur'un hayatı filmleri aratmadı: Ben “akil adam” değilim “cahil adam”ım!

Ünlü şarkıcı Ferdi Tayfur, Posta gazetesine verdiği röportajda zorlu yaşam sürecinin yanısıra sanata ve siyasete ilişkin görüşlerini anlattı.

Ferdi Tayfur, "Babam ben küçükken öldürüldü. Bunun hüznü ve ezikliği oldu hep içimde. Babam askerden geldiği gecenin ertesi günü gitti, bir daha gelmedi." diyerek 5,5 yaşında yaşadığı zorlu anları anlattı.

Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Ferdi Tayfur, AKP’li istifa eden belediye başkanları Kadir Topbaş ve Melih Gökçek’le ilgili “Kadir Topbaş, Melih Gökçek alınacak adam mıydı? Ne diyeyim ki...” dedi. AKP’yi “adam kayırmayla” suçlayan Ferdi Tayfur, “Sanatçının yakasında parti rozeti olmaz. Zaten şu süreçte bazıları ya korkuyor ya da yalakalık yapıyor. Çıkıp konuşsam konuşurum. Beni vursalar da fark etmez ama bir sülalem var” diye konuştu.

İşte o röportaj:

Uzun süredir ortalarda yoksunuz...

Yazları Marmaris’teyim. Artık kışın da orada oturmayı düşünüyorum. İstanbul çok sıkıcı geliyor. Çünkü sosyal hayatım yok benim. Bugüne kadar da olmadı zaten.

İçine kapanık biri misiniz?

Sanatını icra ettikten sonra evine giden, sade yaşayan bir adam oldum hep. Gece kulüplerine gitmem, çapkınlığım da yoktur. Şimdiki sanatçı kuşağı ortalarda cirit atıyor. Onların “Magazine haber olayım” diye gittiği yerlerin önünden geçmedim. Reklama da ihtiyacım olmadı.

Ferdi Tayfur’un hikayesi nedir?

Dramı sevmem ama dramatik bir hayatım oldu. 15 Kasım 1945’te Adana’da doğdum. Fakir ama şerefli bir ailenin evladı olarak... Tıpkı filmlerdeki gibi... Babam ben küçükken öldürüldü. Bunun hüznü ve ezikliği oldu hep içimde. Babam askerden geldiği gecenin ertesi günü gitti, bir daha gelmedi.

Yetim kaldığınızda kaç yaşındaydınız?

5,5 yaşındaydım. Her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Babamın sabah evden gidişini hatırlıyorum. Bir gece önce kucağındaki halimi... Allah rahmet eylesin. Babam Adana’nın güzel delikanlılarındandı. Derler ya, adam gibi adamdı.

BABAMI BİR AĞANIN ADAMLARI ÖLDÜRDÜ

Neden öldürüldü?


Bir ağanın adamları öldürdü. Bu nedenle ağalık sistemine karşıyım. Ben başkaları gibi tepeden inmedim. Arkamda acılar, yaşanmışlıklar var. Irgatlık da yaptım, hizmetçilik de... Gerekirse yine yaparım. Geldiğin yeri hiç unutmayacaksın kızım.

Sakıp Sabancı’nın yanında ırgatlık yapmışsınız...

Sakıp Bey’in Adana Ceyhan’daki Mısırlı Çiftliği’nde ırgatlık yaptım. Yıllar sonra Sakıp Bey ile konuştuk. Dedim ki, “Abi, ben sizin ekmeğinizi çok yedim. Eniştem sizin orada çiftçi başıydı. Ben de onun yanında çalıştım.” O da, “Mücadeleciymişsin” dedi. Neysem oyum. Sahnede nasılsam, kuliste de, evde de aynıydım. Bende şımarıklık yoktur. Bu arada ‘Arabesk müzik’ diyorlar. Türkiye’de herkes arabesk. Hayatlar arabesk. Üç beş aile sosyete. Onların da köküne bak, nereden gelmişler ki? Devlet onların babalarına inanmış atölye, fabrika kurdurmuş. İşin özeti: Arabesklik kanımızda var.

Neden artık müzik yapmıyorsunuz?

