CNN Türk'te çakma ödül skandalı!

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

EMEKÇİNİN GÖZÜ KULAĞI ZAM ORANLARINDA
PATRONLAR NEDEN SESSİZ?

Sevgili sırdaşlar…
Bu köşedeki bazı vuslat anlarımızda, sizlere verdiğim bir sözü zaman zaman hatırlatıyorum.
Diyorum ki, ömrüm vefa ettikçe, hep emekçinin sesini duyurmaya çalışacağım.
Dertlerini anlatacağım.
Bizim medyadaki kulisler, yüzüne bakılmayacak insanlar…
Bu işler bir kenara.
Bana yegane keyif veren şey, sizin sorunlarınızı dillendirmek.

O nedenle bugün köşeme, yıllık yasal zam yaranızı seslendirerek başlamak istedim.
Malum her sene, her şirkette olduğu gibi, medya kuruluşlarmızda da genelde yıllık enflasyon oranını gözeterek, yasal zam yapılır.
Gerçi bu işten kaytarmaya çalışan çok.
Demirören gibi…
Biliyorsunuz bu sene Mayıs’ta yıllık yasal zamlı maaşları anca yatırabildi.
O beş ayın farkını da, emekçiler ayaklandı da öyle verdi.
Ben de burada çok dil döktüm hatırlarsanız.

Şimdi böyle şeyler yaşayınca haliyle emekçinin yüreği ağzında.
Çünkü neredeyse yılın sonu geldi, asgari ücrete neredeyse yüzde 50 zam yapıldı.
Medya patronlarından hala ses yok…

Medya emekçilerinin zaten kuş kadar olan maaşı, ağır enflasyonla iyice eridi.
Pek çok kişinin özellikle de muhabirlerin maaşları asgari ücretin altında kaldı.

Bu ortamda neden hiçbir medya kuruluşu ‘2022 maaşlarına şu oranda zam yapılacak’ demiyor?
Keskin kulaklarıma göre, pek çok patron, TÜİK’in enflasyon oranında yani yaklaşık yüzde 20 zam yapmayı planlıyormuş.
Eğer doğruysa, mesleğin tabutuna son çiviyi çakarlar…
O kadar diyorum.

Zaten son yıllarca eriyen maaşlar nedeniyle, gazetecilik resmen mavi yaka bir mesleğe dönüştü.
Sadece bir grup kaymak kesim- köşe yazarı, ekran yüzü- dolgun maaşlar alıyor.
Çoğu da köşesinden ekrandan hanut haber yazıyor.

Bu ayrımcılık ve uçuruma bir çare bulunamazsa, yakında işleri yürütecek emekçiyi kimse bulamayacak.

Buradan yetkililere de seslenmek istiyorum…
Özellikle de İletişim Başkanlığı’na…
Zaman zaman ‘gazetecilerin koşullarını iyileştirmek için çalışıyoruz’ açıklaması yapıyorlar.
Bence gazetecilerin bu medya patronlarının insafına kalmaması için, bu konuda kim samimiyse devreye girmeli.
Elinden geleni yapmalı.
GAZETECİNİN SESİ DUYULMALI…

BİR SARIKAYA PORTRESİ: İNANAMAYACAĞINIZ ANEKDOTLAR…

Yoldaşlar, Habertürk denilen ucube mi ucube yerin skandallarına bir süre değinmemek için kendime söz vermiştim.
Demiştim ki, ‘yahu o kadar yazdın yazdın, sağ olsunlar seni haklı çıkardılar, bırak bir sonraki skandala kadar ara ver’ dedim.

Ammaaaaa ne mümkün…
Şeytanın aklına düşmüş gibi, şu uzun mu uzun hayatımda duyduğum en absürt hikayeler beni buldu.
Sizinle paylaşmazsam vallahi olmazdı.

