Gündem
31 Mayıs 2023 18:49 Son Güncelleme: 31 Mayıs 2023 18:52

DASK sigortasında dikkat çeken detay!

6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde çok büyük yıkıma neden olurken tüm Türkiye'yi de yasa boğdu. 11 ilde büyük acılar yaşanırken ülke genelinde deprem korkusu, kaygısı bir kez daha çok yoğun biçimde gündeme geldi. Bu kaygının sonuçlarından biri de vatandaşın deprem sigortasına yönelmesi şeklinde oratya çıktı. Sigorta acentesi sahibi Fatih Şimşek, depremin unutulduğunu ve DASK'a talebin yeniden azaldığını dile getirdi.

Aksaraylı sigorta acentesi sahibi Fatih Şimşek, "6 Şubat tarihinde ülkemizin yaşamış olduğu deprem felaketinden sonra her işimizde toplum olarak olduğu gibi kısa bir süre çok yoğun bir şekilde deprem ve konut sigortası, iş yeri sigortası talepleri oldu lakin bu bir ay kadar sürdü. Yoğun bir şekilde bu taleplere cevap verdik ama şu an yine unutulmuş durumda. İnsanların deprem sigortasına talepleri azalmış, özellikle tapu satışlarında ve abonelik yaptırılırken daha çok ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Kahramanmaraş merkezli büyük depremler sonrasındaki bir aylık süreçte Aksaray'da DASK sigortasına yoğun ilgi olduğunu söyleyen sigorta acentesi sahibi Fatih Şimşek, sigorta ve kasko fiyatlarında yaşanan artıştan dolayı vatandaşın artık sahip olduğu mülk ya da malı zorunlu olmadıkça sigortalatmadığına dikkat çekti. Şimşek, şunları söyledi:

"DOĞRU YAPILMASINDAN ZİYADE EN UCUZ POLİÇE TALEP EDİLİYOR"

Fatih Şimşek şunları söyledi:

"21 yıldır Aksaray’da sigorta acenteciliği faaliyeti yürütmekteyim. Mevcutta 24 sigorta acentesi ile birlikte faaliyetlerimizi yürütüyoruz. 6 Şubat tarihinde ülkemizin yaşamış olduğu deprem felaketinden sonra her işimizde toplum olarak olduğu gibi kısa bir süre çok yoğun bir şekilde deprem ve konut sigortası, iş yeri sigortası talepleri oldu lakin bu bir ay kadar sürdü. Yoğun bir şekilde bu taleplere cevap verdik ama şu an yine unutulmuş durumda. İnsanların deprem sigortasına talepleri azalmış, özellikle tapu satışlarında ve abonelik yaptırılırken daha çok ihtiyaç duyuluyor. Doğru poliçe yapılmasından ziyade en ucuz poliçe yapılması talep ediliyor. Evin gerçek bilgileri ile değil de rakam odaklı yapılıyor. Şu an Aksaray’da deprem sigortası oranı çok az.

"TRAFİK SİGORTASI VE KASKODA FİYATLAR OLDUKÇA YÜKSELDİ"

Trafik sigortası ve kasko anlamında geçmiş yıllara nazaran fiyatlar oldukça yükseldi. İnsanların buna geçen sene itibarıyla bir alışma süreci vardı, ciddi oranda sigorta yaptırmama artmıştı. Şu an yeni yeni insanlar sigorta yaptırıyor. Rakamlar elbette yüksek geliyor ama olaya doğru psikoloji ile bakmak daha faydalı diye düşünüyorum. Sizin 300 bin liralık aracınız 1 milyon 500 bin olmuşken 3 bin liralık yaptırdığınız kaskonun da 15 bin olması kadar doğal bir süreç olamaz çünkü malınız değerleniyor ve teminat altına almak istediğiniz ürün de değerlenecek. Sigorta şirketleri bu meblağları almadan hasar yönetimini yapamaz. O yüzden 'poliçeler yükseldi' algısı bence çok yanlış, ürünlerin bedeli çok yükseldi. Standart ortalama bir aracın ön camı 15-20 bin TL’den başlıyor. Sizce sadece cam hasarına 20 bin TL ödediğimiz bir poliçe 10 bin TL’ye pahalı mı? Araçların fiyatları inanılmaz derecede yükseldi, asgari ücret yükseldi. Sigorta şirketleri bedeni hasarlarda asgari ücret üzerinden hesaplama yapar. Kaza 2015 yılında olmuştur ama mahkeme süreci devam ederken 2023 yılında sonuçlanır. 2015 yılındaki asgari ücretten değil 2023 yılındaki asgari ücret üzerinden bedeni hasar hesaplaması yapılır. Hasar maliyetlerinin yükselmesi, bedeni hasar maliyetlerinin yükseltilmesi, değer kaybı teminatlarının, poliçelerin trafik sigortalarına eklenmesi bunların hepsi yükselişe birer etken.

