Gündem
01 Mar 2021 19:48 Son Güncelleme: 01 Mar 2021 21:10

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş açıklamalar! Yasaklar kalkıyor mu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kademeli normalleşmenin ele alındığı Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.

İşte kalkan kısıtlamalar;

Hafta sonu kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırılırken yüksek ve çok yüksek riskli illerde pazar günü devam edecek. Akşam 21 ile sabah 5 arası kısıtlama sürecek.
Türkiye genelindeki ilkokullarda 8. ve 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacak.
Düşük ve orta riskli illerde diğer kademelerde de eğitime başlanacak. Yüksek ve çok riskli illerde sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.
Çok yüksek riskli iller dışında kafe restoranlar sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile sürdürecek.
Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale dönecek.
65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımız ile ilgili düzenleme düşük ve orta illerimizde kaldırıldı.
Halı saha ve havuz düşük riskli illerde gibi yerler sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyetini sürdürecek.

DÜŞÜK RİSKLİ İLLER (MAVİ)
Uşak, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Bitlis, Van, Bingöl, Muş, Ağrı, Iğdır.

ORTA RİSKLİ İLLER (SARI)
Bursa, Manisa, Aydın, Denizli, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Ankara, Çankırı, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars

YÜKSEK RİSKLİ İLLER (TURUNCU)
İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Muğla, Antalya, Bilecik, Kütahya, Düzce, Bolu, Zonguldak, Kırıkkale, Karaman, Mersin, Niğde, Kayseri, Kilis, Artvin, Ardahan.

ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLER (KIRMIZI)
Edirne, Balıkesir, Burdur, Sakarya, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Konya, Aksaray, Osmaniye, Adıyaman.


Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

"Dün, siyasi tarihimizin en karanlık dönemlerinden birinin sembolü olan 28 Şubat'ın yıldönümünü geride bıraktık. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milletin iradesini hedef alan bir darbe girişimidir. Sandıkla iktidara gelmiş hükümet, bir kısım medyanın, sermayenin içinde yer aldığı kirli senaryolarla istifaya zorlanmıştır. Sermayenin renklere bölünmesi, esnafından holdingine bu ülke için üreten şirketlerin ötekileştirmesi ekonomimizde derin yaralar açmıştır. Milletimizin milyarlarca parası bankalar vasıtasıyla dolandırılmıştır. Anayasal suç işleyenlerle ilgili hiçbir işlem yapılmamıştır. Binlerce on binlerce insanımız sırf inançlarından, fikirlerinden dolayı hukuksuzluğa maruz kalmıştır. Hemen her alanda toplumumuz ağır bir kuşatmayla karşı karşıya kalmıştır. Dereceyle çıktığı sahneden ağzı kapatılarak susturulan genç kızlar, kimliğindeki fotoğraf nedeniyle kanser tedavisi göremeyen nineler, 28 Şubat'ta garabet görenlerden birkaçıdır.

"MİLLETİMİZ 28 ŞUBAT ZİHNİYETİNİ SANDIĞA GÖMDÜ"
Ne milletimiz, ne de üniversite kapılarında gözyaşı döken evlatlarımız, bu kirli zihniyetin yaptıklarını asla affetmeyecektir. Attıkları manşetlerle, köşelerinde yazdıkları iğrenç yazılarla darbe şakşakçılığı yapanlar, alınlarındaki o kara lekeyi asla silemeyecektir. Milletimiz o derin ferasetiyle daha 5. yılını doldurmadan, 28 Şubat zihniyetini sandığa gömmüştür. 15 Temmuz gecesi yaşananlar ise milletimizi istiklal ve istikbalini koruma kararlılığı yazılan destan ile göstermiştir. Gerektiğinde canı pahasına iradesine sahip çıkmayı gösteren milletimiz, bir daha müsaade etmeyecektir. Türkiye'nin bir daha böyle acılar yaşamaması için elimizden geleni yaptık ve bir sonraki nesle inşallah aktaracağız.

İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI
Milletimizle sırt sırta vererek, meydanı eski karanlık Türkiye'ye günlerine döndürmek isteyenlere bırakmayacağımızı gösterdik. Türkiye'de milli iradeyi yeniden egemen kıldık. Cumhur İttifakı çatısı altında hayata geçirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı sistemiyle tarihimizin en büyük reformunu ülkemize kazandırdık. Bu kazanımları daha güçlü, daha büyük atılımla perçinlemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Attığımız her adımda olduğunda olduğu gibi İnsan Hakları Eylem Planı'nda darbe döneminin açtığı sıkıntıları gördük. Yeni ve sivil anayasa teklifini tüm platformlarla tartışmaya açarak yola çıkıyoruz. 10 yıldır ülkemizin gündemine getirdik. Maalesef sivil bir anayasaya kavuşamadık. İnşallah bu sefer başaracağız. Korkularla, önyargılarla hareket edersek ne tarih ne de milletimiz bizi affeder. Gelin ülkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım. Gelin cumhuriyetimizin 100. yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım. Cumhur İttifakı olarak, Yeni ve Sivil Anayasa'yı tamamlayarak milletimize sunmakta kararlıyız.

EKONOMİ
Tarih böyle bir büyük daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına ve ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının artmasına neden oldu. Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üstünde ülke bulunuyor. Türkiye, böyle bir süreci başarılı yürüttü ve yürütmeye devam ediyor. 2020 büyüme oranı izlediğimiz büyüme politikalarının somut örneğidir. Hindistan %8, Japonya %4.8 oranında Amerika %3,5 oranında küçüldü. İhracatımız, yüzde 9.6 artışla 16 milyarı aşmıştır. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için önemli olan ekonomik büyümenin tüm kesimlere ulaşması ve büyüme ile birlikte istihdamın kalıcı olmasıdır. Hedefimiz her bir vatandaşımıza dokunacak, sağlık ve istikrarlı büyümenin orta ve uzun vadede sürmesidir. Bu hedefe giden yol fiyat istikrarından geçiyor. Burada da karşımıza verimlilik artışı ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bir ekonominin yapısal gücü ne kadar yüksekse şoklara karşı direnci de o kadar artar. Bu tip küresel dalgalanmalar ne ilktir ne de son olacaktır. Bizim için önemli olan bu tip risklere karşı sağlam, ekonomik işleyişi tesis etmektir.

"TÜRKİYE SALGIN SONRASI DÜNYANIN YÜKSELEN YILDIZI OLACAK"
İstikrarının sağlanmasına üretken kapasitenin geliştirilmesine bunu niçin çok önem veriyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz İnsan hakları eylem planıyla ekonomi alanında hayata geçireceğimiz reformun hazırlıklarını sürdürdük. Çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceğimiz alanları öncelikli hale getirdik. Biliyorsunuz her zaman söylüyorum, biz kısa mesafe koşucusu değil, maraton koşucusuyuz. Farkımız bu. Bu anlayışla hazırladığımız ve önümüzdeki hafta açıklayacağımız reformları, kararlılıkla açıklayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye, inşallah salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacaktır. Atacağımız adımlarla riskleri en az indirecek, karşımıza çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz. Mali disiplin her dönemde olduğu gibi bugün bizim olmazsa olmazımızdır. Bütçe açığı ve borç stokunda Türkiye çoğu ülkeye göre oldukça iyi durumdadır. İşte Türkiye bu. Mali disiplin tam olarak bu demektir. Sermaye piyasalarının güçlendirilmesi hususunda yeni politikaları hayata geçiriyoruz. Kamudaki kurumsal yapıyı güçlendirerek reformlarımızın kalıcılığını öyle ya da böyle sağlayacağız.

