CHP’de sinirler iyice gerildi! Kavga biraz erken başlamadı mı?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında olduğu iddia edilen sürtüşmeye dair son iddiaları değerlendirdi…

Efendim: anlaşılan gene CHP yönetiminin kendi iç çelişkilerine dair haberler, iddialar, “Kulis bilgileri” dolaşmaya başladı. Bilhassa da CHP’nin çiçeği burnunda yeni Genel Başkanı Özgür Özel ve bu konudaki iddiasını ertelemek zorunda kalan “Eş genel başkanı” Ekrem İmamoğlu’na dair yeni sürtüşme emareleri olduğu söyleniyor. Bunların realitedeki tam karşılığı nedir bilmiyorum.  Ancak böylesi bir çatışmanın tohumlarının çoktandır yeşermeyi beklediğini sanıyorum.

Kılıçdaroğlu ile kavga daha yeni nihayete ermişken şimdi birde “yeni liderlik”le potansiyel veya “alternatif liderlik” arasında sürtüşme sinyallerinin olduğunun söylenmesi pek hayra alamet olmasa gerek. CHP bu yeni çatışmayı, hele de seçimler gibi kritik bir süreçte kaldırır mı o ayrı bir tartışma konusu…

Ateş Olmayan Yerden Duman Çıkmaz mı?..

Nitekim Medyaradar yazarı Varol Ersoy dünkü yazısında olayı ayrıntılı vurguladığı için tekrar etmek istemem. ( Aynı olayı Haber7 yazarı Ferhat Murat’da aktarmış) Buna göre CHP PM toplantısı öncesi İmamoğlu bazı isimlerin aday olmasını istediği bir listeyi Özel’e iletiyor. Kimi isimler üzerinde tartışma çıkıyor ve Özel İmamoğlu’na tepki gösterip “Gel o zaman sen otur buraya” şeklinde cevap veriyor. Bunun üzerine de İmamoğlu telefonu Özel’in yüzüne kapatıyor.

Olay tam böyle mi seyretti bilemem ama İmamoğlu’nun genel asabi tavrı düşünülürse şaşırtıcı gelmiyor. Öyle ki CHP’nin birçok belediye başkan adayını açıklaması beklenirken bunun yapılamaması (Başka gerekçe gösterilse de) buna bağlanıyor.

Bilemiyorum: kendi payıma ben bu tarz olaylara karşı her zaman ihtiyatlı ve mesafeli olmuşumdur. “Kendi içinde kavgalı bir CHP” görüntüsü vermek isteyen kesimlerin yaydığı kurgularda olabilirdi. O yüzden hep temkinliyimdir. (Bu ihtimali de her zaman hesaba katarım.) Ne var ki, bu kez nedense hiç şaşırmadım ve bana gayet “olabilir” geldi. Bu tarz bir kapışmayı özellikle bekliyordum bile diyebilirim. O yüzden anlatılanları fazla yadırgamadım.

Gerilimin Psikolojik Dinamikleri!..

Dolayısıyla sırf böyle bir ihtimalin varlığının bilinmesi bile sinirleri germeye yetiyor. Tarafların birbirine açıktan ve sert gard almaları için – ekstra bir hamle olmaz ise- henüz çok erken olduğunu sanıyorum. Fakat siyaset bu ne zaman kızışacağı hiçbir zaman tam belli olmaz. Bir kıvılcıma bakar!..

Bu çatışkıyı besleyen ana psikoloji şu olmalı herhalde. Özgür Özel açısından İmamoğlu’na yönelik “Ben seçilerek genel başkan oldum. Partinin hiyerarşisi, kurum ve kuralları belli. Bunlara riayet et. Önümden çekil. Partiyi el altından yönetmeye kalkma. Bu tavırlarından rahatsızım.” tutumu olsa gerek.

İmamoğlu açısından ise “Ben seni desteklemeseydim seçilemezdin. Zaten ben bir yol kazasına uğradığım için sen o koltuktasın. Aslında benim olmam gerekirdi. Şu an bir emanetçisin. Durumunu fazla abartma. Geçici süre oradasın. O yüzden partide benim istediğim değişiklikleri yap. Fazla itiraz etme.” modunda görünüyor.

Son olayda ise bu ateşi körükleyen adaylıklar konusu olmuşa benziyor. Burada adayların önemi yakın gelecekte yaşanması kaçınılmaz görünen “Hesaplaşma” ya tarafların şimdiden yığınak yapmak istemesi olarak görünüyor. Herkes kendi cephesini güçlendirme derdinde. Anlaşılan Özel’de artık geri adım atmak istemiyor!..

Ertelenmiş Çatışma Potansiyeli!..

Ben CHP’de böylesi bir çatışmanın zeminini olduğuna hep inandım. Bu olayda tam oturuyor mu bilemem. Lakin teorik analizim bunu gerektiriyor. (Bunları alenen söylemeleri gerekmez.) İktidar kapışmalarının doğası budur. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Öyle veya böyle biri diğerini tasfiye etmek zorundadır.

Daha öncede belirttiğim gibi kurultay genel başkan sorununu çözdü. “Karizmatik ve etkili liderlik sorunu” ortada duruyor. Bu sorunu çözmeye en yakın profil –taraf değil objektif baktığımızda- şu an için Ekrem İmamoğlu görünüyor. Fakat bu Özgür Özel’i çiğnemek, es geçmek, yok saymak anlamına gelmemeli. Gerisini süreç çözer ya da çözemez o başka!..

Çatışma Dondurulmak Zorunda!..

Ancak bu çatışmayı ikisi de -en azından şimdilik- dondurmak zorundalar. Yaklaşan seçimler bunu gerektiriyor. (Yoksa kendilerini de partiyi de yıpratırlar. Siyasi iktidarın eline koz verirler ve onlarda karamboldan gol atabilir!) O ana kadar herkes “güç biriktirme”, “yığınak yapma” peşinde olacak. Olayın seyri birazda seçimlerde alınacak sonuca bağlı kalacak. (O zamana kadar muhtemelen her cepheden “Şuyuu vukuundan beter…” iddialar, söylentiler, suçlamalar ortalığı kaplayacak.) Muhtemelen kavga ertelenecektir. Şimdilik bir yerde uzlaşmak zorundalar.

Lakin zoraki dostluk gösterileri, el sıkışmalar, birlikte poz vermeler, gülücüklerde bir yere kadar!..

05.01. 2024

NOT: Burada henüz tam çözemediğim bir durum var. Sahada ısınma hareketleri yapan yeni bir oyuncu türedi. Bu süreçte Muharrem İnce’nin rolü ne? İmamoğlu’nun bir tür “ajanı” gibi mi davranıyor, Özel'e mavi boncuk mu atıyor yoksa ikisini de birbirine kırdırma hesabı yapıp, kendisine alan açmaya mı çalışıyor anlayamadım. Neyse yakında çıkar onunda kokusu!..