2010’da vücudum beynime pıhtı attı, emboli diyorlar ya ondan. Yüz felci de geçirince şarkı söyleme isteğim kaçtı. Felç nedeniyle ses yapımda değişiklikler oldu. Eski neşem kalmadı. Şarkı söylemek için kendini iyi hissetmen gerekir. Bunlar kalmayınca söz de müzik de bitiyor.

Necla Nazır’dan olan kızınız Tuğçe Tayfur’un albümünde düet yaptınız...

Şarkı söyleyebiliyorum ama eski haz, tad yok. Eski performans da yok. Zorlanıyorum. Olmuyor yani...

Kızınız şarkıcı olarak sizce nasıl?

Bir defa huy olarak iyi bir kız. Başta bana bu lazım. Usulünde okursa herkes şarkı söyleyebilir. Kızımın şarkıcılığına 10 üzerinden 8 veririm.

İBO KABADAYILARIN ARASINA GİRDİ BEN GİRMEDİM

Sizin kaderinizi İbrahim Tatlıses’e benzetiyorum. O kurşunla, siz de felç yüzünden tahttan düştünüz...


Ben böyle bir benzerlik görmüyorum. O kabadayıların arasına girdi, ben girmedim. Onun kavgacı arkadaşları vardı, benim yoktu. Dündar Kılıç benim arkadaşım, abimdi. Kürt İdris de abimdi. Ama her zaman o dünyayla mesafeli oldum. Benim başıma gelen ciddi bir hastalık. İbrahim’inki tamamen farklı...

Siz, Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay bir dönem müziğin dört kralıydınız. Aranızda kıskançlık olur muydu?

Bir döneme damga vuran isimlerdik ama hiçbirini hiçbir zaman kendime rakip görmedim. Çalışmaktan kıskanmaya vaktim kalmazdı ki.

Hangisinin sesini ve filmlerini seversiniz?

Hiçbirinin filmlerini beğenmem. Müslüm’ün sesini severdim.

İbrahim Tatlıses’in sesini beğenmez miydiniz?

O da çok güzel, kendine has bir ses. Halkın beğenmesi önemli. Benim albüm satış rekorlarımı kimse kıramadı.

Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses ile buluşur, sohbet eder misiniz?

Hayır, ne konuşacağım? Şimdi Orhan Abi ile yanyana gelsek ne konuşacağız? Dünya görüşümüz, sinema anlayışımız, kültürümüz farklı.

Müslüm Gürses’in de, Orhan Gencebay’ın da şarkılarını genç şarkıcılar söyledi. Size yok mu bu tür talepler?

Bunun kaçarı yok, çok istiyorlar. Ben pek oralı olmuyorum. Benim şarkılarımı her sanatçı okuyamaz, zordurlar. Batıya, Batı müziğine daha yakınlar.

Aradan otuz yıl geçti ama şarkılarınız hâlâ ezbere biliniyor...

Çünkü hep bugünü anlatmışım. “Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim” dedim. Şimdi millet İstanbul’u terk ediyor... Zamanında söylemişim işte...

Şimdiki şarkılar neden sizinkiler gibi güçlü duygular taşımıyor?

Artık bilgisayarda kayıt yapılıyor. Bin tane filtre, numara... Ne duygusu? Televizyonun zorlamaları, ne verirlerse onu alıyor millet.

HAYRANLARIMA HİÇ ASILMADIM, ONLAR BACIMDI

Hiç aldattınız mı?


1977’de star oldum. Halk o star apoletlerini omuzlarınıza koyunca kıpırdayamıyorsunuz. Hiçbir kadın hayranıma, kulisime gelen hiçbir kıza ne asıldım ne de göz koydum. Onları hep çocuğum, bacım gibi gördüm. “Bakın benim kulisime girdiniz resim çektirdiniz, çok iyi ettiniz. Ama başka kulislere tek başınıza girmeyin. Onlar bu kadar temiz olmayabilir. Benden size bir abi, baba nasihatı” derdim. Benim kitabımda ahlak dışı tavır yoktur. Aldatma da bu kapsama girer.

KEŞKE İLK EŞİMDEN KOPMASAYDIM

Var mı şu anda başınızda sevda yelleri?


Yoook, Allah korusun! 72 oldum. Bu yaştan sonra ne yapacağım aşkı meşki.

Birlikte yaşlanacak bir hayat arkadaşı var mı?

Taha’nın annesi Habibe Hanım var.