"TRAFİK SİGORTASI KESECEK ŞİRKET BULAMIYORUM"

21 senedir sigorta acenteliği yapmasına rağmen trafik sigortası kesecek şirket bulamadığını belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şirketler bu rakamlara kesmek istemiyorlar çünkü öngöremiyorlar. Bu araç bugün 1 milyon 500 bin, 6 ay sonra o aracın ne olacağını kimse bilemiyor. Böyle bir sektör yok. Zaten ben poliçeyi yapıp riski satın alırken bugünkü bedeli üzerinden tahsil ediyorum. Aracınız 1 milyon, o kadar risk alıyorum. 1 milyonda 10 bin TL kasko yaparım. Dokuz ay sonra araç kaza yapıyor ve pert işlem uygulanıyor. Bir bakıyoruz araç 2 milyon 500 bin TL olmuş. Ben sigorta şirketi olarak 2 milyon 500 bin TL ödemek zorundayım ama ben 1 milyon üzerinden bu riski satın aldım. Çok zorlu bir süreç, vatandaşın bu zorlu süreçte enflasyonist ortamda çok acil bir şekilde riskinin tamamını satması lazım. Poliçelerini doğru ve sağlıklı bir şekilde düzenli olarak yaptırabilmeleri lazım. Çünkü oluşabilecek ufak bir hasarda bile 20-30 bin TL çok ucuz kaldı, çok ciddi hasarlar çıkıyor. Bu artarak devam edecek.

"İLİMİZDE YÜZDE 25 CİVARINDA SİGORTASIZ ARAÇ DOLAŞIYOR TRAFİKTE"

Trafik sigortasında ilimizde yüzde 25 civarında sigortasız araç dolaşıyor trafikte. Ben bunlara canlı bomba diyorum çünkü hepimiz bu araçlarla trafik kazasına karışabiliriz. Karşı tarafın sigortası yok ise kusurluysa ben mahkeme köşelerinde sürünmek zorundayım hasarımı alabilmek için. Sigortası olsa sigortasından alabileceğim ama sigortası olmadığı için mecburen dava yoluna gideceğim ve maalesef trafik kazaları davaları 3 yıl sürmekte. Benim bugün hasarım 10 bin TL, üç yıl sonra alacağım 10 bin TL benim hasarımın o günkü değerini karşılamayacak. O yüzden sigortaya önem verilip yapılmasını tavsiye ediyorum. Geleceğimizi satın alabileceğimiz hayat sigortası, bireysel emeklilik sigortası gibi sigortalara da çok cüzi ilimizdeki talep, ülkemizde de ona keza bu durumda."

"KOBİ'LERDE SİGORTALI ORANI ÇOK DÜŞÜK"

Türkiye'de sigortalılık oranının Avrupa'ya göre kat kat daha düşük olduğunu da söyleyen Şimşek, "Ticari faaliyet gösteren organize sanayideki fabrikalarda sigortalılık oranı çok yüksek. Çünkü onlar sigortaya masraf olarak bakmıyor, kazanımlarını kaybetmemek için sigorta yaptırıyor. Bir fabrika düşünün 200 kişinin çalıştığı, günlük yoğun bir şekilde üretim devam ettiği için bir gün bile üretimsiz kalmak, üretime devam edememek çok ciddi bir maliyet getireceği için organize sanayi bölgesindeki fabrikalarda sigortalılık oranı ve sigortaya talep yüksek seviyede" dedi. Şimşek, şöyle devam etti:

“Daha ticari düşünüldüğü için KOBİ’ler düşük seviyede. İnsanlar genelde başlarına bir iş geldiğinde bu talepte bulunuyor. Size bazı örnekler vereyim; mesela sağlık sigortası hastalanmadan önce yapılması gereken bir sigorta çeşididir. Lakin bizim insanımız hastalıktan sonra gelip yaptırma talebi içerisine giriyor. Bunu sigorta ödemeyecek zaten çünkü sizin daha önce tanı koyulmuş bir teşhisiniz, rahatsızlığınız var. Aynı KOBİ'lerde de sigortalı oranı çok düşük maalesef."

"SİGORTA ZORUNLU OLMADIKÇA ASLINDA PEK FAZLA YAPTIRMAK İSTENMİYOR"

10 senedir sigortacılık yaptığını söyleyen Ömer Düzel ise, depremin ardından DASK sigortasında ciddi bir artış olduğunu ancak şu an depremin etkilerinin azalmasından kaynaklı olarak sigorta talebinin azaldığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Kasko, arabaya nazaran çok yüksek değil. Arabalar üçe dörde katlarken kasko katlamadı o kadar. Zorunlu olan sigortalar mecbur yaptırılıyor ama kasko isteğe bağlı. Zorunlu olmadıkça yaptırmıyorlar. Şahsi giderlerimiz ister istemez arttı. Gelir gidere göre çok da fazla etkilemedi. Bu işe başladığımdan beri sigortayı zorunlu olmadıkça aslında pek fazla yaptırmak istemiyor insanlar. Çok azınlıkta bir kesim var onlar sigortanın her türlü durumunu değerlendirerek yaptırıyorlar."