Magazin
05 Kas 2011 10:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:58

EŞİMİ BEN DANS EDERKEN DOLDURMUŞLAR!

Eski sunucu ve 'Yok Böyle Dans'ın başarılı yarışmacılarından Özlem Yıldız, eşinin dolduruşa getirildiğini açıkladı.

90’lı yılların sonunda ’Çarkıfelek’in en güzel hosteslerinden biriydi... ’Sabah Şekeri’ programıyla bir döneme damga vurdu. 2005’te evlendi, anne oldu. 4 yıl aradan sonra ’Her Şey Dahil’ programıyla ekrana dönen Özlem Yıldız, şimdi de ’Yok Böyle Dans’ın çılgın pistinde ter döküyor...

- ’Yok Böyle Dans’a katılmaya nasıl karar verdin?
Aklımın ucundan geçebilecek bir şey değildi... Çünkü bu sezona kadın kuşağı formatında bir programla devam ederim diye düşünüyordum. Yazın iki ay Bodrum’da tatil yaptım. Hakan Peker ve nişanlısı Arzu geldi. Hakan’la sohbet ederken, yarışmadan bahsetti ve katılacağını söyledi. Ben jüri üyesi olacağını sandım, meğerse yarışacakmış! Sohbete dahil olan yakın arkadaşlarım ’Bu yarışmaya senin de girmen lazım’ dedi. Dans yeteneğim yok ve şu zamana kadar da hiç denediğim bir şey değil, dedim. ’Sen yaparsın’ diye direttiler. Daha sonra Hakan Peker’in nişanlısı Arzu, bu konuyu Acun Ilıcalı’ya açmış. O da ’Süper olur’ demiş. Ama eşimin de izninin olması gerekiyor. Acun, Sinan’ı daha önceden tanıdığı için direkt aramış. Sinan, ’Kendi aramızda bir konuşalım’ demiş. O akşam konuştuk. İstekli olduğumu eşime anlattım. O da ’Madem kendine güveniyorsun, yapabilirsin’ dedi.

- Çevrenden gelebilecek tepkilerden çekindin mi?
Yok, hayır. ’Yok Böyle Dans’ta ’Hadi ya, o da mı yarışıyor’ diyeceğiniz insanlar var. Mesela Aşkın Nur Yengi... Kariyerini tamamlamış bir sanatçı; evlenmiş, çocuk sahibi olmuş bir hanım. Ya da Cem Ceminay... Önemli olan farklı meslek gruplarından insanların yarışmaya renk katması.

DÜĞÜNLERDE UTANIRDIM

- Profesyonel olmasa da dansla aran nasıldı?
Kulüpte dans etmek... İstanbul’da kaç kişi kulüplere gidip de gerçekten dans eder ki? Herkes sağa sola sallanıyor. Türkiye’de kimse düzgün dans etmiyor. Düğünlerde de utanır- dım, birisi pistte çıksın da biz öyle oynayalım, derim. 15-20 kişi önünde utanan ben, 500 kişinin önünde dans ettim. Hiç inanamıyorum...


- Yarışamaya nasıl hazırlanıyorsun?
Haftanın şu günleri çalışacaksın diye bir şey söylenmiyor. Sen kendini ne kadar hazır hissedersen çalıştığından ne kadar tatmin olursan o kadar çalışıyorsun. Burcu Esmersoy benim çok yakın arkadaşım. Ondan çalışma şartlarının nasıl olduğu yönünden tüyolar alıyordum. İlk haftalar 2-3 saatle başlıyorsun, ama sonraki haftalar öyle bir hırslanıyorsun ki kendini daha iyiye götürmek adına artırıyorsun. Hayatım spor salonu, dans kıyafetleri ve ev oldu. Tayt, body ve dans ayakkabıları dışında başka bir şey giymiyorum! Bir tek evde pijamalarımı giyip yatıyorum. Haftasonları ise oğlum Demir’le ilgileniyorum.

- Dans ederken nasıl bir ruh hali içine giriyorsun?
Gündelik hayattaki stres ve sıkıntıları tamamen kenara bırakıp, kendinize ayırdığınız bir zaman dilimi... O anda sadece dans, müzik ve ritim düşünüyorsunuz. Hiç bilmediğiniz bir şeyi öğreniyor olmak da çok güzel... Bu, sadece yarışmayla kısıtlı kalmayacak. Hayatımın her alanında kullanabilirim. Artık gece kulüplerine gittiğim zaman sağa sola sallanmayacağım!

Biz faks okuyorduk simdi twitter var
- 2012’de bir TV programında izleyecek miyiz seni?
’Yok Böyle Dans’, sezonun tamamını kapsayacak bir proje değil. O bitince bir program yapmak istiyorum. İyi ki de ikisini birden yapmaya kalkışmamışım. Nefes alacak vaktim olmazdı.