Onunla evlendiniz mi?

Yok ne evliliği. İlk evliliğim duruyor hâlâ.

Çok karışık...

Hiç de değil. “Ben evliyim” dedim bütün kadınlara. Ona rağmen tuttular beni, bırakmadılar.

İlk eşiniz Zeliha Hanım niye bırakmadı sizi?

Rahat... Niye bıraksın? Aylığını alıyor.

Necla Nazır varken de Habibe Hanım var mıydı?

Habibe 25 yıldır hayatımda. Necla Nazır’dan ayrıldığımda basına yansıtmadım.

Gönül işlerinde hiç ‘keşkeniz’ yok mudur?

Keşke ilk eşimden kopmasaydım. O kadıncağızı da kırdık, Necla’yı da kırdık. Ne yapayım, duygusal bir adamım, çabuk aşık olurum.

Bunlar basına yansıyan aşklarınız. Bilmediklerimiz de var mı?

Bilmedikleriniz yok. Öyle gizli işleri sevmem. Ne gördüyseniz odur.

Başınızdan bir de dolandırılma olayı geçti değil mi?

Evet, rahatsızlığım dönemine denk geldi. Benimle tanışmak için araya adamlar koydular. “Kardeş, abi” diyerek işi götürdüler. Tuzağa düştüm. İş kuracaktık sözde. 22 villam ve çok param gitti. Allah’a şükür hâlâ kimseye muhtaç değilim. Yaşayıp gidiyorum.

KENAN DA, KIVANÇ DA STAR DEĞİL

Büyük bir sinema aşkınız var. Nereden geliyor bu?


Aileden. Babam da sinema hayranıymış. Adımın Ferdi Tayfur olmasının nedeni de 1958’de vefat eden ünlü dublaj sanatçısıdır. Babam filmlerde sesini duyduğu Ferdi Tayfur’a hayranmış. ‘Laurel ve Hardy’nin seslendirmesine bayılırmış. Hatta bir abim zatürreeden ölmüş. Onun adı da Ferdi Tayfur’muş. Sonra babam aynı adı bana koymuş.

Bugünkü oyunculardan kimi beğeniyorsunuz? Kenan İmirzalıoğlu mu, Kıvanç Tatlıtuğ mu?

Kenan İmirzalıoğlu da, Kıvanç Tatlıtuğ da benim anlayışıma göre star değil. Star senaryo seçer. Kendine uymayan senaryoda para için oynamaz. Mesela ‘Karadayı’ dizisi. Ne olduğu belirsiz bir hikayeydi. Ama ikisi de yakışıklı çocuklar, iyi oyuncular. Fakat starlık başka bir iş.

SADECE TARKAN İSTİKRARLI

Genç şarkıcıları nasıl buluyorsunuz?


Tanımıyorum ki hiçbirini... Tarkan’ı biliyorum bir tek. İstikrarlı ve istidatlı bir çocuk. 1990’larda ‘Kıl Oldum Abi’yi çıkarmıştı. Çok da ses getirmişti. Benim ‘Emmoğlu’ da o dönemde çıkmıştı. İnan, Tarkan’dan başka bugünkü isimlerden kimseyi dinlemiyorum.

‘Yıldızlar da Kayar Durmaz Yerinde’yi 1983’te yapmıştınız. Bugün bakınca bu şarkıda kendinizi görebiliyor musunuz?

Görmem mi? Ama bazı yıldızlar kaymaz. Çoban Yıldızı, Kutup Yıldızı gibi... Tek şarkıyla şöhret olmadım ki... Dediğiniz gibi, şarkılarım bugün de dillerde...

NECLA'NIN NİKAH ISRARI BİZİ AYIRDI

O parlak dönemlerde beğenilen erkek miydiniz?


Çok yakışıklıydım, elimi tutan kadın öyle kalıyordu. Bir daha bırakmıyordu.

Aşk adamı mıydınız?

Yakışıklıydım. Eh, çok da para kazandım. Ama ne oldum delisi olmadım. Sevdim mi tam sevdim. Çapkınlık yapmadım, kimsenin günahına girmedim. Aşık olduğum kadınlarla birlikte oldum, aşkımı doyasıya yaşadım. Şöhret budalalığı hastalıktır. Ben zaten şöhret değildim, stardım. İkisi farklı şeyler.

