Polemik & Kulis
11 Tem 2017 12:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:59

Cumhuriyet yazarından Ahmet Hakan'a 'gazeteci-aktivist' tepkisi: Hadi canım sen de!..

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı ve önceki gün sona eren Adalet Yürüyüşü ile “Gazeteci” mi “Aktivist” mi tartışması gündeme gelmişti.

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, konuya ilişkin şunları yazmıştı:

- Gazeteci yürüyüşü izler, aktivist yürüyüşe katılır.

- Gazeteci mesafelidir, aktivist mesafesiz.

- Gazeteci soru sorar, aktivist slogan atar.

- Gazeteci toplanan kalabalığı yazar, aktivist kalabalık toplamaya çalışır.

- Gazeteci olumsuzu da görür, aktivist sadece olumluyu görür.

- Gazeteci formasızdır, aktivist üzerinde ‘adalet’ yazan tişört giyer.

- Gazeteci soğukkanlıdır, aktivist heyecanlı...

ALİ SİRMEN’DEN YANIT

Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen’den Ahmet Hakan’ın yazısına yanıt geldi.

Ali Sirmen, “Aktivist mi, gazeteci mi?” başlıklı yazısında “Yürüyüşe, başka bazı değerli gazeteci arkadaşlarım gibi ben de hem bir vatandaş hem de gazeteci sıfatıyla katıldım” dedi.

“On üçüncü gününde, Düzce’nin Kayaşlı ilçesinden katıldığım yürüyüşte üzerimde yine kendisi gibi Cumhuriyet çalışanı 11 arkadaşıyla demir parmaklıklar ardında adalet arayışı içindeki arkadaşım Kadri Gürsel’in resmi olan tişört vardı. Ayrıca, ‘adalet’ yazılı bir pankart da taşıyordum” diyen Ali Sirmen yazısını şöyle sürdürdü: 

“Bu durumda, tarafsızlığını yitirdiğinden yakındığım yargı gibi ben de tarafsızlığını yitirmiş, soğukkanlılıktan uzak bir aktivist mi olmuştum?

Ahmet Hakan’ın yazısını okurken, içim burkularak şunu da sormadan edemedim:

- Allah aşkına bu yazı Türkiye’den başka bir diyarda bir ütopya ülkesinde mi yazılmıştı?

Öküzün altında buzağı arar gibi, her haberin altında casusluk arayan, gazetecinin salt gazeteciliğinden dolayı, casus, terörist sayıldığı bir ülkede, herhangi bir parti etiketinin arkasında saf tutmadan, gazetecilik yapma özgürlüğünü savunan ve üzerindeki tişörtle gazeteciliği yüzünden casus ve terörist olmakla suçlanan birinin trajedisini yansıtan ben ve benim gibiler gazetecilik niteliğimizi kaybediyorduk da, malum uçağın müdavimliğinin bedelini ısmarlama haber ve yorumla ödeyenler, ‘gazeteci!’ soğukkanlılığı ve tarafsızlığını koruyorlardı öyle mi?

- Hadi canım sen de!..”

“KIRMIZI BASIN KARTLARI’ İCAT EDERLERSE ŞAŞIRMAYIN!”

Ali Sirmen “Görevi, bir olayı soğukkanlı ve tarafsız, önyargısız, suçlamadan, yaftalamadan, yargılamadan yansıtmak olan gazeteci, bu yükümlülükleri yüzünden, adalete ve zulme karşı eşit uzaklıkta duran, ‘aman tarafsızlığıma toz konmasın!’ diye demokrasi ile dikta karşısında bitaraf olan garip bir yaratık olmak zorunda mıdır?” sorusunu yönelterek şöyle devam etti:

“Bu sorulara ‘evet’ yanıtını verip de zulme ve adalete karşı eşit uzaklıkta olmayıp, adaleti arayan ve adaletten yana tavır koyanı aktivist olarak niteleyenler bilmelidirler ki, hak ve özgürlüğünü elde etmek için illa ki aktivistliğin şart haline getirildiği toplumlarda, bu durumun sorumluları, adalet ve özgürlük istemlerini yansıtan tişört giyerek, pankart taşıyarak yürüyen gazeteciler değil, onlara bu yol dışında başka hiçbir imkân bırakmayanlardır.

Ama bu konumda olanlar, ortadaki çarpıklığı gidermek yerine, ‘sarı gazeteci’ olmayanları aktivistlikle damgalayıp, sarı basın kartlarını iptal ederek, onları aktivist gazeteci yaftasıyla yaftalayacak ‘kırmızı basın kartları’ icat ederlerse şaşırmayın!

Burası Türkiye abicim...

Burada olmaz olmaz, pireler filleri yutar da kimsenin kılı kıpırdamaz.

Eee, ne de olsa aktivist değil, tarafsız gazetecileriz.”