Medya
23 Mar 2012 08:08 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:28

"DEMEK SEN BENİM TANIMADIĞIM MÜSTEARIMSIN"

Ahmet Şık'la buluşma gecesine katılan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, orada bakın kimle tanıştı?

Ahmet Şık’la buluşma gecesi

“Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları”
adlı grubun en faal isimlerinden Elif Ilgaz aradı.

“Ahmet Şık’la buluşma gecesi düzenliyoruz. Gelir misiniz?” dedi.
“Gelirim” dedim.
Gittim.
Daha çok sosyalist solcuların buluştukları iddiasız ama sıcak bir mekânda buluştuk.
Ben “dar kapsamlı” bir buluşma olacak sanmıştım.
Bir de baktım ki:
Tam bir “Ahmet’in arkadaşları” buluşması...
İyi ki de gitmişim.

Hem epeydir görüşemediğim dostlarla buluştum, hem de “dönemin ruhu”nu temsil eden izlenimler edindim.

Tuttuğum notları iletiyorum:
* * *
-  Ahmet Şık’la herhangi bir tanışıklığım yoktu. İlk kez bu buluşmada karşılaştım. Eğilip bükülmeyen, hep dik çıkan biri olduğunu duyuyordum. Kısa görüşmemizde bu özellikleri hemen fark ediliyordu. Bir şey daha fark ettim: Artistik bir hareket olsun diye dik durmuyor Ahmet Şık. Yapısı öyle... Bu haliyle de çetin ceviz...

-  Bir de şunlar var: Ahmet Şık sitemkâr biri değil. Daha çok bilenmiş bir hali var. Bazı insanların minnettar kalmaktan ödü kopar... Ahmet Şık’ta da öyle bir hal var.

-  Biz hep Nedim ile Ahmet’ten söz ediyorduk. Oysa iki isim daha vardı tahliye olan... Onlardan biri de Sait Çakır’dı... Onunla da tanıştım. Yüksek lisans öğrencisiymiş. Sakin, sessiz, iddiasız biri... “Benim imzamla çıkan yazıları sizin yazdığınız iddia edildi” dedi bana... Ben de buna “Demek sen benim tanımadığım müstearımsın” diye karşılık verdim.

-  Köşe yazarlarının, meşhur gazetecilerin bir ağırlığı yoktu ortamda... Aslı Aydıntaşbaş oradaydı, Nuray Mert oradaydı, Özgür Mumcu oradaydı, Tuğrul Eryılmaz oradaydı, Ertuğrul Mavioğlu oradaydı... Ancak daha çok Ahmet Şık’ın muhabir, editör arkadaşları doldurmuştu salonu. 

-  Bir baktım: Eşber Yağmurdereli de orada... Eşber Abi yani... Hepimizin Eşber Abi’si... Uzun zamandır görüşemiyorduk. Anlattı da anlattı: Çankırı Cezaevi anılarından girdi, Yalçın Küçük anekdotlarından çıktı. En kısa zamanda yeniden buluşmak üzere sözleştik.

-  Bir gözlemim var: Yıllardır devletin resmi ideolojisiyle mücadele etmiş çeşitli kademelerden gazeteciler, belki de ilk kez aynı duyguyla bir araya gelmişlerdi. Görüşler farklıydı, kökenler farklıydı, gelinen yerler farklıydı ama hepsini Ahmet Şık’a yapılan haksızlıklar birleştirmişti. Son dönemde artan haksızlıkların bu tür birleşmelere yol açtığını, bunun dönemin ruhunu temsil ettiğini de söylemeliyim.