Muharrem Sarıkaya’nın tokat skandalından sonra, iki Ankara gazetecisi bana ulaştı.
Ve yıllardır herkesin bildiği, gazetecilerin kendi arasında konuştuğu ama kimsenin kamuoyuyla paylaşmadığı çok acayip Sarıkaya hikayeleri anlattılar.
Hikaye kelimesi az!
Medya fıkrası desem yeri.
Kah güldüm kah üzüldüm, ne hissedeceğimi şaşırdım.
Neyse lafı daha fazla uzatmayayım da kısa cümleler halinde, Muharrem Sarıkaya’nın Ankara fıkralarını anlatayım, tabii ki meslektaşların ağzından:

⁃ Abdullah Gül ile asansörde “Merhaba nasılsınız? İyiyim siz nasılsınız?“ dışında tek cümle konuşmadığı halde özel haber diye köşe uydurmuş. Gül, Sarıkaya’yı herkesin önünde rezil etmiş.
⁃ Uluslararası bir uçuşta görevliyle tartışırken “Do you know who I am? (Sen benim kim olduğumu biliyor musun?) demesi üzerine görevli “Hemen ambulans gönderin, adam hafızasını yitirdi “ demiş.

⁃ Yıllarca Neşet Ertaş’a bağlama çalmayı kendisinin öğrettiğini iddia etmiş.

⁃ Ancak Güney Afrika’da Yüksel Uzel’in evinde tüm foyaları ortaya dökülmüş. Yüksel Hanım arka odadan bağlama getirince, Sarıkaya ‘bu bağlamanın ayarı bozuk’ diyip, bu yalan atağını da savuşturmayı başarmış. En azından öyle zannetmiş 🙂

⁃ Güneydoğu’da kafasına kurşun girdiğini ve kurşunun yıllardır kafasında durduğunu pek çok kişiye anlatırmış.

⁃ Mustafa Erdoğan’ın Anadolu Ateşi fikrinin kendisine ait olduğunu ve ismi kendisinin önerdiğini öne sürermiş.

⁃ Yıllardır iyi derecede Fransızca ve Rusça bildiğini iddia edip tam konuşması gerekirken yorulduğu için asla konuşmazmış.

⁃ Buz tutmuş gölde beyzbol sopasıyla balık avladığını anlatırmış.

⁃ Tansu Çiller’in bozulan helikopterini “çekilin, ben pilotum” diyerek uçurmaya çalıştığını yıllardır herkese söylermiş.

⁃ En güzel hikayelerden biriyse, Yasemin Dalkılıç’a 150 metre tüpsüz dalış yaptığını söylemesi 🙂

Yani anlaşılan o ki tüm Ankara gazetecileri yaşadıklarını yazsa roman olur…

Cinnah Caddesi’ne (Hürriyet’in eski Ankara bürosunun olduğu yer) uçakla indiğini anlattığını da aktaran varmış.

Fakat kendi favorimi en sona sakladım:

Bir fotomuhabir motosiklet almış. Sarıkaya “Ben çok iyi motorcuyum” diyerek ısrar edip emekçinin motoruna binmiş ve motoru duvara çarpmış. Motosiklet sıfırmış!

Artık ben diyeyim Vecihi…
Siz diyin atma Ziya…
Bir başkası desin tutmayın küçük enişteyi…
Yeşilçam’ın ne kadar karakteri varsa adeta Sarıkaya’da vücut bulmuş!

Bu hikayelerden sonra eminim ki siz de o tokat vakasının ardından Sarıkaya’nın Fatma Şahin karşısında dakikalarca yaptığı anlamsız hareketlerin nedenini anlamışsınızdır.

Tabii buradaki soru, yıllardır mitomanik hikayelerin parçası olduğu herkesçe bilinen Muharrem Sarıkaya Ciner Medya Grubu'nda nasıl yıllardır kalabildi?

Sarıkaya’ya kim neden kol kanat gerdi?

Sorunun cevabını Ankara gazetecileri biliyor aslında.

Yukarıda yazdığım ve aklından zoru olduğunu düşündüren hikayelerin parçası olan birinin yıllardır Ankara Temsilciliği görevi yapabilmesi, medyadaki şizofrenik ilişkilerin varlığını da teyit ediyor.

Bir diğer iddiayı da hatırlatalım bu aşamada... 
Habertürk Ankara temsilcisi Bülent Aydemir’in kızağa çekilmesinde Muharrem Sarıkaya'nın payı olduğu iddiası var.

