Medya
10 Haz 2020 10:39 Son Güncelleme: 10 Haz 2020 11:43

Emin Çölaşan'dan Devlet Bahçeli'ye zehir zemberek mektup!

Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye açık bir mektupla seslendi. Çölaşan mektubunda çok sert ifadeler kullandı.

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye hitaben bir açık mektup yayınladı.

Çölaşan, Bahçeli’ye “AKP’nin resmi olmayan küçük ortağı”, “kurtarıcı meleği”, “stepne”, “baston” dediği mektubunda çok sert eleştirilerde bulundu.

Bahçeli’nin, AKP’ye verdiği destekteki aşırılığın ve orantısızlığın toplumda “İktidar, Devlet Bahçeli’nin mutlaka büyük bir açığını yakaladı. Gözü kapalı böylesine desteğin başka bir izahı olamaz” düşüncesine yol açtığını savunan Çölaşan, “Ölçüyü kaçırıyorsunuz” uyarısında bulundu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, “Biz Ayasofya'da çan sesi duymak istemiyoruz” sözünü de eleştiren Çölaşan, “Ayasofya'da en son çan sesi İstanbul'un fethedildiği 29 Mayıs 1453 günü duyulmuştu. Aradan yüz yıllar geçti beyefendi, yoksa siz gaipten gelen çan sesleri mi duymaya başladınız? Ne zaman, nerede duydunuz o sesleri, ya da size kim söyledi? Yoksa sizi birileri işletti mi?” dedi.

Çölaşan, Bahçeli’ye, “Saraya değil Türk Milletine ve kendi tabanınıza güvenin” çağrısı da yaptı.

Emin Çölaşan’ın Devlet Bahçeli’ye açık mektubu şöyle:

“Her genel başkan gibi sizi de elbette izliyoruz. Hükümetin resmî olmayan küçük ortağı ve aynı zamanda bastonusunuz, izlenmeniz çok normaldir.

Siyaset alanında yaptıklarınızla kendi partilileriniz dahil herkesi şaşırttığınızın acaba farkında mısınız?

Recep Bey'i de millet olarak elbette izliyoruz…

Ama o, sizin kadar ‘Şaşırtıcı' olmuyor…

Zira onun yolu belli.

Ya sizin yolunuz, acaba o da belli mi?

★★★

Göründüğünüz ya da görünmek istediğiniz gibi öyle sert, haşin ve asık suratlı biri değilsiniz.

Gerektiğinde kendi iç çevrenizde güler yüzlü olmayı, hatta espri yapmayı bile biliyormuşsunuz!

Ama gel gelelim şimdiki durumunuzu gördükçe, sizden ve AKP'den yana olmayan herkese en sert bir biçimde posta koyduğunuza, hatta bazen de hakaretler savurduğunuza tanık oldukça bizi şaşırtıyorsunuz.

Oysa siz böyle biri değildiniz beyefendi…

★★★

Yakın geçmişte gerek Recep Bey ve gerekse partisine ettiğiniz sert sözler ve suçlamalar bazıları tarafından unutulmuş olsa da, hepsi arşivlerde duruyor.

Örneğin miting meydanında ona kürsüden attığınız ip!

En amansız suçlamalarınız!

Ne oldu beyefendi, akıl, izan ve mantıktan nasıl oldu da böylesine uzaklaştınız?

Bir iktidar partisinin kurtarıcı meleği ve stepnesi olmayı içinize nasıl sindirdiniz?

★★★

Ortada bir iktidar var…

Ve o iktidarın sonuna kadar destekçisi olan bir parti, yani siz varsınız.

O iktidar şimdi Ayasofya'da namaz kıldırmanın peşine düştü. Aklına her estiğinde Kanal İstanbul gibi, İş Bankası gibi suni gündemler yaratıp toplumu germeye kalkıştıklarını artık görmeye başlayın lütfen.

Destek vermek!..

Eyvallah ama bu kadarı değil.

Dediniz ki ‘Biz Ayasofya'da çan sesi duymak istemiyoruz!..'

Ayasofya'da en son çan sesi İstanbul'un fethedildiği 29 Mayıs 1453 günü duyulmuştu.

Aradan yüz yıllar geçti beyefendi, yoksa siz gaipten gelen çan sesleri mi duymaya başladınız?

Ne zaman, nerede duydunuz o sesleri, ya da size kim söyledi?

Yoksa sizi birileri işletti mi?

Bu kadarını hiç sanmam ama yine de sorayım dedim.

★★★

Sayın Devlet Bahçeli…

Acaba arada sırada bazı anketler düzenleyip partinizin tabanına, yurtsever ülkücü kesimlere bazı sorular soruyor musunuz?

Hayır, sormuyorsunuz.

Sizin bu kayıtsız şartsız iktidar destekçiliğiniz ve iktidar partisine böylesine teslim olmuşluğunuz konusunda onların ne düşündüğünü öğrenmeye çalışıyor musunuz?

Sanırım yanıtınız olumsuz olacaktır zira parti tabanınızın büyük bir bölümü iktidarın peşine sizin gibi kayıtsız şartsız takılmış değil.

★★★

İşin ilginç yanı nedir bilir misiniz!..

Siz maşallah Recep Bey ve partisinden daha hızlı çıkmış durumdasınız.

Ne yaparsa yapsınlar artık onların dümen suyundan çıkamıyorsunuz. Çıkmanız mümkün görülmüyor.

Neden, niçin, nasıl oluyor bu iş?..

Toplumda yaygın bir kanı var…

Bazıları ‘İktidar, Devlet Bahçeli'nin mutlaka büyük bir açığını yakaladı! Gözü kapalı böylesine desteğin başka bir izahı olamaz' diyor…

Kesinlikle inanmadığımı belirtmek isterim!

★★★

Sayın Devlet Bey, ülke yönetiminde söz sahibi olan bir lidersiniz…

Ama lütfen iktidara bu kadar destek vermekten biraz olsun kaçınmaya çalışın…

Zira destek vereyim derken işin ölçüsünü biraz kaçırıyor, konuyu saptırıp ‘Ayasofya'da çan sesi duymak istemiyoruz' demeye bile başlıyorsunuz.

Yani Beyefendi, bu kadarını Recep Bey bile söylemedi, söyleyemedi.

★★★

Saray ve iktidarın aldığı kararlardan, yaptığı işlerden hiç değilse birkaçına, göstermelik bile olsa karşı çıkın, eleştirin.

Türkiye bunların döneminde yolsuzluklarla, yandaş zengin etmelerle gaddarca soyuluyor. Siz dahil her birimiz sömürülüyoruz.

Oysa geçmişte bunların yolsuzluklarını en iyi anlatan sizdiniz. Yoksa yanlış mı anımsıyorum beyefendi!

Ekonomi durdu, milyonlarca insanımız aç ve işsiz, sizden tık yok…

Bu yazdıklarıma inanmıyor olabilirsiniz.

Lütfen partinizin yurtsever ülkücü tabanına (ama özgür bir ortamda) sorunuz, onlar da size aynı şeyleri söyleyecektir.

Saraya falan değil Türk Milletine ve kendi tabanınıza güvenin. 

Bu mektupla yine canınızı sıktıysam kusura bakmayın.

Saygılarımla.

Vatandaş Emin.”