Kitap
04 Kas 2013 12:08 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:44

EKRANLARDAN EDEBİYAT DÜNYASINA! HANGİ TELEVİZYONCU ROMAN YAZDI?

Son olarak TVNET'te Müzik Terapi programını hazırlayıp sunan Aysun Saygı Köknar'ın 4 yıldır üzerinde çalıştığı ilk romanı okuyucularla buluştu.

Yaşama ve ölüme karşı hiç bitmeyen bir ilgi ve öğrenme arzusuyla dolu olan yazar Aysun  Saygı Köknar’ın romanı Beni Karınca Kadar Seviyorsan Alfa Yayınları’ndan çıktı.
Yaşanmış ve yaşanacak büyük aşklara adanan bir ilk roman özelliğini taşıyan kitap anlatımı ve kurgusuyla usta elinden çıkmış adeta. Yazarın farklı dili sizi kuşatırken duygu atmosferinde el feneriniz olacak bu roman.
 
Beni Karınca Kadar Seviyorsan/Aysun Saygı Köknar/Alfa Yayınları/Roman
Ölüm’ün yazdırdığı bir roman bu. Büyük bir yitimden söz ediyorum. Basit ifadeyle, ‘çok sevdiği annesi’nin ölümünden sonra yaşamının yarısını toprağa gömmüş bir kahraman var karşımızda. Ölümün yarattığı travma ve o travmadan kurtulmak çabası! Yazmak belki de bütün irini akıtmak için kâfi. Sepia bir hatırayla açılıyor perde, sonra yaşanıyor hayat tüm gerçekliğiyle. Yaşanan ölüm ve sonrası... Aysun Saygı Köknar’ın romanı ‘Beni Karınca Kadar Seviyorsan’ ölüm kadar ‘sevgi’nin ve ‘mutlu olmanın’ romanı.
Çağlayan Çevik-Hürriyet Keyif eki

ARKA KAPAK
Bir ay boyunca hiç güneş açmasa da, hak ettiğin zammı bir türlü kapamasan da, dostların doğum gününü unutmuş gitmiş duruma bak yavu, sabahları giyecek hiçbir şey bulamasan da, kırdığın potlardan buradan aya yol olsa, sesin duşta bile kargaları kıskandırsa, okunması gereken kitapların hiç biri okunmamış be kanka, teknolojiyle aran hâlâ nane limonsa, bazen en usturupsuz zamanda kahkahaların, vahhh ipini tutana, bu sabah burnunun ucunda bir sivilceyle günü aysan mesela, kainatı yutacak tükenmişlik sendromunun faturası senin elinde patlasa ya da dün gece sevgilinle aranda bir kez daha şutu çeksen-yesen gol olsa, kendini özel hissetmek için bir tek sebebin dahi yoksa,………DUR! Bir nefes al. Orada bir yerlerde seni hep seven hep seven hep hep seven bir ANNEN VAR!
YETMEZ Mİ?
Benim yoktu.

Kafamı kaldırıp kiremitlere çıkmak için kullanılan küçük camın tam kapanmayan aralığından sızan miss gibi temiz havayı kokladım. Gökyüzüne baktım. Mavi beyaz ve nazlı bulutlara. Kaybolduğum karanlığımda oturup uçsuz bucaksız ummanlara, çöllere, güneşe, aya, deli boran hayal kırıklıklarıma baktım. O gün mağrur bakışlı bir kartal gönül bağımı saran ayrık otlarını haber etti annem! Söküp atmaya çalıştıkça daha çok çoğaldığını.... Kararlı, sırnaşık ve arsızlığını anlattı… Kendi cumhuriyetini kurup berikine yaşama şansı tanımadan, biteviye çoğalan ayrık otlarımla tanıştım ilk kez. Gönlüme ektiğim gülümün, sümbülümün, çitlembiklerimin, neşeli ıtır çiçeklerimin dibini sarmış. Onları günden güne boğarken fesleğenlerin adını bile andırmazmış…
Kalk da gör halimi…