Aydemir ortalardan kaybolduktan sonra sazı tam olarak eline alan Sarıkaya'nın gece gündüz; deyim yerindeyse sürekli ekranda olması canlı yayındaki malum skandalını körüklemiş iddialara göre...

CNN TÜRK’TE ÇAKMA ÖDÜL SKANDALI

Sevgili yoldaşlar, iyi güldük, şimdi de medyamızın haline biraz daha ağlayalım hep birlikte.
Mendilleriniz hazırsa, gazoz kapağından bir ödülün hikayesini kulaklarınıza fısıldayayım.

Geçtiğimiz günlerde Demirören medyanın çeşitli mecralarına bir haber düştü:

Demirören TV Grup Başkanı Murat Yancı’ya En İyi CEO ödülü…
Türkiye’nin beğenilen CEO’ları belli oldu. Demirören Tv Grup Başkanı Murat Yancı, 2021 Yılının En Beğenilen CEO’ları arasında yer aldı…
Türkiye’de 35 bin kişinin üzerinde oy kullanıldığı, 2021’in 50 CEO’su, CHRO’su ve CMO’sunun belli olduğu  ‘Altın Lider Ödülleri’ dün gece sahiplerini buldu.  
Organizasyonu KREA M.I.C.E. tarafından yapılan ‘Altın Lider Ödülleri’ platformunda tüm Türkiye’den katılım gerçekleşti. Türkiye’de iş dünyasında çalışan her bireyin ‘tekil oyu’ ve cep telefonuna gönderilen ‘doğrulama kodu’ ile katıldığı oylamalar 25 Kasım 2021’de sona erdi. Yapılan değerlendirmeye göre en fazla oy alan CEO’lar, Nükhet Duru’nun konseriyle taçlanan gecede ödüllerini aldı. 

https://www.posta.com.tr/demiroren-tv-grup-baskani-murat-yanciya-en-iyi-ceo-odulu-2416486

Peh... peh... peh...
Zaten haberin dili, gidişatı, her şey bir gariplik olduğunu anlatıyor.
Bir de son zamanlarda yeni bir adet türedi.
Aklına esen bir otelin konferans salonunu kiralıyor, online oylama yaptırıyor, bir ödül uyduruyor, sonra da ne kadar şöhret meraklısı gazeteci varsa onları davet ediyor.
Ödül veriyor.
Ödül verdikleri isimleri de neredeyse her kanal ve medya grubunda sosyal medyasında takipçisi bol isimlerden seçiyorlar...

Her medya grubundan ismi seçiyorlar ki, her yerde haber olabilsinler...
Neyse ödüller dağıtılıyor... 
Sosyal medyada boy boy pozlar…
Oscar almış gibi sevinmeler…
Bir komedidir ki gidiyor…
Ben bunlara gazoz kapağı ödülleri diyorum.

Yukarıda bahsettiğim ve Murat Yancı’ya verilen ödülse tam da bu tanıma uyuyor.
Adeta Yancı için biçilmiş kaftan…
Sanki terzide onun için özel dikilmiş.

Düşünün ki, oylaması 25 Kasım’da biten ödülü, o dönem TV grup başkanlığı ataması dahi yapılmamış Yancı’ya vermişler.
Malumunuz Yancı 1 Aralık’ta Demirören TV grup başkanı olarak atandı.
Artık yönetici olacağını nereden biliyorlarsa, bu nasıl bir öngörüyse!

Bir de TV grup başkanı nasıl CEO kategorisine giriyor o kısmını da tam çözemedim.
Ama kimin umurunda, birileri Yancı’yı bir şeyin en iyisi seçmek istemiş.

Düşünün artık bu tabloda Murat Yancı’nın Demirören’de çıktığı katın yüksekliğini…
İnsan biraz utanır sıkılır, ne bileyim ayıp filan der ama nerdeeeeeeee?...

Başarılarının devamını diliyoruz Yancı Murat bey...
Allah size böyle çakma ödüllerle dolu nice başarılar nasip etsin!!!

KESKİN KALEM