Gündem
29 Kas 2019 13:30 Son Güncelleme: 29 Kas 2019 13:34

Cumhuriyet davasında 'duruşma tekrarlansın' talebi

İlk derece mahkemesi, Kadri Gürsel'in beraatine karar vererek, diğer sanıklar yönünden Yargıtay'ın bozma kararına direnmişti.

Cumhuriyet davası sanıklarından Bülent Utku, avukatları aracılığıyla, Yargıtay'ın bozma kararı sonrası yapılan yeniden yargılamada; İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinin reddi talebinin, heyet tarafından reddedilmesine itiraz etti. İtirazda, reddedilen heyetin usule uygun davranmadığı ve duruşmanın tekrarlanması gerektiği belirtildi.

Cumhuriyet davasında Yargıtay'ın verdiği bozma kararının ardından İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılama yapıldı. İlk derece mahkemesi Kadri Gürsel'in beraatine karar vererek, diğer sanıklar yönünden Yargıtay'ın bozma kararına direndi.

Yeniden yargılamada, Yargıtay'ın bozma ilamının okunmasından sonra mahkeme heyeti, sadece sanıklara son sözlerinin sorulacağını, sanık avukatlarına ise söz verilmeyeceğini söylemişti. Karara itiraz edilirken, bozmaya uyup uymama konusunda bir karar verildikten sonra son sözlerin alınması gerektiği belirtilmişti.

Duruşmada, heyetin bu kararının ihsası rey anlamına geldiğini kaydeden sanık Bülent Utku'nun avukatı, heyet üyelerini reddetmişti. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri ise heyetin tamamının reddinin açıkça duruşmayı uzatma amacı taşıdığını ileri sürerek talebi oy birliğiyle reddetmişti.

"Mahkemenin ön yargısının açıklanması"
Talebin reddedilmesine ilişkin Utku ve avukatlarının yaptığı itirazda, Yargıtayın esasa yönelik bozma kararı hakkında karar vermeden son sözlerin alınması hakkında, "mahkemenin tamamen taraflı olduğunun ve mahkumiyette direnme kararı verme konusundaki düşüncesinin/ön yargısının açıklanmasıdır." tespiti yapıldı. Ayrıca henüz bozmaya uyma veya direnme kararının verilmediği aşamada yani usuli işlemlerin yapıldığı sırada duruşmayı uzatma çabasından söz edilemeyeceği kaydedildi.

İtirazda, heyetin reddedilmesi talebinin reddi hakkında 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz yolunun açık olduğu ve ret kararının kesinleşmediği belirtildi. Hâkimin reddinin kesinleşmediği durumda, gecikmesinde sakınca bulunan haller dışında yargılamaya devam edilemeyeceği belirtildi.

"Adil yargılanma hakkının ihlali"
İtirazda ayrıca "“Yargılamaya Katılamayacak Hâkim"ler sayıldı. 27. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ersin Öztürk'ün soruşturma sırasında verdiği kararlar nedeniyle kovuşturma sırasında görev yapmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geleceği belirtildi. Öztürk'ün soruşturma sırasında verdiği kararlar şu şekilde:

"Bülent Utku dahil olmak üzere tutuklu tüm şüpheliler hakkında hazırlık aşamasında tutukluluğun devamına karar vermiştir

"Hâkim Ersin Öztürk'ün verdiği karar, iki sayfadan ibaret olup bir tutukluluk incelemesi değil, adeta mahkumiyet hükmünün yazılmasından ibarettir. Karar, iddia edilenlerin gerçekleşmiş olduğunu kabul edilen bir ön yargı ve üslupla yazılmıştır.

"Yine Hâkim Ersin Öztürk tarafından İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi sıfatıyla, bu kez sanıklardan Akın Atalay hakkında tutukluluğun devamı şeklinde verilen karara yapılan itirazın reddine karar verilmiştir 

"Hâkim Ersin Öztürk, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin  kararı ile dosyadaki bir kısım tutukluların iletişimlerinin (HTS) tespitine hiç bir gerekçe göstermeden tamamen savcılık istemine uygun olarak karar vermiştir 

"Yine Hâkim Ersin Öztürk, İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile müvekkilimiz Bülent Utku’nun istemi hakkında İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi olarak karar vermiştir. Verilen kararda, açık yasaya aykırılığın hemen göze çarpması önemli bir özelliktir. Müvekkilimiz tutuklu olduğu sırada ve hazırlık aşamasında dosyaya rapor sunan bilirkişilerin gerekirse reddi hakkını kullanabilmek için isimlerinin verilmesini istemiştir. O zaman İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi olan Ersin Öztürk tarafından bu istem  açık hükme rağmen reddedilmiştir."

"Yasaya, hukuka, anayasa ve AİHS'e aykırı"
Bu kapsamda hâkim Ersin Öztürk'ün "yargılamaya katılamayacak hâkim” niteliğinin gözardı edilerek kısmen bozma kısmen direnme kararı vermesinin; yasaya, hukuka, anayasa ve AİHS, adil yargılanma hakkına aykırı olduğu kaydedildi.

İtirazda sayılan bu sebeplerle, heyetin reddi talebinin geri çevrilmesi kararının kaldırılarak, talebin kabul edilmesi ve ret isteminden sonra yapılan işlemler için duruşmanın yenilenmesi istendi.