AVRUPA'DA IRKÇILIK
Koronavirüs salgını sağlık krizi olmanın ötesinde batıda sosyal hastalıkların artmasına sebep oluyor. Hemen her gün AB'deki vatandaşlarımızı hedef alan ırkçı saldırıların haberini alıyoruz. Her ne kadar Avrupalı yöneticiler yüzleşmekten kaçsa da istatistikler tehdidi göstermektedir. Sadece 2020 yılında Almanya'da 40'ü bizim insanlarımız olmak üzere toplam 900 saldırı görülmüştür. Avrupa'da camilere 121 eylem yapılmıştır. Rapor edilmeyen saldırıların en az 4-5 katı olduğunu tahmin ediyoruz. Rapor edilen saldırılarda, suçluların peşine düşmektense saldırıya uğrayanı hedef alıyorlar. Fransız İçişleri Bakanı'nın ırkçı partiliyle, "Kim daha çok İslam düşmanı savaşına" girmesi, insanlık ve Avrupa değerleri adına utanç vericidir. Batılı kurumların İslam düşmanlığı karşısında 3 maymunu oynaması endişelerimizi daha da arttırıyor. Böylece bu suçlar önemsizleştirilerek ırkçılığın önü açılıyor. Sırf kimliklerinden dolayı 8'i Türk 10 kişiyi katleden bu ırkçı örgütler, maalesef hak ettikleri cezayı almamıştır. Avrupalı devletler, bu tehdidi önemsizleştirmeye çalışsa da Türkiye olarak daha aktif rol oynamaya kararlıyız. İnşallah, Avrupa'daki hiçbir vatandaşımızı ırkçılar karşısında yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.

"KONTROLLÜ NORMALLEŞME SÜRECİNİ BAŞLATIYORUZ"
Hiçbir vatandaşımızı doktorsuz, ilaçsız, maskesiz bırakmadık. Birilerinin sürekli sorup durduğu Merkez Bankası rezervlerindeki hareketlilik, aslında bu dönemde verilen mücadelenin ne kadar zor ve meşakkatli olduğunun işaretidir. Bu çerçevede, milletimize daha önce söz verdiğimiz şekilde, bugün itibariyle yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz. Normalleşme adımlarını ifade etmeden önce şu hususların altını özellikle tekrar tekrar çizmek istiyorum. Tedbirlerin sıkılaştırılması da, gevşetilmesi de tamamen salgının seyriyle ilgilidir. Salgının yayıldığı bir ortamda, normalleşme adımlarını atmak veya sürdürmek mümkün değildir. Türkiye, pek çok devlete nazaran coğrafi alan ve nüfus itibariyle büyük bir ülke olduğu için, adımlarımızı kademeli şekilde atmamız gerekiyor.

"DÜŞÜK RİSKLİ MAVİ-ORTA RİSKLİ SARI-YÜKSEK RİSKLİ TURUNCU-ÇOK YÜKSEK RİSKLİ KIRMIZI"
Sağlık Bakanlığımız ve onun bünyesinde faaliyet gösteren Bilim Kurulu, 100 bin nüfusa düşen vaka sayısı başta olmak üzere, çeşitli kriterlere göre illerimizi sınıflandırdı. Bu değerlendirmeye göre de 81 vilayetimiz, düşük riskli-mavi, orta riskli-sarı, yüksek riskli-turuncu ve çok yüksek riskli-kırmızı olarak renklere ayrıldı. Her hafta risk durumuna göre illerimizin renkleri yeniden tespit edilecek. Ayrıca, her iki haftada bir de normalleşme uygulaması güncellenecek. Valiliklerimiz başkanlığındaki il hıfzıssıhha kurullarımız, bu güncellemeye göre uygulamayı gözden geçirecek ve yeni düzenlemelere gidecektir.