Kadınların ilgisi şımartmadı mı?

Ne şımartması? Dışarıya çıkmıyordum ki... Rahatsız oluyordum ilgiden. Bazıları şöhret budalası olur, özellikle kalabalıkların arasına karışır. Bunu da alçakgönüllük ayağında ama esas olarak ilgi görmek için yapar. Ben işten eve, evden işe giderdim. Necla Nazır ile bir hayatım oldu mesela.

Ama evlenmediniz.

Benim bir evliliğim var biliyorsunuz, boşanmadım. Necla Nazır’ı sevdim, aşık oldum. Ama sonra koptuk.

Neden?

O nikah istiyordu. Ama ben ona nikah sözü vermemiştim ki hiç. Sorunlar bundan çıktı hep.

30 sene birlikte olduktan sonra mı çıktı nikâh krizi?

Nikah ısrarı nedir ya? Bunun krizi mi olur? Oldu, çıktı işte...

“Evlilik aşkı öldürüyor” diyenlerdensiniz yani?

Ne diyorum size, elimi tutan kadın bırakmazdı. Sessiz sedasız, kendi halinde biri. Önüme ne koyarlarsa yerim. Başkaları, “Bu pırasa, bu ıspanak nedir” der. Bende yoktur kapris. Bu adam bırakılır mı Allah’ınızı severseniz? Ne şiddet bilirim, ne kötü söz ne de azar. Bütün çabam karşımdakinin kalbini kırmamaya yöneliktir.

AKİL ADAM DEĞİLİM CAHİL ADAMIM

Sizce sanatçıların siyasi duruşu olmalı mı?


Sanatçının yakasında parti rozeti olmaz. Zaten şu süreçte bazıları ya korkuyor ya da yalakalık yapıyor. Çıkıp konuşsam konuşurum. Beni vursalar da fark etmez ama bir sülalem var. Kötülüğüm onlara olur. O bakımdan siyasete karışmamak lazım.

Gezi olayları sırasında oralara gittiniz mi hiç?

Gitmedim. Orada görünmek içimden gelmedi. Gaye neydi, onu da bilmiyorum. Anlayamadım açıkçası.

Cumhurbaşkanlığı resepsiyonlarına gidiyor musunuz?

Çağırdılar da gitmedim. Çünkü kalabalığı artık kaldıramıyorum. Gidenlere de saygım var, gitmeyenlere de...

Orhan Gencebay bir dönem ‘akil adam’ olmuştu. Teklif gelse siz de olur muydunuz?

Tabii ki olmazdım. Ben ‘akil adam’ değilim ki, ‘cahil adam’ım. O kadar okumuş insan var, o kadar kaleminden kan damlayan adamlar var. Ben neyim ki onların yanında? Gariban bir şarkıcıyım.

Siyasete girmeniz için hiç teklif gelmedi mi?

Çok geldi. Ama bana göre değil. Bir belediye başkanıyla yan yana geldiğimde, adam yanından gideyim diye bekliyor. Çünkü ben oradayken başkana kimse bakmıyor. Olay budur.

AK Parti’yi beğeniyor musunuz?

İlk geldikleri dönemde belediyelerde çok iyiydiler. Sonra akrabalar, kayırmalar başladı. Bir de görevden almalar var. Kadir Topbaş, Melih Gökçek alınacak adam mıydı? Ne diyeyim ki...

Siyasi duruşunuz nedir?

Ben sadece Atatürkçüyüm. Atatürk’ü severim. Dedi ya; “Efendiler, bakan olabilirsiniz, milletvekili olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız.” Ben gider gelir o tabelanın önünde dururdum. “Tamam” derdim, “Sanatçılık ayrıcalık isteyen bir iş. Benim de ayrıcalıklı olmam lazım...”

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin size büyük hayranlığı var...

Bir devlet adamının arabesk, fantezi müzik dinlemesi ve bunu açıkça söylemesi çok hoş.

Tanışır mısınız kendisiyle?

Tanışmaz olur muyum? Üç kez bir araya geldik, sohbet ettik. Çok kibar. Gelen kim olursa olsun ofisinin kapısından dışarı çıkmazmış. Ama beni asansör kapısına kadar uğurladı hep. Güzel bir adam.