Cem Küçük işin aslını yazdı... Koronavirüs komplo teorilerinin arka planında ne var?

Koronavirüs nedeniyle ortaya atılan komplo teorileri özellikle sosyal medyada yayılmaya başladı. 

Cem Küçük, meşhur komplo teorisyeni Sylvia Browne'nin koronavirüs ile ilişkilendirilen komplosunun arka planını yazdı. 

İşte Küçük'ün "Kehanetler ve Sylvia Browne’nun palavraları" başlıklı bugünkü yazısı: 

Koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri komplo teorileri de meşhur oldu. Telefonuma abartısız her gün bu kadının 2008’de yayınlanan “Günlerin Sonu” kitabıyla ilgili bilgiler geliyor. 
ABD’li medyum Sylvia Browne arkadaşı Lindsay Harrison’la yazdığı “Günlerin Sonu” kitabında  2020’de akciğerlere saldıran bir virüsten bahsetmişti. Kitapta tam olarak şöyle yazılmış: 
“2020’de akciğerlere ve bronşlara saldıran ve tüm bilinen tedavilere direnen ciddi bir zatürre benzeri hastalık dünyaya yayılacak. Hastalığın kendisinden daha şaşırtıcı olan şey, aniden geldiği kadar hızlı bir şekilde yok olacağı gerçeğidir.” Hâliyle herkes bunu koronavirüsle ilişkilendirdi. 
Aslında kitabı ve Sylvia Browne’yi meşhur eden Kim Kardashian oldu. Sosyal medyadan paylaşınca hiçbir şeyi ölçüp biçmeyen kitle mal bulmuş mağribi gibi buna atladı. Aman Allahım, neler söyleniyor. Böyle palavralarla dolu çok kitap var. Böyle zırvalarla avunanlar vardır mutlaka ama işin rengi öyle değil. 
Sylvia Browne’nin palavralarını ortaya çıkaran Newsweek dergisinden Andrew Whalen oldu. 16 Mart’ta yayınlanan makalesinde Whalen aynı kitapta Browne’nin gerçekleşmeyen 27 kehanetini(!) yazmış. Mesela 2015’e kadar robotların evlerde hayatımıza yön vereceğini, Papa Benedict’in son Papa olacağını, 2020’ye kadar körlüğe çare bulunacağını vb. yazmış. Hatta 2010’da Covid-19 gibi bir virüsten bile bahsetmiş... 
Medyum Sylvia Browne en büyük palavrasını 2002’de söylemişti. 11 yaşındaki Shawn Hornbeck kaçırılmıştı. Browne çocuğu hispanik ve siyasi bir adamın kaçırdığını tahmin etti ve daha da ileri gidip çocuğun öldüğünü ileri sürdü!.. 
Hâlbuki çocuk ölmemişti ve 2007’de bulundu. Onu kaçıran da beyaz bir adamdı. Tabii yazar utanmadı. Oralı bile olmadı. Saçma sapan kehanetlerine devam etti. 
Siz siz olun, aptalca kehanetlere itibar etmeyin. Hele ünlü kişilerin paylaştığı zırvalara ve böyle kitaplara gülün geçin...