"HER İLİMİZ SALGIN TEDBİRLERİNİN ORADA NE DÜZEYDE UYGULAYACAĞINI KENDİSİ BELİRLEYECEK"
Tedbirlerin sıkılaştırılması veya gevşetilmesi kararı, salgının her bir ilimizdeki iyileşme veya kötüleşme durumuna göre verilecek. Vatandaşlarımız, günlük hayatlarının her anında temizlik, maske ve mesafe diye özetlediğimiz salgın tedbirlerine ne kadar riayet ederlerse, illerinin normalleşmeye o kadar hızlı geçebilmesini sağlayacaklar. Aksi bir durumda, yani salgın artış eğilimine girdiği yerlerde, kısıtlamalar tekrar genişletilebilecek. Bir başka ifadeyle her ilimiz, salgın tedbirlerinin orada ne düzeyde uygulanacağını kendisi belirleyecek.

"HAFTA SONU KISITLAMASI DÜŞÜK VE ORTA RİSKLİ İLLERDE TAMAMEN KALKACAK"
Bugünkü kabine toplantımızda, normalleşme adımlarının prensipte nasıl atılacağı hususunu kapsamlı şekilde görüştük. Buna göre, hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması, düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha Pazar günü devam edecek. Ülkemizin tamamında süren akşam 21 ile sabah 5 arasındaki sokağa çıkma sınırlaması ise sürecek.

"İLKOKULLARDA 8'İNCİ VE 12'İNCİ SINIFLAR EĞİTİM VE ÖĞRETİME AÇILACAK"
Okullar, Türkiye genelindeki tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8'inci ve 12'nci sınıflarda eğitim öğretime açılacaktır. Düşük ve orta riskli illerde, ilaveten ortaokullar ve liseler dâhil diğer kademelerde de eğitim öğretime başlanacaktır. Yüksek ve çok yüksek riskli illerimizde ise, genel uygulamanın dışında, sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacaktır.

"ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLER DIŞINDA SABAH 7 İLE AKŞAM 19 ARASINDA YÜZDE 50 KAPASİTEYLE AÇIK OLACAK"
Restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler, çok yüksek riskli iller dışında, Türkiye genelinde faaliyetlerini sabah 7 ile akşam 19 saatleri arasında, yüzde 50 kapasiteyle sürdürebileceklerdir. Halı saha, yüzme havuzu ve benzeri tesisler, düşük ve orta riskli illerimizde, sabah 9 ile akşam 19 arasında faaliyet gösterebilecektir. Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale döndürülecek, ihtiyaç halinde Valilikler farklı düzenlemeler yapabilecektir.

"YÜKSEK VE ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLERDE 65 YAŞ ÜSTÜ VE 20 YAŞ ALTI KISITLAMALARI ARTTIRILACAK"
Sokağa çıkma saatleri sınırlı olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı grubundaki vatandaşlarımızla ilgili düzenleme, düşük ve orta riskli illerimizde kaldırılırken, yüksek ve çok yüksek riskli sınıftaki illerde ise sokağa çıkma süresi artırılacaktır.

"DÜŞÜK VE ORTA RİSKLİ İLLERDE NİKAH VE NİKAH MERASİMLERİ 100 KİŞİ İLE YAPILABİLECEK"
Nikâh ve nikâh merasimi şeklindeki düğünler, düşük ve orta riskli illerimizde 100 kişiyi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kişiyi geçmemek ve bir saati aşmamak kaydıyla yapılabilecektir. Sivil toplum örgütleri, meslek odaları, kooperatifler ve benzeri kuruluşların genel kurulları; düşük, orta ve yüksek riskli illerde, katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde yapılabilecektir.

Diğer hususlardaki uygulamaların nasıl olacağı, daha önce ifade ettiğim gibi, Valiliklerimizin başkanlığındaki İl Hıfzıssıhha Kurullarımız tarafından belirlenecektir. Hedefimiz, mümkün olan en kısa sürede, ülkemizin tamamında "kontrollü normalleşme" sürecini tamamlamaktır. Tedbirlerin uygulanmasıyla ilgili denetimler de, bu çerçevede daha sıkı ve kararlı şekilde yürütülecektir. Salgın boyunca her konuda öncü ve örnek olan Türkiye'nin, kısıtlamaların gevşetilmesi ve inşallah tamamen kaldırılması hususunda da aynı başarıyı göstereceğine yürekten inanıyorum.