Medya
15 Kas 2016 08:45 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:39

Ertuğrul Özkök: Sabah Genel Yayın Yönetmeni'ne çok kötü bir haberim var!

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak'a "çok kötü bir haberi olduğunu" öne sürdü.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak'a "çok kötü bir haberi olduğunu" öne sürdü.  "Mesela “Sumo prensi” olarak bilinen, Tokyo Nihon Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Etudo Shota, geleneksel “minder ismi” kullanmayı reddedip kendi gerçek adıyla güreşiyormuş. Ama asıl isyanı Ura Kazuki başlatmış. Sumocuların minderde giydikleri geleneksel siyah mayoyu atıp yerine pembe mayo giyiyormuş. Ve bu minder isyanı büyüyormuş" diyen Özkök, "Erdal Şafak çok iyi bir sumo uzmanı ve tutkunudur. O yüzden ona soruyorum. Ne dersin Erdal. Pembe mayo sumocuyu bozmaz mı" ifadesini kullandı.

Ertuğrul Özkök'ün "Yaşlı bir köpeğin son bakışı nasıldır" başlığıyla yayımlanan (15 Kasım 2016) yazısı şöyle:

İngilizce adı Walnut'tı...

Türkçe “Ceviz” anlamına geliyordu.

18 yıl boyunca kim bilir kaç kere bu plaja gelmiş, kumlarda koşmuş, denize doğru yürümüş, dalgalar ayağına vurduğunda hafifçe geri çekilmiş, sonra yine suya doğru hamle yapmıştı.

* * *

Bu defa durum farklıydı.

* * *

Plaja, her zamanki gibi arabanın kapısı açıldığında atlayıp koşarak değil, bir battaniyeye sarılı olarak sahibinin kucağında gelmişti.

* * *

Ayakları kuma değdiğinde üç-beş saniye ayakta durmaya çalıştı.

Yapamadı. Gövdesinin üzerine çöktü.

Walnut’ın ayakta duracak mecali yoktu.

* * *

Etrafında koşan onlarca köpeği zar zor fark etti.

* * *

Son defa denize baktı, sonra başını yavaşça kuma bıraktı.

Bu defa buradan evine gidemeyecekti.

* * *

18 yaşında bir İngiliz tazısıydı.

Sahibi Londra’ya yakın bir sahil kasabası olan Newquay’da yaşıyordu.

18 yıl boyunca onu hiç yanından ayırmamış, Londra’ya giderken bile hep yanına almıştı.

Bu yüzden kız arkadaşlarının şikâyetlerine katlanmak zorunda kalmıştı.

* * *

Walnut çok yaşlı ve çok hastaydı.

Çok acı çekiyordu ve veterinerler, bu acılarına son vermek için onu uyutmaktan başka çare görmemişlerdi.

* * *

Sahibi için dünyanın en zor kararıydı.

Ama Walnut yardımına yetişmişti.

Sahibi, “köpek bakışını”nın ne olduğunu bir kere daha anlamıştı.

“Tamam” diyordu Walnut...

“Buraya kadarmış... Hadi...”

* * *

Sahibi geçen hafta kararını verdi.

Ama bir karar daha verdi.

Sahilde, en sevdiği plajda, birlikte son bir yürüyüş daha yapacaklardı.

* * *

Sosyal medyadan köpek sahiplerine seslenerek onları da bu son yürüyüşe davet etti.

İngiltere’nin dört bir tarafından cevap geldi.

Bazısı uzaktaydı. Kendileri gelemedi ama en güzel “Güle güle Walnut” mesajlarını gönderdi.

Bazısı ise köpeği ile birlikte oradaydı. O hüzünlü veda törenine tam zamanında gelmişlerdi.

* * *

Geçen cumartesi işte o plajda 150’ye yakın insan, köpekleriyle toplandı.

Walnut patilerini son defa plajın kumlarına koydu. Kalan son mecali ve son köpek bakışı ile sahibine baktı.

Gözlerini kapattı.

Gitme vakti gelmişti...

Sahibi onu yeniden kucağına aldı... Battaniyesine sardı.

Kliniğe doğru yola çıktılar.

 

* * *

Sahibi, veda yürüyüşüne gelen ve gelmeyenlere bir mesaj attı. Walnut’ın acılarının dindiğini söyledi.

Bir de şunu söyledi:

“Benim kollarımda ve çok çabuk uyudu...”

* * *

NOT: Walnut’ın hikâyesini geçen pazar günü İngiliz Daily Telegraph gazetesinde okudum.

Sabah Genel Yayın Yönetmeni'ne çok kötü bir haberim var

Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’a bir sorum var:

“Pembe mayo sumocuyu bozar mı bozmaz mı...”

İkinci sorum da şu: “İnce ve fit sumocu olur mu...”

Niye soruyorum onu da anlatayım.

Sunday Times gazetesine göre Japonya’da sumo kültüründe radikal bir değişim yaşanıyormuş.

Yeni nesil sumocular bu güreş sanatının kesin kurallarını ve dini şifrelerini hızla terk ediyorlarmış.

Mesela “Sumo prensi” olarak bilinen, Tokyo Nihon Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Etudo Shota, geleneksel “minder ismi” kullanmayı reddedip kendi gerçek adıyla güreşiyormuş.

Ama asıl isyanı Ura Kazuki başlatmış.

Sumocuların minderde giydikleri geleneksel siyah mayoyu atıp yerine pembe mayo giyiyormuş.

Ve bu minder isyanı büyüyormuş.

Sumocuların evleninceye kadar cinsel ilişkide bulunmaları yasakmış ama yeni sumo nesli bu katı geleneği takmıyor, kızlarla geziyormuş. Kızların hoşuna gitmek için tabii daha ince ve fit görünmeye başlamışlar.

Şimdi diyeceksiniz bütün bunların Sabah gazetesinin genel yayın yönetmeniyle ne ilgisi var.

Var...

Çünkü Erdal Şafak çok iyi bir sumo uzmanı ve tutkunudur.

O yüzden ona soruyorum.

Ne dersin Erdal... Pembe mayo sumocuyu bozmaz mı...