- Bir döneme damga vurduğun ’Sabah Şekeri’ gibi bir program mı?
Sabah ve öğle kuşağı benim yaptığım işler. Ben gece programı hiç yapmadım. Sabah programı zaten yaparım ama ’sabah şekeri’ formatında programlar kalmadı. Seyirci daha farklı içerik arıyor. Okan Bayülgen, geçen ti’ye almıştı. Biz o zaman faks okuyorduk; şimdi twitter var. İçeriği daha dolu ve donanımlı bir sabah programı yapabilirim...

- Günümüzde yayınlanan sabah programlarını nasıl değerlendiriyorsun?
Bizim dönemimizde lay lay lom vardı. Şimdi acıklı insanların sorunlarını dile getirecek programlar daha fazla. Onlar da hayatın gerçekleri ama insanlar bundan biraz sıyrılmak istiyor.


- Ekrana 4 yıl ara verdin. Hiç unutulma kaygısı yaşadın mı?
Öyle olsaydı o kadar ara vermeyi göze almazdım. Aslında hiç dönmeyebilirdim. Hatta dönmemek kaydıyla mesleğimi bırakmıştım. Ama çok özledim... Sanki o kadar yıl ara vermemişim gibi. Bu da çok büyük bir şans. Sonuçta kimse kapısını bana açmayabilirdi. Unutulmamışım; bu, güzel bir şey! Demek ki beni sevmişler; bu da gurur verici!

Eşimi doldurmuşlar ama o beni destekledi
- Kendini ilk izlediğinde neler düşündün?
Hatalarımı gördüm. Koreografide hiç yanlış yok ama koreografiyi düşünürken surat mimiklerim, duruşum, kendime olan güvenim tam olarak sağlanamamış. Hem heyecanın getirmiş olduğu bir şey hem de kalabalık bir grubun içerisinde dans etmenin yansıması... Yüzümde rahat bir gülümseme yok. Hep bir korku, stres var.

- Kimleri rakip olarak görüyorsun?
Rakip demeyelim de, her hafta ’Nasıl bir şov yapacak’ diye merakla beklediğim kişiler var. Bunlardan biri Özge Ulusoy. Hem çok yakın arkadaşım ve çok güzel dans ediyor.

- ’Altın Kızlar’ meselesi nedir?
Helin Avşar, Özge Ulusoy ve ben. İkisi de eski arkadaşım. Kuliste odalarımız yan yana, makyajlarımızı da aynı kişi yapıyor. Rekabetin dışında birbirimize destek oluyoruz, eksiklerimizi söylüyoruz, birbirimizi motive ediyoruz.

- Eşin seni izlemeye geldi mi?
Provaların hiçbirine gelmemişti ama programa geldi. Bir yandan da onun stresi var! Erkek bir dansçıyla dans ediyorsun. Sinan kıskanç olmasa da etrafındaki insanlar biraz dolduruyor; ’Vay oğlum senin hanım nasıl dans ediyor?’ gibilerinden... Ama o beni destekledi. Dans bitti, Burcu Esmersoy’la göz göze geldim. Hemen onun arkasında Sinan oturuyordu. Suratına baktım. Parmağıyla okeyleyince rahat bir nefes aldım. Eğer kaşı havaya kalkmış olsaydı epey bir işim vardı!

Sinan’a mikrofon uzatıldığında dişleri uzuyor tırnakları çıkıyor

- 2005’te işadamı Sinan Serter’le nikah masasına oturdunuz. Evlilik nasıl gidiyor? Demir’e kardeş düşünüyor musunuz?
6 yıl oldu, güzel gidiyor. 2 yıl önce bir çocuk daha yapmayı düşünüyordum ama şimdi vazgeçtim. İlerleyen zamanlarda fikrim değişebilir.


- Ekrana döndüğün için mi vazgeçtin ikinci kez anne olmaktan?
Ekranda olmamın payı var ama asıl sebep ’Demir’i nasıl bir gelecek bekliyor’ diye düşünmem. Onun nasıl bir ülkede büyüyeceği, eğitimi, kariyeri... Artılar ve eksileri topladığım zaman eksiler çoğalmaya başlayınca, endişelerim arttı. Kendimin ve Demir’in gelecekle ilgili planlarını yaparken, ikinci çocuğu biraz geriye bıraktım.,

- Boşanacağınıza dair haberler çıktı...
Sinan bu tip konular hakkında konuşma taraftarı değil. Hiç hoşlanmıyor, bambaşka bir adam oluyor. Mikrofon uzatıldığında dişleri uzuyor ve tırnakları çıkıyor! Benim de konuşmamdan hoşlanmıyor. ’Evliliğimiz hakkında konuşulduğunda olumlu ya da olumsuz bir şey söyleme. Özelimizde kalsın’ diyor.

Akşam